Oğuzhan Uğur, Jülide Ateş'le 40 programına konuk oldu
Youtube fenomeni Oğuzhan Uğur Jülide Ateş'le 40 programına konuk oldu. Uğur, "Babanız ülkücü olmasına rağmen ülkücülerle neden aranız açıldı?" sorusuna, "Aramız açık değil. Ülkücü olmak bizim tabirimizde MHP'li olmak demek değildir" şeklinde yanıt verdi.
Haber Global'de yayınlanan Jülide Ateş'le 40 programının bugünkü konuğu Youtube fenomeni, şarkıcı, sinema yönetmeni, oyuncu ve yazar Oğuzhan Uğur oldu. Uğur, özel hayatına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Uğur'un açıklamalarından satır başları;
Hayatınız sosyal medyada beğeni almak üzerine mi kurulu?
Tabi ki beğeni almak üzerine kurulu. Sosyal medya olmadan önce de biz beğeni almak için yaşıyoruz bu hayatta. Öyle çok beğeni almak için yaşıyoruz ki bazen kendi fikrimizi, kendi hayalimizi, ideallerimizi unutuyoruz. Uzun yola çıkıyoruz, "Allah korusun yolda ölürsek evimize gelen insanlar temiz bulsunlar arkamızdan helvamızı yerken." deyip evini toplayıp giden insanlardan bahsediyoruz. Bu insanlar yüzde 20 kendileri yüzde 80 toplum için yaşayan insanlar. Türkiye'de bunun yüzdesi maalesef böyle.
Terbiyesiz misin?
Terbiyesizim tabi ki. Ben benim. Ben Türkiye'yim. Öyle düşünüyorum. Uzun cümlelerin başında, ortasında edilen küfürler vardı. Bunlara çok küfür ediyorsun dediler. O uzun cümleler o küfürlerin neden edildiğini anlatan cümlelerdi. Kimse oraya takılmadı. Tabii ki çok takıldı insanlar oraya. Bu uzun cümleler sayesinde bu kadar çok takipçimiz var şu anda. Kimisi de dedi ki; küfür ediyor. Bazı insanlar var ki bedenen şeklen küfür gibi. Çok kibar yaşıyorlar ama düşünceleri yorumları küfür gibi. Böyle insanlar varken benim bir konu anlatırken sonuna başına küfür koymam bence birçok insanı rahatsız etmemeli. Ayrıca biz televizyon değiliz. Ben bir kutucuğum, sosyal mecrada hareketsiz duruyorum. Bana mause ile tıklarsanız ben hareket eder, konuşmaya devam ederim. Tıklamazsanız ömür boyu orada dururum öyle. Yani ben bir seçeneğim. Bir seçeneğe bu şekilde eleştiri yapılmaz. İzlemek istemeyen beni o kenarda hareketsiz bırakabilir.
Babanızın haksız tutukluluk sürecinin hukuki hesabını siz de soracak mısınız?
Biz bunu her gün soruyoruz zaten. Sokakta, sosyal medyada, sohbetlerde bunu soruyoruz zaten. 6 sene boyunca ben her hafta Silivri'ye gittim. Pardon filmine dönmesin olay, ben bunu istiyorum. Tazminat davası açılması bence bir sestir, bir tepkidir. Biz o davayı kazansak napacağız? Ev mi alacağız, oturup parayı mı yiyeceğiz? Biz bu mantıkta adamlar değiliz.
Babanızın gerçekten vatan haini olabileceğini düşündünüz mü?
Asla. Tabi ki düşünmedim. Düşünsenize sabahın yedisinde araba oyunu CD'si darbe planı falan diye aldılar götürdüler. Bu CD'lerin içine sonradan monte edilmiştir bunlar diye bilirkişi raporu geldi. Ben orada bir adam gördüm, hakime dedi ki, "Ya nolur suçumu söyleyin, bir şey söyleyin" dedi. Ama Fetullah Gülen'in kanalları öyle şeyler anlattılar ki, bir maden kazası oldu, haberlerde baya bildiğimiz spiker arkadaşımız şunu dedi; "Maden kazası nedense generallerin içeri alınmasıyla aynı güne denk geldi. Yoksa bu bir tesadüf mü?" dedi. Biz de dedik ki, "Ya bizim peder bey bir şey yaptı mı acaba?" esprisi tabi ki işin.
