Rekorları alt üst eden 19'luk star! 'Carlos Alcaraz ismini duyunca...'

Yıllardır erkek tenisinde Olimpos Dağı'nın zirvesinde o bilindik üç isim oturuyor. Roger Federer, Rafael Nadal ve Novak Djokovic. Diğerlerine Grand Slam'lerde sadece ufak kırıntılar bırakan bu üçlü için kabul etmesi zor olsa da yolun solu hiç olmadığı kadar yakın. Hatta İsviçreli raket, Ekselansları Roger Federer, gelecek hafta başlayacak olan ve doğuşunda büyük rol oynadığı Laver Cup'tan sonra aktif tenis kariyerine nokta koyacağını açıkladı.

Uzunca bir süredir tenis dünyasında tartışılan en önemli konu ise bu isimlerinin yerinin nasıl dolacağı oldu. Pek çok aday geldi, zirveye talip oldu ancak hiçbiri ciddi bir heyecan yaratmayı başaramadı. Zaten söz konusu Büyük Üçlü'den hangisi oynuyorsa rakiplerine aman vermezken bu nasıl başarılır? Ama aynı zamanda bu üç devi yenemeden “onların yerine” nasıl geçilir ki zaten?

İki sorunun da cevabını vermeye talip olan Carlos Alcaraz meydan okudu ve galip geldi. Madrid Açık'ta dikkatleri üzerine çeken 5 Mayıs 2003 doğumlu genç tenisçi burada çeyrek finalde Rafael Nadal'ı, ertesi gün yarı finalde ise Novak Djokovic'i yendi.

PEŞ PEŞE TARİH YAZDI...

Alcaraz, Nadal ve Djokovic'i toprak kortta peş peşe yenmeyi başaran ilk tenisçi olurken 2004'ten bu yana dünya 1 numarasına karşı maç kazanan en genç raket de olmuştu. Alcaraz, finalde ise Alexander Zverev'i geçecek ve turnuvanın 1, 2 ve 3 numarasını yenerek bu önemli Masters kupasının sahibi olacaktı.

ABD Açık'ta ise Jannik Sinner ile oynadığı ve 5 saat 15 dakika süren çeyrek final maçıyla ki bu karşılaşma, ABD Açık tarihinin en uzun süren ikinci maçı oldu ve vazgeçmeyen karakterini ortaya koyan Alcaraz, finalde ise Casper Ruud'u yenerek bir kez daha tarih yazdı.

Dünya 1 numarasına yükselen Alcaraz, ATP tarihinde 1 numaraya çıkmayı başaran en genç (19 yaş, 4 ay ve 6 gün) tenisçi oldu. Lleyton Hewitt'in rekorunu (20 yaş, 8 ay ve 26 gün) kıran Alcaraz, Pete Sampras'tan (1990) sonra ABD Açık'ı kazanan en genç isim oldu. Elbette tüm bunlar bir gelecek tahmininde bulunmak için yeterli değil. Tenis tarihi bu kadar olağanüstü olmasa da pek çok gelecek vadeden genç oyuncu gördü. Geçmişte Lleyton Hewitt, Andy Roddick ve Andy Murray gibi isimler yakın geçmişte ise Zverev, Daniil Medvedev ve Dominic Thiem Olimpos Dağı'na çıkması muhtemel isimler olarak gösterilmişti.

Peki Carlos Alcaraz'ı özel kılan ne? Onu izlerken neden heyecanlanıyoruz ve heyecanlanmakta haklı mıyız?

Tenis spikeri ve yorumcusu Onur Akmeriç, “Carlos Alcaraz ismini duyunca heyecanlanmalıyız çünkü yaklaşık 20 yıldır Büyük Üçlü’nün tahakkümünde bulunan ki bundan hiç şikayetçi değiliz, erkekler tenisinde ipleri eline geçirmekle kalmayıp genç yaşına rağmen en sağlam tutan isim olarak dikkat çekiyor” ifadelerini kullanıyor.

'ENDİŞELERİ RAFA KALDIRDI!'

“Bizi hipnotize eden üçlüden sonra bir anda tarihin en genç 1 numarasının gelmesi, 'Büyük Üçlü bırakınca spor nasıl bir hale gelecek, keyif alabilecek miyiz?' endişelerini de rafa kaldırmamızı sağladı” diye devam eden Akmeriç, “Alcaraz şu ana kadar kayıp 90 kuşağının yapamadığı ya da çok geç yapabildiği şeyleri başararak erkekler tenisinin post-altın çağını sırtlayabilecek potansiyelde olduğunu gösterdi” yorumunu yapıyor.

Bir diğer tenis yorumcusu ve yazar Murat Taşkolu ise “Medvedev, Zverev, Tsitsipas gibi isimlerin arkasından bir top 10 oyuncusunun daha geleceği düşünülüyordu elbette. Ancak hiç kimse 1 sene içerisinde ondan böylesine bir çıkış beklemiyordu” ifadelerini kullanıyor.

Taşkolu şu çarpıcı detayı da veriyor:

“Öyle bir 2022 yılı geçiriyor ki, ekibi bu sezona başlarken hedefi 'ilk 15 içerisinde bitirmek' olarak belirlemişti. Ancak Alcaraz o hedefe henüz mart ayında ulaştı. Federer, Nadal ya da Djokovic'in geldiği çift haneli Slam şampiyonlukları seviyesine kimsenin gelebileceği dahi düşünülmezken, tüm tenis otoritelerine o sayıları yakalayabilecek seviyede olduğunu gösterdiği için sanırım Alcaraz, bu heyecanı yaşatmaya devam edecek.”

'SADECE BİR TENİSÇİNİN HALEFİ DEĞİL...'

Akmeriç son olarak Alcaraz'ı özel kılan bir sentezden de söz ediyor ve şunları aktarıyor:

“İspanyol olmasıyla Nadal’ın veliahtı olarak gösterilen ve onun tarzından izler taşıyan Carlitos, aslında kendini Federer’in tarzına yakın bulduğunu söylerken, izleyenler için Djokovic’in stilinden de pasajlar sergiliyor. Yani Alcaraz sadece bir tenisçinin halefi değil; erkekler tenisinin geleceğini Sinner, Musetti ve bir dönem üstleri olan Medvedev, Tiafoe gibi isimlerle daha yukarı taşımaya çalışacak kahraman olarak gözüküyor.”

metin.aktasoglu@haberglobal.com.tr 

Ek kaynaklar: El Pais, ATP

Kaynak: Web Özel