Küba'da 60 yıl sonra bir ilk! Tarihi bir dönüm noktasının eşiğinde...

Küba
Küba'da 60 yıl sonra bir ilk! Tarihi bir dönüm noktasının eşiğinde...
Dünyanın en önemli boks ülkelerinden biri olan Küba'da boks, gençler arasında da yerel salonlar sayesinde oldukça popüler bir spor. Fotoğraf: Shutterstock

Dünyanın en önemli boks ülkelerinden biri olan Küba'da sporun profesyonel olarak icra edilmesine yönelik yasak, boksörler için esnetiliyor. Altı boksör, Meksikalı bir promosyon şirketi aracılığıyla mücadele vermeye başladı. Peki 1962'den sonra ilk kez yaşanan duruma sebebiyet veren neydi?

Fernando Galvan ileri atıldı ve bir sağ aparkat salladı. Geçen yaz olimpiyat oyunlarında hafif ağır sıklette altın madalya kazanan Kübalı boksör Arlen Lopez, yarım adım geriye çekilerek aparkattan kaçmayı başardı ve hızlı bir sol kroşe çıkardı. Yumruk Galvan'ın tam çenesine isabet etti. Bilincini kaybeden Galvani Meksika'nın Aguascalientes kentindeki bu küçük ringin ortasına yığılıverdi.

Lopez'in nakavtla elde ettiği galibiyet, Küba'nın amatör boks programını dünyanın en iyilerinden biri yapan gücün, hassasiyetin, sanatın, bilimin ve kaçınılmaz şiddetin karışımını çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor. ABD'nin dokuz madalyasına karşın Kübalı boksörler 2012'den beri olimpiyat oyunlarında 15 madalyası kazanmayı başardı.

Kübalı sporcular, Tokyo'da yedi farklı sıklette mücadele ederken dört altın ve bir bronz madalyanın sahibi oldular.

Buna rağmen Lopez'in galibiyeti çok özel bir yerde duruyor. Hem kendisi hem de ülkesi için; zira söz konusu maç bir profesyonel maçtı. 1962'de profesyonel sporları yasaklayan Küba'da hükümet o tarihten sonra ilk kez profesyonel boksun önünü açtı. Altı Kübalı boksör, yeni kurulan Meksikalı promosyon şirketi Golden Ring'in çatısı altında ringe çıkıyor.

Küba'da 60 yıl sonra bir ilk! Tarihi bir dönüm noktasının eşiğinde... - Resim : 1
Yerel salonlar ve antrenörler, Küba'daki boks kültüründe oldukça önemli bir yer tutuyor. Fotoğraf: Shutterstock

Olimpiyat şampiyonu üç boksörün önü açılırken bu da aslında ciddi bir değişimin işareti olarak dikkat çekmekte.

Aslında bu değişimin tetikleyici unsuru, sporcuların ifadelerine göre öncelikli olarak rekabet. Birden fazla olimpiyat şampiyonluğu kazandıktan sonra boksta gelişmeye devam etmek için yeni mücadeleler aramak şart. Altı sporculuk ekibini olimpiyat oyunlarında iki altın madalyası bulunan kaptanı Julio Cesar La Cruz, “Amatör düzeyde Kübalılar tarihin en iyi boksörleridir. Ancak gerçek gücümüzü ölçmek için profesyonel düzeyde dünyanın en iyi boksörleriyle karşılaşmamız gerekiyor” ifadelerini kullanıyor.

'SAVAŞIN ORTASINDA SİLAH ARKADAŞLARINI TERK EDEN ASKERLER GİBİLER...'

Normal şartlarda bu zamana kadar profesyonel sporlarda en iyi Kübalı sporcular, ağırlıklı olarak beyzbolcular ve boksörler, ülkedeki rejimden kaçarak profesyonel kontratların peşinden gidiyorlardı. Bir keresinde Fidel Castro, ülkeyi terk eden sporcular hakkında “Onlar savaşın ortasında silah arkadaşlarını terk eden askerler gibiler” demiş ve onları “ayartan” isimleri de “taze et peşindeki köpekbalıklarına” benzetmişti.

2009'da ülkenin tarihindeki en yetenekli isimlerden biri olan Guillermo Rigondeaux, ABD'ye iltica etmiş ve 29 yaşında profesyonelliğe adım atmıştı. İlk yenilgisini 2017'de, 19. maçında Vasiliy Lomachenko'ya karşı almış ve iki farklı sıklette altın kemer sahibi olmayı başarmıştı.

Küba böylesi bir başarıyı sporcularının ülke çatısı altında başarmasını istiyor. Golden Ring ile yapılan anlaşmaya göre; boksörler her dövüşten elde ettikleri net ücretin yüzde 80'ini alacak, geri kalan kısmı ise antrenörler, sağlık personeli ve ulusal federasyon paylaşacak.

Küba'nın boks milli takımının başantrenörü Rolando Acebal kararın Küba'da boksu en üst düzeyde tutmak için elzem olduğunu vurguluyor ve 2016 itibarıyla profesyonel sporculara da olimpiyat oyunlarında yarışma izni çıkmasıyla bu entegrasyonun Küba için çok daha önemli bir hale geldiğinin altını çiziyor. Acebal, “Onlarla dövüşüyorduk ancak onları tanımıyorduk” diye konuşuyor.

'VATAN İÇİN ZAFER ELDE ETMEK...'

Ancak 60 yıldır amatör bir spor etiğini aşılayan ve sporcuları kazançtan ziyade “vatan için zafer elde etmeye” odaklayan adada bu değişim dikkat çekmekte. Zira Küba ve boks konuşulduğunda akla gelen ilk örnek muhtemelen Teofilo Stevenson olacaktır. Üst üste üç olimpiyatta Münih 1972, Montreal 1976 ve Moskova 1980'de altın madalya kazanan Stevenson, Muhammed Ali'yle karşılaşması için yapılan tekliflere yanıt verirken “Sekiz milyon Kübalının sevgisinin yanında bir milyon dolar nedir ki?” diye konuşmuştu.

Ancak sporcular için hayatın gerçekleri de artık oldukça önemli... Devrimin ilk yıllarında ahlaki motivasyonun, maddi motivasyondan daha önde olması gerektiği vurgulanmaktaydı ancak Küba Komünist Partisi uzun zamandan beri daha maddi teşviklere geri döndü.

Milli takımın maaşı ayda 3 bin 500 Küba pesosu bu da günde yaklaşık bir dolara denk geliyor. Boksörler, her olimpiyat altını için hayat boyu ayda 300 dolar (gümüş için 150 dolar, bronz için 75 dolar) kazanıyor. Öte yandan Panamerikan Oyunları'nda ve dünya şampiyonlarında elde edilen zaferler için de ödül veriliyor.

*The New York Times (Cuba Steps From Amateur Glory Into the Prize Fighting Chase), BBC (Can Cuba's fighters rule in pro game after end of 60-year ban?)

Kaynak: Web Özel

Küba