Şenol Güneş, Türk futbolunu değerlendirdi
A Milli Takım Teknik Direktörü Şenol Güneş, Süper Lig ve Türk futbolunu değerlendirdi.
Türkiye A Milli Futbol Takım Teknik Direktörü Şenol Güneş, Sözcü gazetesine verdiği röportajda Türk futbolundaki hataları, yapılması gerekenleri ve çıkış formüllerini anlattı… İşte Güneş'in o röportajı:
Şampiyonluk yarışını nasıl görüyorsunuz?
"Bu sene 6 takım yarıştılar bir tanesi şampiyon oldu. 6 tanesi çok büyük paralar harcadı," şampiyon olamayan battı. Niye batırarak yapıyorsunuz bu işi? O yüzden Sivas örneği doğru, Sivas doğruyu yapıyor. 'Tam kurtulacaktım, Şampiyonlar Ligi'ne gidemedim de battım…' Olur mu böyle şey? Şampiyonluk kaybetmek bu işin içinde yok mu? Bu kadar kulübün battığı yerde futbol gelişir mi?"
"Para ödemediğin zaman personel evine ekmek götüremezse orada huzur olmaz. Ben para almasam önemli değil ama buradaki çaycı para almazsa, o müessese ayakta kalmaz. Kulüplerde en büyük sorun bu."
Lider Sivas neleri doğru yaptı?
"Sivas'ın kadrosunda zenginlik var mı? Ekonomik krizi takımına en az yansıtan kimse o başarılı olur. Adam söz veriyor yerine getiriyor. 'Ben buyum kardeşim' diyor. Rakam az. Öteki 'Bire beş veriyorum' diyor, sonra olmuyor. Doğru değil."
"Bütün kulüpler 'küçülmek' istiyor. Bu kulüplerin 15 milyar borcu var. Dört büyüklerin harcadıkları para en çok kime; yabancılara. Sonra yine yabancı gelsin diyorsunuz. Aileyim, krizdeyim ama lüks yaşıyorum. Borcum varken kredi kartı aldım, daha fazla borçlandım… Sorunları çözmek istesek çözeriz ama çözmek istemiyoruz ki…"
Gençler Türkiye'den gitmek mi istiyor?
"Gençlerin gitmesinin nedeni buradaki kurumsal olmayan yapı. Benim çok daha iyi olduğum dönemler vardı ama en çok parayı şimdi kazanıyorum. Kazanamadım ama değerimi korudum. Mesela Oğuzhan'ın rakamı yükseldi ama değeri düştü. Galatasaray'da oyuncular değerlerinin altında. Şimdi kim değerli, Sivas'ın oyuncusu."
Kıyafetleriniz eleştiriliyor hâlâ…
"Kıyafeti eleştirmiyorlar aslında… Hepsinden daha şıkım. Ben yakışıklıyım, bende sorun yok!"
Kravat meselesi var bir de…
"Maviyi çok seviyorum. Mavi ve lacivert ağırlıklıdır kıyafet seçimlerim. Fenerbahçe maçına gelirken iki takım elbise yolladılar. Sponsor, Fenerbahçe'nin sponsoru… Fikret Bey (Orman) de takılırdı 'Giydin yine bordo maviyi' diye ama hiç bakmam böyle şeylere. Trabzonlular da kızdı siyah-beyaz giydik diye. İşin magazin tarafını anlarım da bunu ciddiye almak ayıptır."
Futbolumuz kurtulur mu?
"Semt sahaları yapmamız lazım, yüzme için de hentbol için de… Semtlerde spor yapılacak yerler olması lazım. Futbolu da bunun içine kat. Akademiler yapılıp hem okuyacak hem oynayacak çocukları alıp yetiştirmek lazım. Yusuf'un, Trabzon ekonomisine, Türk ekonomisine kattığı bir değer var. 20 milyon Euro getiriyor sana, öbürü 20 milyon Euro zarar ettiriyor. Biz kimi alkışlıyoruz, zarar ettireni!"
Yabancı gelmesin mi peki?
"Böyle şey der miyim? Öyle bir yabancı geliyor ki sana çok şey veriyor. Kurumsal yapıda bozukluk var. Olacaksa şirket gibi olsun kâr da zarar da sana ait olsun. Sektörel bazda Portekiz alıyor, satıyor; kulüpler ticari kuruluş gibi çok iyi çalışıyor. Biz de bunu yapalım. Bu ülke buna müsait. Hammadde futbol var, altınımız olmasa bile… Eski sporcuların ve üniversitelerin de girmesi lazım bu işe. Bilgiye kapalı olamazsın."
