Efsane hayvan Kunga'nın ne olduğu sonunda bulundu
'Kunga' denilen hiçbir türle eşleştirilemeyen Mezopotamya'nın gizemli hayvanının ne olduğu sonunda DNA analiziyle bulundu.
Mezopotamya'da binek hayvanı olarak at kullanımından önce 'Kunga' denilen bir hayvan kullanılıyordu. Çivi yazılı tabletler ve mühürlerde Mezopotamya'da M.Ö. 3 binli yıllarda diplomatik törenlerde ve savaş araçlarında bu binek hayvanının kullanıldığını gösteren izler mevcuttu. Ancak ortada şöyle bir sorun vardı: Kunga denilen bu hayvan hiçbir zoolojik sınıflandırmaya uymuyordu. Bunda en büyük etken kazılarda ortaya çıkan bulguların yetersiz olmasıydı.
Suriye'nin kuzeyindeki Umm el-Marra'da bir kraliyet mezarlığında yapılan arkeolojik kazıda kunga oludğu tahmin edilen iskeletler bulundu. Bilim insanları vakit kaybetmeden 4 bin 500 yıllık bu fosillerle ilgili çalışmaya başladı. Sonuçlar geçtiğimiz günlerde açıklandı. Peki neydi bu Kunga denilen hayvan?
Science Advances'te yayınlanan bir makale Kunga'yla ilgili bilinmezliği sona erdi.
Arkeolojikhaber'de yer alan haberde makalenin detayları verildi. Buna göre Umm el-Marra'daki kraliyet mezarlığında bulunan ve ilk önce ata ait olduğu düşünülen iskeletlerin DNA'ları incelendi. Bu DNA'lar Göbeklitepe'de bulunan 11 yıllık bir kemik ve günümüz Suriye yaban eşeklerinin DNA'larıyla karşılaştırıldı. Ortaya ilginç bir sonuç çıktı.
Buna göre DNA'dan elde edilen genom analiz edildi ve bulunan iskeletlerin annesinin Suriye yaban eşeği, babasının ise soyu 1929 yılında tükenen Asya yaban eşeği olduğu ortaya çıktı.
Arkeologlar, mezardaki melez hayvanın Sümer sanat eserlerinde resmedilen kunga olabileceği konusunda hemfikirdi.
Araştırmacılar Göbekil Tepe'den gelen hemippe denilen 11 yıllık bir Suriye yaban eşeği, hayatta kalan son iki hempippe ve bu 4500 yıllık genomları sıraladı.
Kungaların dişi evcil eşekler ile erkek hempler arasındaki F1 melezleri olduğu sonucuna varıldı. Bu da o dönemde melez hayvan yetiştiriliciği yapıldığının bir kanıtı oldu.