Baba, anne ve kızları aynı sahnede: 'Her Şey Bedava'nın izlerken güldüren bittiğinde düşündüren öyküsü
Bakırköy’deki Yasemin Yalçın Tiyatrosu’nda perdelerini açan Her Şey Bedava oyunu, Yasemin Yalçın, İlyas İlbey ve Eylül İlbey için büyük anlamlar yaşıyor. Bu oyunun matine suare arasında sahnede evlendiklerini söyleyen çiftin kızı Eylül İlbey o yılları anlatıyor.
EYLÜL İLBEY: ANNEMLE BABAM BU OYUN SAHNESİNDE EVLENDİ
Her Şey Bedava'nın anlamı sizin için ne?
Eylül İlbey: Babamın da dediği gibi matine suare arasında evlendiklerinde ben de vardım. Üç buçuk yaşındaydım, elimde bir cips paketiyle annemle babam evleniyor deyip ortalıkta dolanan küçük bir çocuktum. Büyüdüm, şimdi aynı oyunda, annem ve babamla aynı sahnede oynuyoruz. Annemle birlikte iki komşuyu canlandırıyoruz. Onlarla aynı sahnede olmak, o selamı vermek muhteşem bir deneyim.
EYLÜL İLBEY: HAYALİM SAHNEDE OLMAKTI
Hayaliniz miydi?
Eylül İlbey: Sahnede olmak evet. Küçüklüğümden beri dans ediyor, ışıkların altında olmayı seviyordum. Bunu dışarıya belli etmem, o kadar gösterişli bir insan değilimdir ama sahnede olmak çok farklı benim için... O performansın o an olması benim için çok önemli.
Yasemin Yalçın: Eylül’ün ilkokul 3. sınıf yılları bizim çok çalıştığımız dönemlerdi... Eylül ile yetişebildiğimiz kadar ilgilenebiliyorduk ama çok becerikli bir çocuktu. İlkokul 3. sınıftayken, teyzesiyle beraber kumaşçıya giderdi, arkadaşlarının ölçüsünü alır, onlara kıyafet çizerdi… Hangi kostümleri giyeceğinizi tasavvur ederdi… Bütün dans koreografi de yapar, yıl sonu gösteriye çıkartırdı. Çok becerikli bir çocuktu hala öyle.
Sahneyle ilgili anne ve babanızdan neler öğrendiniz?
Eylül İlbey: Annem ve babam çok disiplinlilerdir. Annnem tiyatroya mutlaka oyunundan dört saat önce gelir, kulisinde eşyalarını hazırlar, oyundan iki saat önce her şekilde hazırlanmış olur ve üç saat öncesinde asla yemek yemez. Gırtlağımdan sesim hırıltılı çıkmasın, bir şey olmasın diye.
Babamdan ise tonlamaları, her şeye hakim olmayı öğrendim. Babam dekordan ışığa, yönetimden diğer tüm detaylara kadar her şeyi oyun öncesi mutlaka kontrol eder.
Henüz izlememiş seyirciler için 'Her Şey Bedava'yı en arındırılmış şekliyle nasıl anlatırsınız?
İlyas İlbey: Seyirci oyuna gelecek; gülecek, gülecek, gülecek... 1991'de bu oynadığımızda kapıda ambulans bekliyordu. Gülme krizine girenler için... Çok gülecekler ama çok şey de öğrenip buruk çıkacaklar.
Her tarafı dolaşmak istiyoruz. Yoğun başladık gerçekten. Ocak ayında mesela tüm Güneydoğu'yu dolaşacağız.
HER ŞEY BEDAVA TURNE TARİHLERİ
Oyunda en sevdiğiniz replik hangisi?
Eylül İlbey: “Ah Antonia sen gerçekten çok iyi bir arkadaşısın.”
Oyuna hazırlanırken aklınızda yer edinen bir anı oldu mu?
Eylül İlbey: Her gün bir anımız var. Zaten oyuncularımız da bundan önce oynadığımız arkadaşlarımızdı. Onlarla her daim hatıramız oluyor.
Tam bir aile oyunu... O sıcaklığı hissediyoruz.
İlyas İlbey: Tabii... Diğer ekip de öyleydi. Emlakçıyı Beklerken'de biraz daha geniş bir ekipti. Bugün bu oyunda olmayan o arkadaşlarımızla da hala beraberiz. Yine beraber olacağız. Ekibimizi çok seviyoruz.
Tiyatroya 12 yıl ara verdiniz. Neden?
