Hibrit virüs vücudun savunma sisteminden kolay kurtuluyor
Kulak Burun Boğaz Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Kazkayası, Kovid-19 pandemisi sonrası maske önlemlerinden aniden vazgeçilmesi nedeniyle insanlardaki bağışıklık yanıtının düştüğünü ve İnfluenza ve RSV virüsün bir arada bulunmasının hibrit bir form oluşturduğunu söyledi
vurgulayan Kulak Burun Boğaz Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Kazkayası, “İnfluenza ve RSV salgınları bu yıl her zamankinden daha erken başladı ve daha hızlı yayılıyor. Her iki virüste de hastalık yapma kapasitesi ve hastaneye yatma oranlarının yüksek olduğu bildirilmektedir. Son yapılan çalışmada bu iki virüsün bir arada bulunmasının hibrit bir form oluşturduğu ve vücudun savunma sisteminden kolayca kurtulabildiği bildirilmiştir. Ayrıca adenovirüsler nedeniyle çocuk polikliniklerinde de hasta yoğunluğunun arttığı gözlenmektedir” dedi.
VM Medical Park Pendik Hastanesi’nden Kulak Burun Boğaz Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Kazkayası, son dönemde sık rastlanan viral solunum yolu hastalıklarıyla ilgili uyarılarda bulundu.
VİRAL SOLUNUM ENFEKSİYONLARI ARTTI
Dünyanın hemen hemen her ülkesinde insanların Kovid-19’la ilgili önlemlerin kaldırılması sonrası ani bir rahatlama ile kalabalık ortamlara akın ettiğini belirten Prof. Dr. Mustafa Kazkayası, 3 yıllık maske-mesafe-hijyen ve korunmanın sonucunda immun sistemlerimiz hazırlıksız olduğundan, birdenbire mikroplarla yeniden temas edilmesi nedeniyle viral üst solunum yolları enfeksiyon hastalıklarının pik yaptığını ifade etti.
ÖLÜMCÜL MUTASYONLAR ÇIKABİLİR
Kışın etkisini artırmasıyla insanların kapalı ortamlarda kalabalıklar halinde daha fazla zaman geçirdiklerini dile getiren Prof. Dr. Kazkayası, “Enfeksiyon hastalıklarının kapalı ve kalabalık ortamlarda yayılımının arttığı bilinen bir gerçektir. Geçen haftalarda Dünya Sağlık Örgütü Başkanı Ghebreyesus ve ABD Başkanı Joe Biden’in sağlık danışmanı Anthony Fauci, önümüzdeki günlerde Kovid salgınının artacağı ve hatta daha ölümcül olabilecek yeni mutasyonların ortaya çıkabileceği hususunda uyarılarda bulundular” şeklinde konuştu.
ABD’DE YENİ VARYANTLARA ‘COVİD ÇORBASI’ DENİLİYOR
ABD’de yeni ortaya çıkan BQ-1, BQ-1.1, BBX varyantlarının son bir ayda arttığına dikkat çeken Prof. Dr. Mustafa Kazkayası, “New York ve New Jersey eyaletlerinde Kovid-19 hastalarının yüzde 20’sini bu varyantlar oluşturmuştur. Kovid-19 ve Omicron varyantlarının yeni alt varyantlarını oluşturan bu grup için ‘Kovid soup (Kovid çorbası)’ ismi verildi ve önümüzdeki kış döneminde bu mikroplarla salgınların olacağı tahmin edilmektedir” dedi.
Prof. Dr. Kazkayası, Çin’de başkent Pekin’in de dâhil olduğu bazı bölgelerde Kovid-19 yayılımının çok artması sonucunda 13 milyon kişi 1 hafta süreyle yeniden karantinaya alındığını da ve yeniden test yapma zorunluluğunun getirildiğinin altını çizdi.
RSV KORKU SAÇIYOR
Son 2 ay içinde Avrupa, Kanada ve ABD’deki çocuk hastalıkları hastanelerinde respiratuvar sinsitiyal virüs (RSV) tanısı ile yatırılan çocuk hasta sayısında ciddi artış bildirildiğini sözlerine ekleyen Prof. Dr. Kazkayası, “RSV çocuklarda ve 65 yaş üstü bireylerde ciddi komplikasyonlara neden olabilen viral bir üst solunum yolu hastalığıdır. Bu virüs Dünya’da yılda ortalama 160 bin civarında insanın ölümüne sebep olmakta ve bunların 100 binini 5 yaşının altındaki çocuklar oluşturmaktadır” diye konuştu.