Bu sistemi nasıl buluyorsunuz?
"Niye yerli değil de yabancı alırız? Üretsek yabancı alır mıyız? 10 tane çocuk yapıyorlar, 'Tesadüfen biri büyüsün bana baksın' diyorlar. Dokuz tanesi ülkeye külfet oluyor. Fatih Hoca (Terim) zamanında çıkışında doğruları, mantığı vardı. Yabancıyı fazla alan, az alana para verecekti. Ne yaptı Kulüpler Birliği, o parayı kaldırdı. Saçma sapan bir şey çıktı ortaya."
Uygulama değişmeli yani…
"Kulübün kurumsal yapısı doğru değil. Yönetici geldi, 2 sene sonra genç oyuncu çıkacak diye uğraşır mı? 14 yabancıyı peyderpey azaltıp, altyapıya yönelinmeli. Trabzon, Konya, Adana, Bursa, Kocaeli, Sakarya, İzmir… Sanayi şehirleri. Tarım gibi futbola destek verelim. Böyle bir ortamda bile Yusuf'tan Cenk'ten almadın mı parayı? Bahçede çiçek yetiştirip satalım."
"BEŞİKTAŞ'TA İYİYDİK AMA HATALARIMIZ DA OLDU"
Beşiktaşlılar sizi sahiplendi…
"Beşiktaş camiası beni çok seviyor. Ben bir şey yapmadım, sadece düzgün iş yaptım. Daha çok şey yapmalıydım. Samimiyet ve iyi niyetime inandıkları için sahipleniyorlar. Biz gruptan namağlup çıktık. Biz çıktık diye mükemmel değildik ama mükemmel işler yaptık. Ama başkan da dahil hatalarımız da vardı."
Kadroda sıkıntı mı vardı?
"Yeter ki doğru işleri söyleyelim. Volkan'ı (Şen) alın dedim. Ben enayi miyim? Lens mi daha iyi Volkan mı? Ama Lens 20 milyona mal oluyor sana. Quaresma ve Babel var. İkisini geçemedi ki Lens. O zaman parayı niye harcıyorsun boşuna. Benim sana verdiğim bu aklı kim verebilir? O zaman niye uygulamıyoruz? Kimse ders çıkarmıyor. Bu böyle devam ettiği sürece aynı şeyleri konuşmaya devam edeceğiz. Üzülüyorum!"
Oğuzhan çok geriledi değil mi?
"Oğuzhan'ın gitmesi lazım. Ben kendim istedim bunu. Burada kalması sağlıklı değil. Mükemmel oynasa bile bir maçta kötü olsa yine tepkiyi alacak. Kendisine zarar. Mesele Oğuzhan'ın, Beşiktaş meselesi değil."
"MERİH'İ İSTEDİM ALDIRAMADIM"
"Merih Demiral'ı istemiştim Sporting Lizbon'da oynarken, aldıramamıştım. Roco'yu ondan sonra aldık. İyi şeyler yapıldı ama yanlış şeyler de oldu Beşiktaş'ta. Pepe'yi kaptan yapmak istediler, 'Olmaz, doğru değil' dedim. Türk oyuncular varken olmaz. Bir oyuncu gelsin yönetsin demek yanlış."
"10 YIL GERİDEN GİDİYORUZ"
"Bizde çocuğun eğitimini 10- 12'de değil, 15'te veriyoruz. Avrupa'ya göre 10 yaş geriden gidiyoruz. Bizde yarışmaya 25'te, onlarda 16-17'de hazır… Dünyada çocukların ergenlik ve öğrenme yaşları çok geriye çekildi."
"FUTBOL SANATLA İÇ İÇE OLMALI"
"Maçı seyrediyorsun sıkılıyorsun. Etkinlik yapalım. Futbol sahasını yaşayan alanlara dönüştürelim. Dünyada da böyle. Sanat futbolla iç içe olmalı. İnsanlar mutlu olmak istiyor. 40 binlik stadı niye yapıyorsun? Avusturya'ya gittim stat kutu gibi ama üç tane sahası var."