103 gollük rekora göz kırpıyor
Fenerbahçe 310 günün sonunda üç haftada, 13 gol atarak liderlik koltuğuna oturmasını bildi. Jesus sürekli hücum düşünürken, Yan pas, geri pas yerine hücum borusu çalan bir Fenerbahçe 11’i sahada.
Kasımpaşa ve Austria Wien maçlarındaki güzel futbol ve yemeden atılan 8 gol umut verse de rakiplerin Fenerbahçe’ye oranla güç dengesinin epey altında oluşu yine de ayakları biraz yere bastırıp, gözleri en ciddi sınav olarak görülen Adana Demirspor maçına çevirmişti.
Kadrolar açıklandığında Jorge Jesus’un tercihini yine 3-4-3’ten yana kullanması akıllara “Rakibin hızlı kanat oyuncuları acaba sıkıntı yaratır mı?” sorularını getirdi. Ancak korkulan olmadı, Fenerbahçe baskılı oyunu ile Adana’nın kanatlarını kilitledi, takım halinde hareket edip topun olduğu her yerde rakibinden kalabalık kaldı. Jesus’la birlikte tam bir savaşçıya dönüşen Enner Valencia, yine çabukluğunu konuşturup penaltıyı aldı, ardından da müthiş bir kontra golüyle Fenerbahçe’yi rahatlattı.
İlk devrede her şey Fenerbahçe’nin istediği gibi gitti. Adana Demirspor sanki Fenerbahçe’yi biraz hafife almış gibiydi. Gereksiz özgüven, Kadıköy’de başınızı belaya sokar. İlk 45 dakikanın kısa özeti aslında buydu. İkinci yarı Fenerbahçe adına yine golle başladı.
Daha da fark olur mu derken, defansta Szalai ve Lemos’un arka arkaya yaptığı hatalar iki gol birden getirdi ve stresli anlar başladı. Ferdi’nin yorulması, Fenerbahçe defansının da ağır kalmasını iyi değerlendiren Onyekuru, sağ kanadı felç etti. Jesus’un Osayi hamlesini geç yapması bana göre Portekizli’nin maçtaki en büyük hatasıydı. İmdada rakibin kırmızı kartı ve Alioski’nin muhteşem golü yetişti.
Gecenin sonunda 310 günün ardından yeniden liderlik koltuğunda oturan ve 3 haftada tam 13 gol atarak tarihin en iyi başlangıcını yapan bir Fenerbahçe var önümüzde. Jesus’un belki de sevdiğim en iyi yanı sürekli hücumu düşünmesi. Rakibe göre taktik belirleyip, oyun planını ona göre uyguluyor. Zaman zaman rakibi boğup çıkartmıyor, yeri geldi mi geriye çekilip hata kovalıyor ve kontratakla can yakıyor. Yan pas, geri pas yerine hücum borusu çalan bir Fenerbahçe 11’i sahada.
Üstelik bunu yaparken de her geçen gün birbirine daha çok alışan ve sarılan, tam bir büyük takım havasına bürünmüş bir futbolcu topluluğu izliyoruz. Atılan her gol de daha çok takımı motive ediyor. 1988-89 sezonunda 36 haftada 103 gol atarak rekor kıran efsane kadroya rakip bir takım var artık. Fenerbahçe bu havada gitmeye devam ederse, kırılmaz denen rekorunu yine kendisi başka bir yere çekebilir.
Unutmadan Belhanda ve Onyekuru’nun maç boyunca tribünleri tahrik etmek için yaptığı çabayı anlayan varsa beri gelsin. Yahu bu kadar hırslı ve iyi olsaydınız zaten Galatasaray’da kalırdınız. Ekmek yediğiniz yere saygısızlık yapmaya ve tribünlere oynamanıza da gerek kalmazdı.
Kaynak: Web Özel