İtfaiyeler, banknotlar... Mario Balotelli'nin iki günü!
Mario Balotelli, her zaman futbol dünyasının en özel çocuklarından biri oldu. Her yaptığıyla gündem olan Mario, tam 10 yıl önce sıradışı kariyerinin Manchester bölümünü yaşarken iki gün içinde öyle alakasız iki olay yaşadı ki ikisi de adeta kariyerinin özeti gibiydi...
Manchester ve Liverpool'un güney komşusu Cheshire'de yer alan Golden Triangle (Altın Üçgen), oldukça lüks evleriyle ünlü üç semtin kod adı adeta.
David Beckham, Kevin de Bruyne, Marcus Rashford, Cristiano Ronaldo, Wayne Rooney, Peter Crouch, Raheem Sterling, Kyle Walker, Owen Hargreaves, Mark Hughes, Carlos Tevez, Benjamin Mendy ve dahası bu üçgende yaşadı ya da yaşıyor...
Üçgenin ortasında ise Mottram St Andrew yer alıyor
İLK OLAY: 21 EKİM 2011
Mottram sakin, yemyeşil düzlüklerinde atların gezindiği huzur dolu bir yer... Bundan tam 10 yıl önce 21 Ekim 2011'de bu huzur ortamı biraz bozuldu. Şok etkisi yaratan olayın başrolünde yukarıdaki listede yer almayan özel bir isim vardı: Mario Balotelli.
“Ekipler yangını yarım saat içinde söndürmeyi başardı ancak olası bir yeniden alevlenmeyi önlemek için saat 14.45'e kadar olay yerinde kaldı... Yangına havai fişek neden oldu.”
Bu açıklamayı paylaşan itfaiye, olay yerine geldiğinde havai fişek partisini düzenleyen kişinin -Noel Gallagher'ın tabiriyle- “yaramaz çocukların idolü” Balotelli olabileceğini düşünmemişti. Ancak kısa süre sonra her şey netleşti. Havai fişeği birinci kattan metal çöp kutusuna atan, bu tarz olayların “olağan şüphelisi” İtalyan golcüydü.
Yangının büyümesinden korkup Louis Vuitton çantasına ağzına kadar parar doldurmuştu. Evinde kasadan taşan banknotlar görmeyi seviyordu. Bu görüntüyü eski bir filmde görmüştü ve kızları böyle etkileyebileceğini de düşünüyordu.
İTFAİYELERİN SİRENLERİ...
Ama şimdi evinin önünde iki itfaiye kamyonu sirenlerini Mottram'ın huzurunu parçalarcasına çalıyor, polis de olay yerine desteğe geliyordu. Bu olay Balotelli'nin Manchester City macerasını özetlemek için yeterli...
Bu elbette İngiliz basınını az çok bilenlerin de tahmin edebileceği için dev bir skandal başkasının başına gelse nasıl etkilenirdi tahmin etmek güçtü. Nitekim, tüm İngiltere, iki gün sonra Balotelli'nin bununla nasıl başa çıktığını öğrenecekti.
İKİNCİ OLAY: 23 EKİM 2011
23 Ekim'de Manchester United, Old Trafford'da Manchester City'yi konuk ederken Mario Balotelli de ilk 11'de başlıyordu. Henüz 22. dakikada James Milner'ın pasında topu yerden köşeye gönderecek, gol perdesini açacak ve tarihe geçecekti.
Kulübün malzemecisi olan Chappy lakaplı Les Chapman, oyuncularla diyaloğu çok iyi olan bir çalışandı ve Balotelli'yle de arası çok iyiydi. İtalyan golcü derbiden önce Chappy'nin yanına gitmiş ve formasının altına giyeceği tişörte bir mesaj yazmak istediğini söylemişti. Chappy şöyle anımsıyor:
“Tartışma yaratacak, United taraftarına veya herhangi birine saldıran bir şey yazamayacağımızı söyledim. Biraz düşündü, bir iki fikirle geldi 'Hayır Mario, bunlar uygun olmaz' dedim. Sonra durdu, 'Why Always Me? (Neden Hep Ben?) yazalım' dedi.”
İlk golden sonra formasını başının üstünden geçirdi, mesajını dimdik durup etrafa bakarak gösterdi. Mario, 60. dakikada skoru 2-0'a getirecek, City o maçtan 6-1 galip ayrılacaktı. United, 1930'dan bu yana ilk kez evindeki bir maçta kalesinde 6 gol görmüştü.
Neredeyse her futbolsever Balotelli'nin o sevincini hatırlıyor ancak o sevincin derbide kilidi açan golden sonra geldiğini az kişi biliyor. Aslında Balotelli'nin olayı da bu. Takım oyunu futbolda bireysel hikayeleriyle hatırlanan bir ikon.
'NEDEN HEP MARIO?'
Şimdilerde Adana Demirspor'da kendi ilginç futbol hikayesinde yeni bir sayfayı yaşıyor ve ikonik anlara imza atıyor. Tüm tartışmalı hikayelerine rağmen özellikle City'de onu kötü hatırlayan yok. Kulübün efsanesi Sergio Aguero, otobiyografisinde “Neden Hep Ben?” olayını şöyle hatırlıyor:
“O tişörtü giydiğinden hiçbirimizin haberi yoktu. Sonrasında tişörtü gördüğümde Mario'ya 'Daha sakin olsan, bu kadar şey yapmış olmasan muhtemelen hep sen olmazdın!' dedim.”
Chapman ise şöyle kritik bir detay ekliyor:
“Bir sorun vardı zira formayı başının üzerinden geçirmişti. Bunun cezası sarı kart. Formayı çenesine kadar kaldırsaydı, sorun olmazdı. Mario'ya maçtan önce çenesine kadar kaldırmasını söylemiştim ama elbette Mario, Mario'luğunu yapacaktı...”
*Bu haberdeki bilgilerin bir kısmı The Athletic'te yayınlanan "‘Why Always Me?’ 10 years on: The fireworks, the 6-1 and the madness of Mario Balotelli" başlıklı makaleden derlenmiştir.
Ek kaynaklar: BBC, Premier Leaugue, Manchester City, Transfermarkt
Kaynak: Web Özel