İlyas İlbey: Tiyatroyu 91'de kurduk ama o dönem televizyonun çok yoğun olduğu bir dönemdi. Yasemince dönemlerinde mecburen tiyatro yapamadık. 24 saat çekim yapıp sonra da tiyatro olamıyor maalesef... O dönem ara verdik, sonra 2009'du galiba BKM'yle birlikte ortak yaptığımız ‘Oyunun Oyunu’ ile tekrar döndük.
İLYAS İLBEY: EVİ İŞE TAŞIYORUZ
Evi işe, işi eve taşıyor musunuz?
Yasemin Yalçın: Zaman zaman... Burada prova yapıyoruz, evde pek yapmıyoruz ama oyunla ilgili evde konuşmalarımız oluyor.
İlyas İlbey: İşi eve taşımıyoruz ama evi işe taşıyoruz. Biz üçümüz de sahnedeyiz. “Eda bugün ne yiyecek, ne yemek yapıldı, eve gelmiş midir?” diyoruz.
Eylül İlbey: Bu sorunun doğru cevabını kardeşim ve ben verebiliriz. Akşam evde oyunun replikleri veya birbirimize söyleyeceğimiz notlar bitmiyor... Yemek masasında kardeşim hep bizi dinliyor. Eda bıkmış durumda, “Lütfen yemekte iş konuşmayın” diyor.
Yasemin Yalçın: Bu arada küçük kızım Eda, sahne ve oyunculuk eğitimi alıyor. Sinema televizyon okuyor son sınıf öğrencisi. O da inşallah arkamızdan gelecek diye düşünüyoruz, artık nasıl isterse...
Eylül İlbey: Kardeşim de oyuncu olmak istiyor.
EYLÜL İLBEY: DANSI BIRAKTIM
Tüm Türkiye sizi başarılı dans performanslarınızla tanıdı. Artık sizi dans ederken göremiyoruz. Dansı bıraktınız mı?
Eylül İlbey: Dansı bıraktım. Dans yarışmasına (Benimle Dans Eder misin?) girdiğimde 18-19 yaşındaydım. Onun öncesinde Türkiye şampiyonluğum var, ekibimle Londra'ya gitmiştik, orada da kazandığım birinciliklerim var. Ama resmi olarak yarışmayla başladı her şey. O zamanlar üniversiteye gidiyordum. Mezun oluncaya kadar birçok sanatçıyla çalıştım. O yıllarda eğitmenlik sertifikasını da alıp kendime bir dans stüdyosu açtım. Bir sürü öğrencim vardı. Hatta mezun olduğum liseye hoca olarak gittim. Derken bu eğitim kısmı, bana sahnede olmaktan daha az keyif vermeye başladı. Mütevazı bir insanımdır ama çok iyi bir eğitmen olduğuma inanıyorum. Bu konuda mütevazı olamayacağım. Sahnede olmak, o ışığın altında olmak, o sahne anı daha keyifli olduğu için dans stüdyomu kapattım. Üniversitemi bitirdim. New York Boradway'e gittim. Burada ders aldım. Türkiye'ye döndüğümde sanatçılarla çalışmaya devam ettim. Ama durup düşündüğümde ‘Dansa biraz ara verip sahnede oyunculuk yapmak istiyorum’ dedim. TRT'de uzun bir süre oynadım. Ailemle beraber tiyatromuzu açtık, burada devam ediyoruz.
Müzikalde yer almak istemez misiniz?
Eylül İlbey: Müzikal yapmak istiyorum. Sahnede müziğin, eğlencenin, aksiyonun olduğu canlı, görseli kuvvetli bir yapımda rol almak istiyorum. Oyunumuzu yeni çıkardık. Bundan sonraki ilk çalışmam müzikal olacak.
Kızınızla aynı sahnede olmak nasıl bir duygu?
Yasemin Yalçın: Anlatılamaz... Düşünün ki, matera suare arası evlendik. Matinede bekardık, suarede evlendik. Eylül de aramızdaydı. Kimin aklına gelirdi ki yıllar sonra büyüyecek, Eylül ile aynı sahnede olacağız, beraber selama çıkacağız. Benim için çok güzel bir hatıra. Çocuğumla övünüyorum. Çok gurur duyuyorum. Bir kere her şeyden önce çok iyi bir insan. Ve yetişiyorlar artık bizim aramızdalar. Bir dönem sonra onlar bizi taşıyacaklar. Güzel rollerle müzikallerle çıksınlar. Bende geçiş yapayım. Beni yormayın artık diyeceğim.
Peki kızınızdan siz neler öğrendiğiniz?
İlyas İlbey: Ben Eylül'den bizden öğrendiklerini değil, bize öğreteceklerini bekliyorum. Çünkü algıları çok açık... Bu mesleğin sınırları yok. İnşallah biz de Eylül'den çok şey öğreneceğiz.
Kaynak: Haber Global TV