INFLUENZA KOVID’DEN DAHA ÖLÜMCÜL OLABİLİR
Influenzanın da Kovid gibi önemli bir tehdit oluşturduğunu işaret eden Prof. Dr. Kazkayası, “Kovid-19 çok güncel olduğundan ve bizzat felaketi yaşayarak tecrübe ettiğimiz için doğal olarak bu virüsten daha çok korkulmaktadır. Fakat influenza yabana atılırsa çok daha tehlikeli olabilir. Geçmişte pek çok ölümcül influenza pandemileri yaşanmıştır. Kovid-19 nedeniyle şu ana kadar 6.6 milyon insanın vefat ettiği tespit edilmiştir. Oysa 1918 İspanyol gribi esnasında 40-50 milyon civarında insanın hayatını kaybettiği tahmin edilmektedir” ifadelerini kullandı.
HASTANEYE YATMA ORANLARI ARTTI
Normalde her yıl olması gereken zamandan bir ay önce influenza ve RSV salgınlarının başladığını hatırlatan Prof. Dr. Kazkayası, “Bu salgınlar her zamankinden daha yaygın olup, mevcut virüslerin hastalık yapma kapasitesinin ve hastaneye yatma oranlarının yüksek olduğu bildirilmektedir. En son yapılan bir çalışmada iki virüsün bir arada bulunmasının hibrit bir form oluşturduğu ve bu formun vücudun savunma sisteminden kolayca kurtulabildiği bildirilmiştir” dedi.
ADENOVİRÜSLER ÇOCUKLARIN GÖZLERİNİ TEHDİT EDİYOR
Her yıl kış ve bahar aylarında pik yapan adenovirüslerin de bu yıl erken görülmeye başladığını ve çocuk polikliniklerinde hasta yoğunluğunun arttığını sözlerini ekleyen Prof. Dr. Kazkayası, şöyle devam etti:
“Bu virüs vücudun tüm sistemlerini etkisi altına alabilen ve özellikle bulantı-kusma, ateş, halsizlik, boğaz ağrısı, göz iltihapları ile karakterize hastalık yapabilmektedir. İnfluenza ve RSV’den farklı olarak hem kuluçka süresi hem de hastalığın geçirilme süresi 2 kat daha uzundur. Özellikle göz enfeksiyonu, çok ciddi ve kalıcı komplikasyonlara neden olabilmektedir. Ülkelerde tekrar artış gösteren Kovid-19 ile birlikte influenza (grip), respiratuar sinsitiyal virüs (RSV) ve adenovirüs vakalarındaki yükseliş, ‘quadrupledemic (dörtlü salgın)’ olarak da değerlendirilebilir. Tüm bu virüs hastalıklarının ortak yanı, semptomlarının neredeyse birbirlerine çok yakın olması ve bu nedenle ayırt edilmelerinin çok zor olmasıdır.”
SOSYAL MESAFE, MASKE VE EL HİJYENİNDEN VAZGEÇİLMEMELİ
Başta Covid-19, nezle ve grip olmak üzere suçiçeği, kızamık, kızamıkçık, kabakulak, menenjit, difteri ve tüberkülozun da havayolu ve damlacık ile bulaşan hastalıklar olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Kazkayası, “Mikroplar konuşma, nefes alıp-verme, öksürük ve hapşırık esnasında havadan yayılırlar. Yeterli sosyal mesafe, hastalığın bulaşmasını azaltır. Ancak hastane, okul, toplu taşıma, restoran, kafe ve asansörler gibi yeterli sosyal mesafeyi korumanın mümkün olmadığı kapalı ortamlar ve kalabalık alanlarda maske, virüs yüklü damlacıkların ve havadaki aerosollerin yayılımını azaltır. Araştırmalar, enfeksiyonların büyük çoğunluğunun insandan insana el temasıyla geçtiğini göstermiştir. Dolayısıyla, kirli eller enfeksiyonları kolayca bulaştırdığı için uygun el hijyeni ve el sıkmama, mikrop bulaştırma riskini azaltmaktadır. Hasta bireylerin semptomlar başlamadan en az bir gün öncesinden başlayarak yaklaşık 7 gün boyunca mikrobu çevresindeki insanlara bulaştırma potansiyelleri olduğunu dikkate alarak, bu süre zarfında kendilerini toplumdan izole etmelerinde fayda vardır. Adenovirüs enfeksiyonunda ise bu süre iki katına çıkarılmalıdır.”
Kaynak: DHA