Derbide futbol sesi çıkmadı, Başakşehir akıllara yine 'o soruyu' getirdi!
Haftanın futbol adına umut vadeden maçı Beşiktaş-Fenerbahçe mücadelesinden pek ses çıkmadı. Galatasaray kendini aramaya devam ederken, Başakşehir akıllara yine 'o soruyu' getirdi. Trabzonspor'un oyunu ise bir yazılım güncellemesi gerektiriyor.
Süper Lig’de 8. haftayı Beşiktaş – Fenerbahçe derbisi için bekledik. Hiç beklenen olmadı. Ligin en çok gol atan iki takımı 90 dakikaya bir gol bile sığdıramadı. Hakem Volkan Bayarslan dahil sahadaki oyuncular ve kenardaki teknik heyetler, “Aman bir kazaya kurban gitmeyelim” der gibiydi.
Beraberlik herkese yarıyordu. Hakem linç edilmeyecek, Fenerbahçe bir maçı daha kaybetmeden tamamlayacaktı. Beşiktaş kaybetse teknik direktör Ismael gidecekti. Kazansaydı en azından Dünya Kupası arasına kadar kalacaktı. Peki berabere kalınca ne olacak? Bu sorunun tam cevabını galiba kimse bilmiyor.
Beşiktaş liderin yalnızca 2 puan gerisinde yarışa devam ediyor ama teknik direktör sürekli tartışılıyor. Bunun sebebini derbide yine gördük. Beşiktaş her zaman evinde taraftarıyla devleşen bir takımdır ve o taraftar sahaya iner.
TARAFTARA MESAJ: SİZ OTURUN
Ama bu derbide takım taraftara, “Siz yerinizde oturun” dedi. Bekleyen bir anlayışla, bozmayı düşünen bir takımdı Beşiktaş… Jesus rakibi Ismael’e değişiklik yapabileceklerini hatırlatmasa Ghezzal maçı kenardan seyrederek bitirecekti. Ghezzal girdikten sonra siyah beyazlılar Weghorst’un iyi kafa vurduğunu keşfetti. Ama zaman yetmedi.
Diğer taraftan 70 dakika oyunu rakibine deplasmanda kabul ettiren Fenerbahçe’de ise ileri uç oyuncuları yeteneklerini Samandıra’da unutmuşlardı. Biri gidip almalıydı ama akşam saati köprü trafiği vardı, yetişemediler. Sonuçta “ne şiş ne kebap yandı” diye iki takım profesyonelleri sevinirken futbolseverler, “ellerim bomboş” şarkısını söyleyerek derbiyi geride bıraktı. Umudumuz yarınlarda…
GALATASARAY KENDİNİ ARAMAYA DEVAM EDİYOR
Galatasaray ise haftaya lider giren Adana Demirspor deplasmanında yine kendini aradı ama bulamadı. Gol atmayı tüm takım nasıl unutur bilinmez. Ama birileri futbolun gol atmak için oynandığını Galatasaraylı oyunculara anlatmalılar. Ayrıca Kerem- Yunus sorunsalı Okan Hoca’nın önündeki çok bilinmeyenli denklem olarak varlığını sürdürecek.
Okan Hoca, Yunus ve Kerem’e aynanın karşısına geçip her gün bir saat, “Ben bir kahraman olmak zorunda değilim, kendim olsam yeter” deme ödevi vermeli… 8 haftayı geride bıraktık ama hala Galatasaray’da rol paylaşımı belirlenemedi. Tüm bu sıkıntılı sürece rağmen alınan 17 puan yarınlar için Sarı Kırmızlı taraftara umut veren en önemli kazanım.
TRABZON'A YAZILIM GÜNCELLEMESİ GEREKİYOR
Geçen yılın şampiyonu Trabzonspor, Kayserispor deplasmanındaydı. Geçen seneki kupa maçından kalan hesaplaşmanın sahaya yansıdığı bir maç oldu. Trabzonspor çok kritik sakatlıklar ve kadrodaki ciddi değişimlerden sonra geçiş dönemini en az hasarla atlatmayı amaçlıyor. Teknik direktör Abdullah Avcı’nın yol haritasında bu süre Kasım’ı işaret ediyor. Bakasetas ve Umut 3 puanı getirse de Bordo Mavili takımın yavaş ve etkisiz oyunu bir yazılım güncellemesi gerektiriyor. Abdullah Hoca takımın modifiyesini istediği gibi yapabilecek mi? Kasım’da göreceğiz.
'BAŞAKŞEHİR YİNE ŞAMPİYON MU OLACAK?' SORUSU
Başakşehir Ankaragücü deplasmanından liderlik koltuğunu alıp döndü. Zaten teknik direktör Emre Belözoğlu ilk 7 maçta sadece 1 gol yiyen takımıyla gözünü uzun zamandır zirveye dikmişti. Turuncu Lacivertliler, “Dört büyüklerden birini beklerken Başakşehir yine şampiyon mu olacak?” sorusunu gündeme getirdi.
Hatayspor ise bir başka dikkat çeken takımdı. 6 maçta hiç galip gelemeyince teknik direktörlük koltuğuna Volkan Demirel’i getiren güney temsilcisi ilk kez üç puan aldı. Volkan Demirel tam bir liderdir. Tarzı, ağırlığı ve futbolcularla diyaloğu her şeyden önce takıma ciddi bir güven verir. Sivasspor gibi zor bir deplasmandaki bu başlangıç Volkan Hoca’nın takıma kazanmayı hatırlattığını gösteriyor. Bu hafıza tazelenmesi Hatayspor’da ne kadar sahaya yansıyacak bunu gelecek haftalarda göreceğiz.