Babanız, attığı dayaklar için sizden özür diledi mi?
Tabii ki özür diledi. Aslında onunki dayak değildi. Bugün mesela Twitter’da gördüğümüz şey dayak ve şiddet artık. O dönemdeki şiddet bugünkü gibi değildi, farklıydı.
Babam bizi cezalandırıyordu, tokat atıyordu. Babamın bana yarım saat ders verecek vakti yoktu. Ya çatışmaya ya da göreve gidecekti. Ne yapsın, paket halinde tokatla anlatıyordu.
Sosyofobik misiniz?
Kesinlikle. Sosyofobiğim. Çok eleştirel bir çevreden geldiğim için belki böyle olmuşumdur. AVM'ye gittiğim zaman tek başıma yürüyemem.
Politik görüşünüz nedir?
Benim politik görüşüm Türkiye. Yani ben Türkiye'yim. Vatanımı bayrağımı toprağımı çok seviyorum. Milliyetçiyim ama işçinin hakkı yendiği zaman, Soma'da yaşam odası yapılmadığı zaman, Gezi Parkı'nda bazı güçler Gezi Parkı'nı karıştırmadan, yakıp yıkmadan önce orada duracak kadar solcuyum. Ben, milli takım kazandığı zaman "Benim ülkem Avrupa'yı sallayacak" diyecek kadar ülkücüyüm. Ama ben çalılar arasından gelen hışırtıyı belki teröristtir deyip bombayla susturan askerlere kızan ve o bombayla ölen adamın çoban olduğunu öğrenen diğer adamım. Ben Türkiye'yim.
Babanız ülkücü olmasına rağmen ülkücülerle neden aranız açıldı?
Aramız açık değil. Babam hala ülkücü. Ülkücü olmak bizim tabirimizde MHP'li olmak demek değildir. Bir partinin altında toplanabilir evet. Ülkücüysen illa Milliyetçi Hareket Partisi'nde olmak zorunda değilsin.
Siyasete atılmayı düşünüyor musun?
Hayır. Siyasete atılmak midemi bulandırır herhalde. Ben onu yapamam. Politik olamıyorum. Bende o yok. Siyasete atılsam hemen ilk gün beni disipline verirler. Ha kendi partimi kurarım çok da eğleniriz ama gerek yok.
Size “şarlatan” diyenlere ne cevap vereceksiniz?
Milyonlarca insanın kullandığı bir mecradayım. O milyonların içinden bu adamlar gelip beni buluyorlar. Benimle ilgili mesai yapıp yazı yazıyorlar, şarlatan diyorlar. Ya yanlış bir amaçları var ya da bu adamlar çok bunalıyorlar. Ne yapsaydım, siyasetçileri konuk almasa mıydım? Gençler bu konular hakkında fikir edinmese miydi?
Siyaseti yumuşatmak diyorlar! Siyaset dediğin kuş tüyünden yatak. Üzerinde yatıyoruz. Ben mi yumuşatmışım?
Sizi kim ölümle tehdit ediyor?
Çocukluğumdan beri tehditler aldığımız için tehditlere çok alışığım. Ölü teröristin cebinden okulda uzaktan çekilmiş fotoğrafım çıktı. Ben bunları 9-10 yaşımda gördüm. Şimdi de fake hesaplar, sahte isimler ya da yurt dışından isimlerden tehditler geliyor. Gerek yok diyorum, tehdit etmeyin çünkü bu beni etkilemiyor.
Terk edilmemek için hiç bir kadına yalan söylediniz mi?
