Pek bilen yok ama Türk futbolu değişim içinde

Türk futbolu son 1 yıldır alttan alttan bir değişim içinde. Ancak bunları ne duyuran var ne de yeterince bilen. Gazetecilik refleksiyle bu işe girdim. Sağ olsun TFF’deki yetkililer de bu konuda bana yardımcı oldu. Öğrendiklerimi, birinci ağızdan okuyucularımızla paylaşmak için bu yazıyı yazıyorum. Yorumlarımı en az düzeyde tutmaya, daha çok öğrendiklerimi sizlere aktarmaya çalışacağım. Katıldığınız, katılmadığınız noktaları siz belirleyin ve hatta bana da bu çalışmalarla ilgili yorumlarınızı yazın lütfen.

Önceki yazılarımda Hamit Altıntop’a güvenimi ifade etmiştim. Altıntop’u futbolculuğu, yöneticiliği, hiçbir döneminden bire bir tanımıyorum. Ancak yaptığı işleri takipteyim. A milli takımdaki değişim süreci, Altıntop’un yetkilerinin artırılması periyodu derken, oradaki iletişimin geri bırakıldığını fark ettim. Malum baskı içeren bir süreçti.

Öncelikle genç takımlar, altyapı gibi konularda Altıntop özellikle son 1 yıldır ciddi atılım içindeymiş meğer. Bu değişim Şenol Güneş’in de dahliyle başlayan bir zaman dilimini kapsıyor. Bazı isimler vereceğim. Eminim çoğunuz bu isimleri duymamıştır. Duyanlar arasında perde arkasını bilenler olduğunu da sanmıyorum.

İlk isim Bernhard Peters.

Peters Hamit Altıntop tarafından 1 yıla yakın bir süredir Türk futbolundaki milli takımların oyun felsefesini oluşturmak ve eğitmenleri, eğitimleri desteklemek amacıyla görevlendirildi. Görev tanımı “Antrenör Danışmanı” olarak geçiyor. Peters Thomas Tuchel, Julian Nagelsmann gibi önemli teknik adamların çalışma sistemini yakından bilen, Ralf Rangnick’le birlikte Hoffenheim’da mucizeler yaratan ekibin bir parçasıydı.

Şimdi hem az önce saydığım görevlerde, ama özellikle Tolunay Kafkas’a U21 yani Ümit Milli Takımdaki çalışmalarında destek oluyor. Kafkas da Peters’la çalışmalarında oyuncuların gelişimi için ortaya koydukları metotlardan memnun.

Peters’ı milli takım bünyesine kazandıran isim bizzat Hamit Altıntop. Altıntop bu ekibin önderliğinde, tüm genç yaş eğitmenlerinin de yer aldığı çalışma grupları oluşturdu. Böylece en büyük eksiklerimizden biri olarak konuştuğumuz kalifiye antrenör yetiştirme konusunda en azından milli takımdan başlayarak yol aldı. (Kulüp takımlarına yansımasını az sonra anlatacağım.) Bir yandan da “Almanya yapıyor, biz neden yapamıyoruz?” sorusu soranlara, “İşte orada bu işi yapanlar şimdi bizim de yol haritamızı çizmeye yardımcı oluyor” mesajı verdi. Peters şimdi hem Tolunay Kafkas’la süreçleri belirleyen parça, her kampta da takımla birlikte oluyor.

İkinci isim Levent Sürme.

Sürme Leipzig ve Augsburg’da görev almış. Almanya’da neredeyse tüm yaş gruplarının gelişme sistemlerini bilen bir antrenör. Peters’la birlikte çalışıyor. O da Ümit Milli Takım Teknik Direktörü Tolunay Kafkas ile dirsek temasında.

Hamit Altıntop milli takımla da yetinmedi. Eğitmen yetiştirmede sorunumuz nerede diye inceledi. Sorunun kaynaklarından biri olarak geri kalmış müfredatın olduğunu gördü. Gelişim direktörlüğüne bu müfredatın değiştirilmesi talimatını verdi. Ekibe yeni isimler katıldı. Daha önce İngiltere’de bu işi üst seviyede yapmış, Arsenal görmüş Emre Aydemir’in de katılımıyla Oğuz Çetin ve ekibi haftalarca kampa girdi.

