Sibel Can: O gece iki yıl süren dans hayatımın sonu oldu

Sibel Can: O gece iki yıl süren dans hayatımın sonu oldu

Ünlü şarkıcı Sibel Can, verdiği bir röportajda hayatına dair özel açıklamalarda bulundu. İşte, şarkıcıya dair merak edilen soruların yanıtları…

Sibel Can, Hürriyet'ten Hakan Gence'ye röportaj verdi. Birçok konuda samimi açıklamalarda bulunan şarkıcının verdiği röportajdan öne çıkan başlıklar şöyle; 

Sibel Can: O gece iki yıl süren dans hayatımın sonu oldu - Resim : 1

Hayatınız perde arkasında da sahnedeki kadar ışıltılı mıydı?

Yaşadığınız süreç bazen nelerin ışıltılı nelerin ışıltısız olduğunu o anda algılamanızı engelliyor olabilir. Üzerinden zaman geçtiğinde bazı şeyler daha iyi algılanıyor. O yüzden bazen her şeye uzaktan bakmak gerekiyor.

Şu an bakınca nasıl görünüyor?

Benim ışıltıdan anladığım; 33 yıllık bir kariyerin ışıltısı, erken kaybettiğim sevgili anneciğimin ve babacığımın bana verdikleri sevginin ışıltısı. Sevenlerimi 33 yıldır yanıltmamamın ışıltısı. Üç evladımın ışıltısı.

“Anne olmak hayatın en büyük güzelliklerinden. Bu duyguyu üç kez yaşadım, yaşıyorum. Şükürler olsun.”

Maksim’de yaşanmış, en unutamadığınız anınız neydi?

Fahrettin Aslan Beyefendi’nin Maksim Gazinosu dışında Livingroom isimli bir mekanı vardı. Rahmetle, sevgi ve hürmetle anıyorum; sevgili Seyfi Dursunoğlu kuliste hazırlanırken beni yanına oturtup Türk sanat müziği şarkıları söylememi isterdi. 1 Ağustos’ta, doğum günümde, ben sahnedeyken Seyfi Dursunoğlu sahneye çıkıp müzisyenleri durdurdu. Bana takılacak diye korktum. Bir heyecan bir heyecan... O gece dinleyiciler arasında kimler yoktu ki; Sezen Aksu, Onno Tunç, Egemen Bostancı…

Sonra?

Seyfi Bey herkese hitaben “Bu gece Sibel Can’ın 15’inci yaş doğum günü. Ama ben ona değil, siz değerli dinleyicilere bir doğum günü hediyesi vermek istiyorum. Sibel Can’ın sesini ilk kez dinleyin” dedi. ‘Şimdi Uzaklardasın’ şarkısını istedi, okudum. Alkışlar, kıyamet koptu.

Her şey o gece mi başladı?

O gece iki yıl süren dans hayatımın sonu oldu. Büyük övgüler aldım. O dans ettiğim son gecenin mihenk taşı Seyfi Dursunoğlu’dur.

Her albüm döneminde hakkınızda ‘Kilo aldı, kilo verdi’ haberleri çıkar. Bu da bir şiddet değil mi?

İnsan bedeni üzerinden yapılan her yorum incitici. Bu sadece bizde değil, bütün dünyada böyle... Son dönemde her türlü şiddet olayının her platformda tartışılması konusundaki haberleri görünce seviniyorum. Biliyorum ki konuşa konuşa çözeceğiz, susarak değil.

Hiç psikolojik ya da fiziksel şiddete maruz kaldınız mı?

Hayır, fiziksel şiddete maruz kalmadım. Kendime ‘Psikolojik şiddete maruz kaldın mı’ diye sorduğumda, kıyısından köşesinden, herkese olduğu kadar bana da uğramadan geçmedi diyebilirim. Şiddete uğrayanlar kendilerini korumak için etraflarına duvarlar örüyor. Bu duvarlar tüm insanları saraylarındaki kulelerin yalnız kral ve kraliçeleri yapıyor. Uzaklaşıyor insanlar birbirinden, yalnızlaşıyor. Ben inanıyorum ki bir gün sevgi ve saygı tüm duvarları yıkacak ve insanlar birbirine gerçekten daha yakın, daha sevecen, güzel bir dünyayı duvarsız kuracak.

14 yaşında sahnedeydiniz. 17 yaşında assolist oldunuz…

14 yaşımda sahnedeydim ama şimdi bakın etrafınıza, 14 yaşında ve altında birçok çocuk çalışıyor. Bazıları atölyelerde, bazıları sokakta, bazıları tarlada, bahçede... Gönül ister ki reşit olmayan hiçbir çocuk okul dışında hiçbir yerde olmasın. Diyorum ya her şey kısmet, nasip... Bana yazılan yazı da 14 yaşında sahnede, 17 yaşında assolist olmakmış.

 

Sibel Can