Güneş kremi: Sürsen bir dert sürmesen bir dert!
Özellikle yazın kavurucu günlerinde uzmanlar mutlaka güneş kremi sürmemizi tavsiye ediyor. Ancak bazı araştırmalar güneş kreminin içeriği hakkında soru işaretlerini getiriyor. Güneş kremleri güvenli mi? Gerçekten güneşten tam anlamıyla koruyorlar mı?
Yaz sıcaklarının iyice bastırdığı şu günlerde, bayram tatilinin 9 gün olarak açıklanması üzerine milyonlar için tatil fırsatı doğdu. Vatandaşlar, deniz ve güneşin tadını çıkarmak için Ege ve Akdeniz sahillerine akın ediyorlar. Güneş ışınlarının en tehlikeli olduğu yaz döneminde birçok tatilci güneş kremini yanından eksik etmiyor.
Ancak bazıları temkinli. "Güneş kremi sonuçta kimyasal bileşenlerden oluşuyor. Vücuduma sürmek istemiyorum" diyenler de var.
NE KADAR GÜNEŞ KREMİ SÜRMEK GEREKİYOR?
Güneş kremleri, cildi güneşin zararlı ultraviyole (mor ötesi) ışınlarına karşı korumak için sürülüyor. Bu ışınlar kırışıklara ve yaşlanmaya neden olan UVA ve yanık ile cilt kanserine neden olan UVB olarak ikiye ayrılıyor.
Uzmanlar özellikle UVB'ye karşı mutlaka en az 30 faktörlü (faktör, güneş ışınlarına karşı bir koruma ölçüsü) güneş kremi sürülmesini tavsiye ediyor. 30 faktör güneş ışınlarının yüzde 97'sini, 50 faktör ise yüzde 98'ini geçirmiyor. ABD'nin Kaliforniya eyaletinde bir dermatopatolog olan Dr. Belinda Tan, "Çoğu insan, güneş kremini yeterli miktarda sürmüyor ve genellikle yeterince sık tekrar uygulamıyor" diyor.
Tan, genellikle formüle bağlı olarak denize her gittiğinizde her 80 dakikada veya 2 saatte bir cilde güneş kremi uygulanması gerektiğini söylüyor. ABD'deki UCSF Tıp Fakültesi'nde dermatoloji yardımcı doçenti olan Dr. Jenna Lester, güneşe her çıktığımızda 28 gram güneş kreminin sürülmesi gerektiğini, bu miktarın tüm vücuda yeterli koruma sağlayacağını ifade ediyor.
GÜNEŞ KREMİ İÇİNDE ZARARLI BİLEŞENLER VAR MI?
Bazı vatandaşlar, güneş kremlerine güvenmediklerini beyan ediyor. Kimyasal bileşenlerden oluşan bu kremleri sürmek istemeyen kişi sayısı oldukça fazla. Uzmanlar, cilt kanseri ve yaşlanmaya karşı kullanılması gerektiği konusunda hemfikir.
Ancak kimi çalışmalar, kremin içerisindeki bazı maddelerin kana kadar ulaştığını saptadı. Bu kimyasalların şu ana kadar sağlık üzerinde olumsuz etki yarattığı ise kanıtlanmadı. Dr. Lester "Sağlık üzerindeki etkilerinin ne olduğunu henüz tam olarak bilmiyoruz" diyor.
Dr. Belinda Tan, “İnsanların derileri tarafından emilen ve kanda saptanabilen bir kimyasal olduğunu düşünmeleri elbette çok endişe verici” diyor ve ekliyor: “Ancak losyonlar, kokular, kozmetik ürünleri gibi cildimize birçok şey sürüyoruz. Bu bileşenlerin tespit edilebilir olup olmadığı konusunda çalışmalar henüz yok."
Öte yandan çok ünlü bir firmanın güneş kremlerinde benzen (bir ham petrol bileşeni) tespit edildi. Bu ürünler şirketin çağrısı üzerine geri toplatıldı. Kanserojen olan benzen, solunduğunda önemli sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Ürünlerinde benzen kullanmadığını açıklayan şirket, bu maddenin kremlerine nereden girdiğini araştırdığını söyledi.
İçindeki kimyasallardan çekincesi olanlar için güneş ışınlarını emen kimyasal bileşenli kremler yerine, güneş ışınlarını yansıtan mineral bileşenli olanları da mevcut. Mineral bileşimli kremler titanyum dioksit ve çinko oksit maddelerinden oluşuyor.
Üstelik bu maddeler kana da karışmıyor. Ancak mineral güneş kremleri, zaten pahalı olan kimyasal kremlerden daha da pahalı. Ayrıca bu mineral kremlerin çoğu cilde sürülünce beyaz bir şekilde kalıyor. Bu özellikle esmer tenli kişilerin oldukça şikayetçi olduğu bir durum.
ESMER TENLİLER DİKKAT!
Öte yandan esmer tenlilerin güneş ışınlarından etkilenmedikleri gibi yanlış bir kanı var. Daha sınırlı da olsa esmer tenli kişiler de güneşin zararlı ışınlarından etkileniyorlar. Bu düşünce yüzünden güneş kremi kullanmayan esmer kişilerin ciltlerinde erken yaşlanma, güneş lekeleri ve pigment kaybı görülebiliyor.
Uzmanlar sadece yazın değil yılın 365 günü güneşe maruz kaldığımızı söyleyerek her zaman güneş ışınlarına karşı dikkatli olunması konusunda uyarıyorlar. Özellikle yaz aylarında şapkasız ve güneş gözlüksüz sokağa çıkılmamasını ve koruyucu kıyafetler giyilmesini öneriyor. Uzmanlar ayrıca güneş ışınlarının en yoğun olduğu saat 10.00 - 16.00 arasında mümkünse güneşten kaçınılması gerektiğinin altını çiziyorlar.
*Bu derlemede yer alan bilgilerin önemli bir bölümü New York Times'ta yayınlanan "Answers to All Your Burning Questions About Sunscreen" isimli makaleden alınmıştır.
Kaynak: Web Özel