Yurt dışındaki örnekler detaylıca incelendi. Çalışma grupları oluşturuldu. Antrenörlerin sertifika programlarındaki eğitimler baştan aşağı değiştirildi. Altıntop bu süreci adım adım takip etti. Sosyal medyada programların pahalı olduğu konuşuldu. Ama bunun birçok nedeni, gerekçesi var. Yazının ana fikrini bulandırmayayım. Başka bir yazıda onu da anlatırız.

Gelelim Ümit Milli Takım ve Tolunay Kafkas’ın yaptıklarına. Tolunay Hoca aralarında benim de olduğum 13 kişilik, genellikle genç kuşağın yakından tanıdığı, dijitalde kuvvetli medya mensuplarını Riva’ya davet etti. Bize bir sunum hazırlamıştı. Ancak toplantıda sadece 3 kişiydik. Geleceğini bildirenler de gelmedi. Veli Yiğit ve Yakup Çınar ile birlikte ne sorduysak, neye itiraz ettiysek hoca 2 saatten fazla bir süre oturdu, cevaplamaktan kaçınmadı.

FUTURE TEAM

Önlerinde birçok proje var. Future Team beni en çok heyecanlandıran iş oldu. 2007 doğumlulardan başlayarak oyuncu taraması yapılıyor. Burada örnek olarak Belçika belirlendi. Axel Witsel ve Eden Hazard gibi futbolcuları Belçika futboluna kazandıran bir projeden bahsediyoruz. Amaç koordinasyonu, potansiyeli iyi ancak fiziksel olarak henüz iyi durumda olmayan futbolculardan özel bir ekip kurup geleceğin özel takımını yaratmak.

Kaç oyuncu kazandırılsa kardır. Yani oyuncu taramaları da artık çeşitlilik kazanmış durumda. Bu projenin sorumluları olarak da Sinan Turhan ve Ahmet Ceyhan belirlenmiş durumda. Yine daha önce ülkede altyapı çalışmalarında bulunmuş isimler.

TOPU NASIL ALACAK, NASIL PRES YAPMALI?

Tolunay Kafkas oyuncularını geliştirebilmek için 9 ana prensip belirlemiş durumda. Peters’ın katkılarıyla bu sayıyı artırmaya çalışıyorlar. Gaye açık: oyuncu gelişimine odaklanmak ve A takıma kalifiye oyuncu üretmek. Prensipler derken oyuncu nerede duracak, topu nasıl alacak, nasıl pres yapılmalı gibi üst seviyeye çıkarken bilinmesi gerekenlerden bahsediyorum. Duran top uzmanından analizcisine, Avrupa’daki çalışma yöntemlerini uygulamaya çalışıyor. Her ay yeni trendleri içeren yazılı yayınların çevirilerini edinip, kendini geliştirmeye çalışıyor.

Kafkas şikayet etmese de, bazı konularda hala eksiklerimiz olduğu açık. Mesela İngiliz milli takımında 22 maç analisti bulunurken, bizde bu sayı sadece 3.

Üstelik bizim ekip ülkede canlı maç analizini ilk kez hayata geçirenler… Yani antrenman sırasında analizciler canlı canlı oyunun analizini teknik ekibe iletiyor. Antrenmana hamleler, taktik dokunuşlar için bulunmaz nimet…

KAFKAS GERİ ADIM ATMAZ

Mesela kulüplerin altyapı yatırımı yapmaya pek yanaşmaması, genç oyunculara yeterli sürenin sağlanamaması bahsedilen problemlerden bazıları.

Tolunay Hoca’ya bizzat da söyledim, yapısal problemlerde masaya yumruğunu vuracak, ülkede bir şeyin mücadelesi verilecekse bundan geri adım atmayacağına düşündüğümüz sayılı antrenörlerden biri kendisi. Ondan daha fazla kavga etmesini (asla şiddet içermiyor bu ifade), daha fazla ses çıkarmasını bekliyorum.

