Dünyanın en gizemli hayvanları: Haklarında bir şey öğrenemedik ve şimdi yok oluyorlar...
Bilim insanları, haklarında yeteri kadar veri toplanamamış hayvanları tanımlayan DD adlı kategorinin ciddi bir yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu ortaya koydu. Bu kategori tehlikedeki pek çok türden çok daha büyük risk altında. Öte yandan Akdeniz de yok olma noktaları arasında...
Pek çok bilim insanı dünya çapında sayısız türü tehdit eden ve büyük ölçüde insan faaliyetlerinin yön verdiği kitlesel yok oluşun ortasında olduğumuza inanıyor. Bu konuda araştırma yapanların özellikle eğildiği konulardan biri de sınıflandırma bilimi taksonomide DD (Data Deficient) olarak ifade edilen türler.
DD adlı kategori, yeterli bilgi bulunmadığı için yayılışına ve/veya nüfus durumuna bakarak tükenme riskine ilişkin bir değerlendirme yapmanın mümkün olmadığı türleri ifade ediyor. Yeni bir araştırma, “yetersiz veri” şeklinde de belirtilen bu türlerin ciddi tehlikeyle karşı karşıya olduğunu gösteriyor.
ÇOK DAHA SAVUNMASIZ...
Buna göre dünyadaki en gizemli hayvanların yer aldığı DD kategorisindeki türler daha iyi araştırılmış ya da “veri açısından yeterli” türlere kıyasla nesillerinin tükenmesi tehlikesine karşı çok daha savunmasız durumda.
Elde edilen bulgu, Uluslararası Doğayı Koruma Birliği Tehdit Altındaki Türler Kırmızı Listesi yani diğer adıyla IUCN Kırmızı Listesi'nde yer alan türler arasındaki koruma önceliklerindeki sorunlu yapıya da işaret etmekte.
Norveç Bilim ve Teknoloji Üniversitesi'nden doktora öğrencisi Jan Borgelt liderliğindeki bir ekip, coğrafi konumlar gibi kriterleri kullanarak IUCN Kırmızı Listesi'nde yer alan 26 bin 363 türün neslinin tükenme risklerini tahmin eden bir yapay zeka algoritması oluşturdu. Borgelt ve ekibi makine öğrenimi yoluyla iklim değişikliği, istilacı türler ve insanlardan gelecek baskıların yüksek doğrulukta tahmin edilebildiğini öne sürüyor.
İKİ KAT DAHA FAZLA RİSK ALTINDA
Algoritma DD kategorisinde yer alan 7 bin 699 türe uygulandı ve bu türlerin yüzde 56'sının büyük olasılıkla yok olma riski altında olduğu ortaya çıktı. IUCN Kırmızı Listesi'nin geneli için bu olasılık yüzde 28 olarak ölçülmüştü. Ortaya çıkan iki kat risk dikkat çekerken DD kategorisindeki amfibik (hem suda hem karada yaşayan) türler için yüzde 85 olarak tespit edildi.
Sonuçlar, uluslararası hakemli dergi Communications Biology'de yayınlandı. Borgelt araştırma ve ortaya çıkan sonuçları üzerine şu ifadeleri kullanmakta:
“Hangi türlerin var olduğunu, nerede ortaya çıktıklarını ve ne kadar tehdit altında olduklarını bilmek ve değerlendirmek, bu bilgi edinildikten sonra gerçekleşen koruma ile ilgili tüm eylem ve araştırmaların temelidir. Araştırma birimimizde, plastik kirliliği, arazi kullanımı veya hidroelektrik üretimi dahil olmak üzere ekosistemler üzerindeki farklı insan baskılarını analiz etmek için çalışıyoruz.”
'KEYFİ BİR KARARLA KARŞI KARŞIYAYIZ'
Çarpıcı bir tespitte bulunan Borgelt, DD kategorisindeki türlerin maruz kaldıkları “keyfi” olarak değinilmeyen zorlukları da şöyle aktarıyor:
“Nihayetinde, biz ve bizim gibi IUCN'in değerlendirmelerine güvenen diğer uygulayıcılar, DD kategorisindeki türlerin gerekli şekilde ele alınmaması konusunda keyfi bir kararla karşı karşıyayız. Bunun bir sonucu olarak, DD birçok analizden çıkarılmak zorunda kaldı. Dolayısıyla bu çalışmanın sonuçları, DD kategorisindeki türleri daha önce yaptığımızdan daha uygun bir şekilde hesaba katmamıza yardımcı oluyor.”
Amfibiler hakkındaki endişe verici sonuçlara ek olarak araştırmada, DD kategorisinde yer alan ışınsal yüzgeçli balıkların yüzde 40'ının, memelilerin yüzde 61'inin, sürüngenlerin yüzde 59'u ve böceklerin yüzde 62'sinin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olabileceği görülüyor.
AKDENİZ HAVZASI DA YOK OLMA NOKTASI
Söz konusu türlerin çoğu izole bir şekilde yaşamakta ve bu onları tehlikelere karşı özellikle daha duyarlı hale getirmekte. DD kategorisindeki kara türleri için Orta Afrika, Güney Asya ve Madagaskar potansiyel yok olma noktaları olarak öne çıkıyor. Denizlerde ise Atlantik'in doğusu ve Akdeniz havzası bu alanda dikkat çekiyor.
Bilim insanları ayrıca birçok türün daha tanımlanamadan yok olduğunu tahmin ediyor. Bu “karanlık yok olma” olarak ifade edilen bir terim. DD kategorisindeki türler ise anlaşılamamış olsalar da en azından tanımlanmış türler. Bu da beraberinde potansiyel bir umut getiriyor.
Son olarak Borgelt, “Sonuçlarımız gösteriyor ki DD kategorisindeki türleri; karar verme, politika oluşturma ve biyoçeşitlilik analizlerine dahil etmemiz gerek” diye konuşuyor.
*Bu haberdeki bilgilerin büyük bir kısmı Vice'ta “The Most Mysterious Animals in the World Are Heading Toward Extinction, Scientists Say” başlığıyla yayınlanmış makaleden derlenmiştir.
Kaynak: Web Özel