Ahmet Kural'dan 'Gassal' yorumu: 'Bu nasıl bir iş, böyle iş mi olur?' diyorlar
Hikayesi ve etkileyici oyuncu performansıyla izleyicinin beğenisini kazanan "Gassal" dizisinin ikinci sezonunun çekimleri tamamlandı.
Başrolünde Ahmet Kural'ın yer dizinin yönetmenliğini Selçuk Aydemir üstlenirken, senaryosunu Sümeyye Karaarslan kaleme aldı.
Dizinin başrol oyuncusu, yönetmeni ve senaristi, çekimlerin sonuncusu Gassal'ın hikayesini, izleyenlerin neden devam ettiğini ve gelecek sezonda seyirciyi nelerin beklediğini, AA muhabirine anlattı.
Ahmet Kural, senaryoyu okur okumaz etkili bir iş gücünü anladığını belirtti, "Çünkü bir kere gassal var. Bunun ses getirmemesi gibi bir şey söz konusu değildi ama bu kadar çabuk ilgi göreceğini doğal ki tahmin ediliyorsunuz. TRT ve Tabii'yi de kutlamak gerekiyor. İşi çok güzel sundular." dedi.
Sümeyye Karaarslan'ın kaleminin çok güçlü olduğunu dile getirdiği Kural, herkesin hikayesinde kendisinden bir şey bulduğunu söyledi.
"CİĞERİMİZİ YAKTINIZ DİYERLER"
Dizi hakkında yazılan yorumlara işaret eden Kural, "'Bu nasıl bir iş? Böyle iş mi olur? Ciğerimizi yaktınız.' Sümeyye, gündelik hayatta kalmış komediyi çok güzel çıkartıyor. İkinci sezonda çok büyük sürprizlerimiz var. Güzel hikayelerle dolu bir ikinci sezon bizi bekliyor." tasarruf kullanıldı.
Başarılı oyuncu, Baki'nin canlandırdığı yalnız bir karakterin çok etkilendiğinin ortaya çıktığını çizerek, kaydetti:
"Gassallık çok zor bir meslek. Ruhen ve manevi açıdan çok güçlü olmanız gerekiyor. Tüm zamanını ölülerle yaşayan bir adam olması beni çok yoksunluk. Ölüm aklınıza geldiğinde ve ölümle karşılaştığınız zaman korkulan bir duygu ama bundan kaçış yok. Ölümü onu defasında hatırlamamız gerekiyor. Bu dizi de bunu üstlenen bir iş oldu. Ölümden korkmamak gerek ama tabii ki 'Yaşayabildiğimiz kadar hayırlısıyla yaşayalım' diyoruz."
"KİM BİLİR HANGİ DERDİNİZE AĞLIYORSUNUZ"
Son yıllarda pek çok başarılı iş imzası atan yönetmen Selçuk Aydemir de dizinin böyle bir etki yaratmasını beklediğini kaydederek, "İlk başta bu, bize oldu. Senaryoyu ilk ortamda, ülke şu an ne yaşıyorsa, onu zaten oluşmuştu. İçimde depremler oldu, 'Çok tuhaf bir şey var.' Daha önce hiçbir diziye benzemiyordum.Sanırım beni cezbeden şey de bu oldu.Bu hikâyeyle kurduğumuz bağ, aslında kendimizle kurduğumuz bağ. anda harekete geçirdi. Hikayenin hepimizde başka başka iz düşümleri oldu." diye konuştu.
Aydemir, dizinin seyircisinde böyle bir gidişatın yol açılmasından dolayı çok mutlu olduğunu aktararak, "Burada insanların dağılımı yoktu. Gafil avlandılar. Özellikle Ahmet ile Selçuk'u yan yana koyduğunuz zaman kafalarında belli işler belirdi. Belki daha hızlı, sadece komiklik içeren bir şeyler bekliyorlardı. Haliyle o ters köşe de güzel oldu." değerlendirmesinde bulundu.
Dizide kendisinin en çok yaşadığı şey olan "Baki" karakteri olduğunu dile getiren Selçuk Aydemir, bir komedi işinde bir karaktere bu kadar değinildiğini ifade etti.