Daha fazla sorumluluk aldığı görünmeli. Toplantıya “Bu sorumluluğu almıyorsa almalı, alıyorsa bunları daha iyi anlatmalı” duygusuyla gittim. Hoca tartışmaya açık biri olduğundan aklımdaki tüm soruları sorabildim. İkna olduğum yerler var, olmadığım yerler var.

Bazı kısımlarda da hakkının yendiğini düşünüyorum. Mesela genç kategorilerde koronavirüs sürecinden sonra maçların başlatılamamış olması aslında onun görev tanımında değil. Gelişim Direktörlüğü’ndeki kaynaklarım da bu konunun Sağlık Bakanlığı gibi yetkili yerlerden onay gelmeden yapılamayacağını söylüyor.

PAF LİGİ YERİNE BİR ŞEY KONMALI

Ne olursa olsun ben kaldırılan Paf ligi yerine bir şeyin konulması gerektiği kanısındaydım. Toplantıdan sonra da böyle düşünüyorum. Tolunay Kafkas Galatasaray’ın Niğdespor’la yapacağı çalışmayı beğenmiş.

Ben de beğendim. Belki kulüpler bu konuda daha fazla teşvik edilebilir eğer lig konusunda başka bir adım düşünülmüyorsa. (ki öyle bir izlenim almadım) Hocaya Süper Lig takımlarının 3.ligden başlayarak B takımlarını yarıştırabilmesi projesine nasıl baktığını sordum. 3.ligde oyuncu gelişiminin zor olacağı kanısında ama sonuçta Niğdespor da 2.ligde. Yani bu konuda yeni bir adımın şart olduğunu düşünüyorum. Tabii bu konuda da adımları atması gereken makam TFF yönetimi.

Bu arada Ümit milli takımı kısa vadede skorlarla analiz etmek pek sağlıklı olmayacak kanısındayım. Euro 2023 elemelerinde rakipler ve grubun totali çok güçlü. Belçika grupta ağır favori, Danimarka ve İskoçya güçlü takımlar. Kafkas ve ekibi yarışmacı olmanın da önemli olduğunu düşünseler de önceliği A milli takıma prensipleri orayla örtüşen hazır milli takım oyuncuları vermek olduğunu düşünüyorlar. Bu yüzden de bazı uygun haftalarda maç olmasa bile U21 oyuncularını Riva’da taktik kampa bile aldı. Tolunay Hoca göreve başladığında Stefan Kuntz’a da bu konudaki tüm çalışmalarını sunmuş durumda.

Tolunay Kafkas ve ekibiyle konuştuğumda Hamit Altıntop’la koordinasyonlarından çok memnun oldukları izlenimini aldığımı söyleyebilirim.

ÜÇ EKİP ORGANİZE EDİLDİ

Yani uzun lafın kısası Hamit Altıntop, Almanya futbolunun yükselişi ve yetiştiriciliğine hakim isimleri de dahil ederek Stefan Kuntz, Tolunay Kafkas ve Oğuz Çetin'in ekiplerini organize etmiş durumda. Kendi yöneticilik seviyesini geliştirmek için de hala önemli bazı eğitimleri alabilmek için kolları sıvamış durumda üstelik. Hala çok eksikler var elbette. Kulüplerin yatırımları artmadıkça; bakanlıkların, hatta TFF’nin kulüplere daha fazla yaptırımda bulunacağı zorunlu altyapı sistemleri oluşmadıkça bu süreç çay kaşığıyla tünel kazmaya benzer. Her sezon 1 transfer eksik yapılsa bu A takım için belki çok fark etmez, ama doğru harcamayla altyapıyı öyle bir kalkındırır ki 5 sene sonra hepimiz şaşkına döneriz.

Ama tüneli kazmaya bir yerden başlamak gerektiği de apaçık bir gerçek.

Kaynak: Web Özel