Türkiye’nin başı "ruhsal sorunlarla" dertte: Her üç kişiden birinin psikolojik desteğe ihtiyacı var
Pandemi, depresyon ve anksiyete gibi yaygın ruhsal sorunların yüzde 25’ten fazla artış göstermesine neden oldu. Türkiye’de ise her üç kişiden birinin ruhsal bir sorunla baş etmeye çalıştığı açıklayan uzmanlar, "Psikolojik destek hizmeti, üst gelir grubunun hakkı gibi görülüyor" diye ekledi.
Buna karşılık özellikle düşük ve orta gelirli ülkelerde, kişilerin yüzde 75-80’ine yakını ruhsal rahatsızlıkları için herhangi bir yardım alamıyor. Çünkü ülkelerin ruh sağlığı hizmetleri için ayırabildiği kaynak miktarı toplam sağlık bütçelerinin yalnızca yüzde 2’sini oluşturuyor. Rapor, önlem alınmadığı taktirde gelecekte her dört kişiden birinin, ruhsal veya nörolojik bir rahatsızlıkla karşı karşıya kalacağı konusunda uyarıda bulunuyor.
DSÖ, 1992 yılından bu yana 10 Ekim’in Dünya Ruh Sağlığı Günü olarak belirleyip farkındalık oluşturmaya çalışıyor. Dünya Ruh Sağlığı Günü’nde “Konuşmak Lazım” çağrısı yapan araştırmacılar, sağlıklı bir toplumun ancak ruhen ve bedenen sağlıklı bireylerden oluşabileceğini, bu nedenle “psikolojik desteğin kolaylıkla erişilebilir olması gerektiğine dikkat çekiyor. Dünya Ruh Sağlığı Günü’ne özel olarak kurumlara yönelik webinarlar, ruh sağlığının hayatın ne kadar merkezinde olduğuna dikkat çeken dijital içerikler, herkesin katılabileceği instagram canlı yayınları ile ruh sağlığının “temel bir insan hakkı” olduğu farkındalığını oluşturmaya çalışan platform, bu güne özel avantajlı online psikolog seansları da sunacak.
En temel ihtiyacımızın farkında mıyız?
Ahmet Bal, “Tam anlamıyla sağlıklı olmanın yolu akıl ve beden sağlığından yani esenlikten geçiyor. Nitekim stres, kaygı, depresyon gibi psikolojik sorunların bağışıklık sistemini zayıflattığı, bunun da kişiyi hastalıklara daha açık hale getirdiği, hatta diyabetten kalp hastalıklarına sindirim sistemi sorunlarından kansere pek çok hastalığın altında yatan neden olduğu tıbbi olarak kanıtlanmış durumda. Oysa önce farkına varmak, konuşmak ve bir uzmandan yardım istemek, iyi olmaya doğru adım atmamızı sağlayacak. Psikolojik destek, aslında koruyucu sağlık uygulamalarının ilk adımını oluşturuyor” diyor.