Tutkulu, işkolik ve müteşekkir: Karşınızda Wilma Elles

10 yıl önce hayatımıza giren Alman oyuncu Wilma Elles, çoğu Alman oyuncu Hollywood'a gitmeyi hedefliyorken Doğu'yu düşünen ender isimlerden.

Aklında Mısır varken aldığı teklif üzerine Öyle Bir Geçer Zaman Ki dizinde oynamak için İstanbul'a gelen, bir daha da buradan ayrılmayan oyuncu, Almanya'daki hayatını çok sıkıcı ve monoton olarak tanımlıyor, "Türkiye'de sürekli heyecanın ve hareketin içinde olmak bana çok iyi geldi. Dünyanın İstanbul'da buluştuğunu düşünüyorum," diyor.

Mag Dergi'ye röportaj veren ikiz annesi Elles, "Kendinizi üç kelimeyle ifade etmenizi istesek? sorusuna şöyle yanıt vermiş: "İlk olarak, sanırım gerçek bir işkolik olduğumu söyleyebilirim. Hiç duramıyorum. Elimdeki işlerimi bitirmeden kendimi yeni, başka, bir sürü işi kabul etmiş halde buluyorum. Sonra tutku, kendimi ifade etmem için doğru bir kelime. Çoğu zaman kendimi patlamak üzereymiş gibi hissediyorum. Her şeyi hemen yapmak, öğrenmek, yaşamak istiyorum. Son olarak bir başka kelime de müteşekkirlik. Hayatımda ne olursa olsun, annemin vefatı hariç, kesinlikle hep kendi adıma olumluya çevirebildim. Her zaman şükrediyorum." 

"KALBİMİN BOŞ OLDUĞU BİR AN HATIRLAMIYORUM"

Aşkın hayatındaki yerini de "Kalbimin tamamen boş olduğu bir an hatırlamıyorum. Kreşteyken bile birine aşıktım. Bir ağacın arkasında yanağıma bir öpücük vermişti. Seviyorum, arzu ediyorum, özlüyorum; her zaman," sözleriyle tanımlıyor Elles.  

Ve koronavirüs... Karantina sürecini yıllardan beri bir şekilde ihmal ettiklerini yapmaya çalışarak geçiriyor oyuncu.

"Bu süreçten sonra yapmak istediğiniz ilk şey nedir?" sorusunu da şöyle yanıtlamış Wilma Elles: "Almanya'da önemli bir proje başlayacaktı. Onu dört gözle bekliyorum şu anda. İnşallah bu zor zamanlar hızlı geçer ve hastalığa yakalananların sayısı daha fazla artmaz. Büyüklerimizi çok iyi korumamız lazım. Maalesef kimseyi, özellikle de büyüklerimizi şu an ziyaret edemiyoruz. Bu süreç bittikten sonra, ilk olarak babamı ziyaret edeceğiz."