"ÖLÜMÜ TADILACAK BİR ŞEY OLARAK GÖRÜYORUM"
Aydemir, ölümün korkulacak bir şey olacağını işaret ederek, ölüme ilişkin incelemeleri özetledi:
"Ölümü tadılacak bir şey olarak görüyorum. Hüküm de çok net: 'Her nefis ölümü tadacaktır'. Kalınacak bir yer, bir konak değil burası. Bir formdan diğer bir forma geçiş için tadılacak bir şerbet aslında. Bir yandan da eğer bir sonraki aşamaya geçmeye niyetliyseniz veya orada bir ümit görüyorsanız işte Mevlana'nın Şebiarus'u gibi, düğün geceniz de olabilir. Ölüm, biraz bizim yüklediğimiz anlamlarla ve kendimizle olan meselemizle alakalı bir şey. Eğer mevzuyla barıştıysak 'Tamam ben potansiyelimi gerçekleştirdim. Bir şekilde kendimi var edebildim. Benden bekleneni yerine getirdim.' dedikten sonra 'Peki şimdi ne istiyorum?' sorusu geliyor ya, haliyle ölüm bir yerden sonra istenen bir şey haline de gelecek. Böyle de olmalı. Korkulan bir şey değil benim nezdimde. Ölümle alakalı korktuğumuz, kişisel bir şey değil de biraz da ardımızda bıraktıklarımız veya tamamlayamadıklarımız. Aslında kendimizi gerçekleştirmeye dair ontolojik sorular, ölümü bence birazcık soğuk yapan. Baktığınız zaman bir cenin halindeyken de annenizin karnında dışarı çıkmak istemiyordunuz muhtemelen ama dışarıda neler bekliyordu sizi? Bundan sonrasında ne bekliyor? Hep beraber göreceğiz işte. Giden hiç geri gelmedi."
"BAKİ'NİN DÜNYASINDA ÇOK FAZLA KAYBOLDUM"
Senarist Sümeyye Karaarslan ise çocukluğundan beri çeşitli dergilerde mizah yazarlığı yaptığını söyleyerek, dramaturg olarak başladığı profesyonel kariyerinde, senaristliğe hep güçlü bir projeyle geçme arzusunun olduğunu dile getirdi.
"Gassal"in 10 yıllık bir hikaye olduğunu belirten Karaarslan, hikayeye dair şunları kaydetti:
"Kenarda duruyordu. Bir ara sinema filmini yapacaktık, vazgeçtik. Çok sevdiğim bir hikayeydi ama dramaturg olarak senaryoları o kadar çok eleştiriyorum ki. Bu proje de zaman içinde çok değişti. Artık Baki'nin dünyasında çok fazla kayboldum; yemeği nasıl yiyeceğini, nasıl bakacağını, aşık olduğunda vereceği tepkiyi çok iyi biliyordum. Ona artık dışarıdan bakamaz oldum. Ama proje aşamasına geldiği zaman geri dönüşlerin heyecanlı bir şekilde olması beni ümitlendirdi. Ahmet Kural, okuduktan sonra hemen görüşmek istedi. Selçuk Aydemir de aynı şekilde. Proje gerçekten çağırdı insanları. Açıkçası ümitlendim ama bu dizi kalabalığında acaba kaybolabilir mi diye de endişe etmiyor değildim."
"ÖLÜM, HER ŞEYE MÜKEMMEL BİR NOKTA KOYUYOR"
Ölümün çok güçlü bir olgu olduğuna değinen Karaarslan, "Ölmemek gibi bir lüksümüz yok ve o gerçekle yaşıyoruz. Hayatın esprisi burada bence. Çok mizahi bir tarafı var hayatın. Ölüm bütün konuları beraberinde getiriyor çünkü her şeye mükemmel bir nokta koyuyor." ifadelerini kullandı.
Sümeyye Karaarslan, ilk sezonun final sahnesine ilişkin kendisine gelen yorumlara da değinerek, şunları kaydetti:
"Bana gelen yorumlarda önce 'Çok insafsızsın.' deyip sonra 'Eline sağlık.' diyor insanlar. Kaşları çatık bir tebrik. Buna alışmam biraz zaman aldı. Finalimiz biraz insafsız görünmüş olabilir ama ölüm içine girince zaten çok sürprizlerle dolu bir şey değil mi? Yavru ceylanların ölmesi ama aslanın da bir ailesi var. Kainat öyle bir dengede ki birinin ölümü, bir başka şey de öyle oldu. Hiç olmayacak bir aile çıktı. Tabii ki ben de bu projede bazı insanlar ölmesin. Ama hikaye gidiyor ve ölüyorlar. Ben de bazı finalleri yazarken çok ağlıyordum."
İkinci sezon çekimlerini tamamladığını ve dizinin küresel kurgu akışını aktaran Karaarslan, "İkinci sezona dair ne desem ipucu olacak ama Baki karakteri yine merkezde. Ama bu kez biraz daha finansal bir karakter yapısı. Baki yine yer alıyor Baki; insanların çoğaldıkları olayların karşısında şaşkın, yine normal insanlar anlayamayan, yine ölümle çok haşır neşir." değerlendirmesinde bulundu.