Tenisin yeni starı Emma Raducanu! Kaybolan AirPods, Instagram'da takipçi akını, Kraliçe'nin mesajı...
ABD Açık'ta tek kadınlar finalinde 2002 doğumlu iki raket karşılaştı, kazanan Emma Raducanu oldu. Birleşik Krallık tarihine geçen ve tenisin yeni süperstarı olmaya aday Emma; kaybettiği AirPods'u, Instagram'daki takipçi patlaması ve Kraliçe'den aldığı mesajla da yeni bir ikon olmaya aday.
“Hayır! Ne? Artık 'B' değil 'M' yazıyor, harika! İnanamıyorum, milyona ulaşmışım... Vay be!” Emma Raducanu, ABD Açık'ta tek kadınlarda zafere ulaşmasının üzerinden 24 saat geçmeden bir başka heyecan verici gelişmeyi kutluyordu.
Basın buluşmasında Instagram'da kaç yeni takipçi kazandığı sorulduğunda “Dün 650 bin vardı” deyip telefonunu kontrol etti ve bir milyonu geçtiğini görünce yukarıdaki tepkiyi verdi.
KAYBOLAN AIRPODS...
Elemeleri geçerek ana tabloya kalan ve ana tabloda oynadığı 7 maçta set dahi vermeyen Raducanu, 44 yıl sonra tek kadınlarda Grand Slam zaferi kazanan ilk Britanyalı tenisçi olmayı başardı. Ancak onun hafızasında eleme turu ve turnuva eğlenceli bir sakarlıkla da hatırlanacak:
“İlk tur eleme maçımdan önce, korta çağrılmadan üç dakika evvel AirPods'umu kaybettim. Onları aramak için etrafta koşuyordum. Her maçtan önce kendime 'Kazanırsan kendine bir çift AirPods daha alabilirsin' diyordum.”
TARİHE GEÇEN EN GENÇ FİNAL
Karşımızda, gündeminde AirPods ve Instagram olan genç bir sporcu duruyor. Emma 13 Kasım 2002 doğumlu. Finaldeki rakibi de Leylah Fernandez'di ki o da 6 Eylül 2002 doğumlu. 1999'da o günlerde 17 yaşında olan Serena Williams ile 18 yaşında olan Martina Hingis'i bir araya getiren ABD Açık finalinin ardından “en genç finale” imza attılar. Kazanan 6-4 ve 6-3'le Emma oldu.
Leylah Fernandez, ana tabloda başlarken 3. turda 3 numaralı seribaşı ve ABD Açık'ın son şampiyonu Naomi Osaka'yı, 4. turda 16 numaralı seribaşı eski dünya 1 numarası Angelique Kerber'i çeyrek finalde 5 numaralı Elina Svitolina'yı, yarı finalde ise 2 numaralı Aryna Sabalenka'yı geçerek devleri alt ettiği muazzam bir yolculuğa imza attı.
Aynı zamanda 1968'de başlayan açık dönemde ilk kez seribaşı olmayan iki tenisçi final oynadı. Emma WTA dünya sıralamasında 150. sırada yer alırken Leylah ise 73. sırada yer almaktaydı.
KRALİÇE DE TEBRİK ETTİ
Emma'yı tebrik edenler arasında Kraliçe II. Elizabeth de vardı. Mesaj kendisine aktarıldığında duygulanan Emma, “İnanılmaz derecede onur duydum, havalara uçuyorum şu an. Majestelerinin maçlarımdan birini izleyeceğini hayatımda hiç düşünmemiştim. Bu çok özel. Bu mesajı aldığım için çok minnettarım” ifadelerini kullanıyordu.
Bu güleryüzlü genç sporcu eğlenceli havasıyla ilham verirken hikayesiyle de ön plana çıkıyor. Derslerinde çok başarılı olması, şampiyonluğunu çikolata ile kutlamayı planlaması elbette işin “magazin” tarafı ve oldukça eğlenceli.
View this post on Instagram
Ancak hem Emma'nın hem de Leylah'nın öne çıktıkları bir başka nokta da kültürel ve etnik farklılıkların birer zenginlik olarak alkışlanmasına ve ilham veren hikayelerin doğmasına sebep olmaları.
Ekvadorlu bir baba ve Filipinler asıllı bir annenin çocuğu olarak Montreal, Kanada'da dünyaya gelen Leylah Fernandez'in yanı sıra Emma Raducanu'nun hikayesinde de bir Kanada detayı yer almakta.
ANNESİ ÇİNLİ, BABASI RUMEN, KANADA'DA DOĞDU, LONDRA'DA BÜYÜDÜ
Çinli bir anne ve Rumen bir babanın çocuğu olarak Toronto, Kanada'da dünyaya gelen Emma, ailesinin o henüz iki yaşındayken Londra'ya taşınmasıyla Birleşik Krallık'ta yetişmiş.
Kraliçe Elizabeth'ten Nigel Farage'a kadar çok geniş bir kitle tarafından tebrik edilen Raducanu'nun başarısını Sport England organizasyonunun yönetim kurulu üyelerinden Chris Grant şöyle açıklıyor:
“Bir ebeveyni Çinli, bir ebeveyni Rumen olan, Kanada'da doğmuş ancak iki yaşında Bromley'ye gelmiş bir kız çocuğunun hikayesi bu ülkede çok normal ve bu hikayeyle gurur duymamız gerekiyor.”
We are taking her HOMEEE❤️??? pic.twitter.com/L6P52UFpAm
— Emma Raducanu (@EmmaRaducanu) September 12, 2021
Bu peri masalı bu yönüyle oldukça çarpıcı ancak Emma Raducanu'nun özel bir sporcu olduğunun da altını çizmek lazım. Hatırlanacağı üzere 2021 Wimbledon'a “wildcard” ile davet edilen Raducanu, set vermeden üç tur geçmiş ancak dördüncü tur maçında sakatlanarak 2. sette maça devam edememiş ve turnuvadan çekilmek zorunda kalmıştı.
Menajerliğini; Maria Sharapova, Serena Williams ve Naomi Osaka gibi dev isimlerin de menajerliğini yapan IMG adlı şirket yürütürken çoktan Nike ile ayakkabı, Wilson ile de raket sponsorluğu anlaşması yapıldı bile. ABD Açık öncesinde Vogue'un son sayısında Raducanu'ya yer verdiğini de hatırlatmakta fayda var.
Serena Williams sonrası sporu ve rekabeti ileri taşıyacak üst düzey sporculara ihtiyaç duyulan kadın tenisinde marka olabilecek özel genç yetenekler oldukça heyecan verici.
Kaynaklar: WTA, The Guardian, Vogue, The New York Times, The Telegraph
Kaynak: Web Özel