Tabii ki. Ben kendime bile yalan söyledim terk edilmemek için. Yaptığım bir hata vardır mesela düzeltebileceğimi düşünüyorumdur. Ben bunu düzeltirim. O zaman tatliş yalanlarla süsleyip o ağır travmayı başka güzelliklerle geride bırakırız diye süslediğim çok fazla taktik olmuştur.
Aldatıldınız mı?
Çok temiz aldatıldım. Kim bilir kaç kere aldatıldım. Bir tanesini öğrenebildim demek daha mantıklı olur. Çünkü o matematiğe zekam yetmiyor. Biz dümdüz insanlarız. Yani siz bir yalan söylediğiniz zaman biz ikinci bir soruyla sizin yalanınızı çürütemiyoruz. Sizin ilk cevabınız o kadar hızlı geliyor ki, biz onun yalan olmadığını düşünüp buna inanıyoruz. Sonra kendimize kızıyoruz. Biz, yazık zaten yalan söylemeyi beceremiyoruz ama aldatma konusunda da biz hep yakalanıyoruz. Karşı taraf ise çok nadiren yakalanıyor. Ben de maalesef o nadir yakalayanlardan biri oldum. Çok acı çektim, çok üzüldüm.
Aleyna Tilki müziğin dişi Tarkan'ı mı?
Aleyna Tilki bence müziğinin dişi Tarkan'ıdır. 17 yaşında çıktı piyasaya 500 milyon insan dinledi, izledi. 17 yaşında sen neler yaptın? Bir düşünsek, şu an toplum içine çıkamayız herhalde. Ben 15-16 yaşlarındayken YouTube olsaydı ve ben YouTube’a girseydim, şu an büyük ihtimalle başka ülkelerde yaşıyordum. O eski videolarımı çıkarıp karşıma koysalardı, ağlardım herhalde. Bu kız öyle büyük bir yükün altına giriyor ki, tabii bazen garip açıklamalar yapacak, bazen rahatsız edecek şeyler söyleyecek. Ve bir Tarkan’a, bir divaya, megastara daha ihtiyacımız var bizim. Niye Aleyna, bir Tarkan olmasın? Çünkü 17 yaşında başladı ve işleri güzel güzel gidiyor. Bence sesi de çok güzel. Niye bir Tarkan daha yaratmayalım ki? Niye herkesi gömüveriyoruz ki? Birini de destekleyelim. Şımarsın, biz bunu da seviyoruz. Takılmayalım her şeye.
Şarkıcılığa para için mi soyundun?
Evet. Gerçekten çok eğleniyorum. Aşırı eğleniyorum sahnede yalanını söyleyemem. Çok eğleniyoruz ama böyle bir hayalim hiç olmadı. Küçükken mandolin hocasından kaçtım haftalarca.
İstanbul Sözleşmesi konusunda fikriniz nedir?
Ben sözleşmenin tamamını okudum. Bu sözleşmenin şartlarına acilen uyulması gerekiyor bence. Varsa aklınıza takılan bir şey onu yazın o zaman. Sözleşmeyi hiç okumadan, sağdan soldan duyduğunuz eleştirileri yapıp şunun üzerini karalamayın bari.
3000 kitap okuduğunu söylemesi ve sosyal medyada linç edilmesi üzerine,
En çok etkilendiğiniz kitap hangisi?
3 binden çok daha fazla kitap okumuşumdur. Tartışmaya kapalı bir konu. Sonuçta konuştuklarımla sağlamasını yapabiliyor musun benim neleri okuyup okumadığımın? Bence yapabiliyorlardır. 3 senedir aralıksız devam eden saatlerce konuştuğumuz programlarımız var bizim. Bu programların metin yazarı da yok. Ne kadar okuduğuna takılmak gerçekten sadece bizim memlekette var.
Yeşilçam starları linç edilir miydi?
Siz ne diyorsunuz efendim. Sosyal medya olsaydı Yeşilçam'ın adını hatırlamıyorduk şu anda. Kemal Sunal bugünün sosyal medya dünyasında yaşasaydı yiyeceği linçle ikinci filmini çekemezdi.
Kaynak: Haber Global TV