Ulvi Alacakaptan: Ülkemizde amatör tiyatro kalmadı
Hayat Bilgisi'nin Cumhur Hoca'sı olarak akıllarda yer edinen oyuncu Ulvi Alacakaptan 55. sanat yılını özel bir etkinlikle kutladı.
Sinema ve tiyatro oyuncusu Ulvi Alacakaptan, 75. doğum günü ve 55. sanat yılı vesilesiyle, gerçekleştirilen programda sevenleriyle bir araya geldi. Sanat hayatında geride bıraktığı zamanlara hayretle baktığını dile getiren Alacakaptan, kendisine her zaman en büyük desteği annesinin verdiğini söyledi.
Sanatçı, ayrıca kariyeri boyunca hayal ettiği ve etmediği her şeyde rol aldığını belirterek, "Bundan dolayı fazlasıyla mutluyum. İki mahallem oldu bu uzun zamanda. 15 sene karşı mahalledeydim, 40 seneyi aşkındır da İslami camiadayım. Gerçekleştiremediğim sadece bir hayalim oldu, 3 tane tiyatro grubunu aynı anda çalıştırmak. Bunlardan birisi Edirne'den, diğeri Kars'tan, sonuncusu da Ankara'dan yola çıkacaklar ve bir sene boyunca bütün ülkeyi dolaşıp turne yapacaklardı, en büyük arzum buydu. Bu hayalimi gerçekleştiremeden tiyatroyu bırakacağım." dedi.
"KENDİMİZ GİBİ OYNADIĞIMIZ BİR YERLİ TİYATROMUZ YOK"
Türk tiyatrosunun temel meselesinin, kendisi olarak oynadığı bir oyuna sahip olmamak olduğu yorumunu yapan usta oyuncu, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Biz Fransızlar kadar güzel Moliere, İngilizler kadar güzel William Shakespeare oynuyoruz ama kendimiz gibi oynadığımız bir yerli tiyatromuz maalesef yok. Bunun için zaman zaman bazı denemeler, çabalar oldu. Ama bunlar da çok başarılı olamadı. Bence yerli tiyatronun yapıcısı Muhsin Ertuğrul değil Haldun Taner'di. Muhsin Ertuğrul, İngiltere'de oyun seyretti, buraya geldi onu sahneledi. Rusya'ya gitti, opera seyretti, onu sergiledi ve tiyatroya bir disiplin getirdi. Ama Haldun Taner yerli, epik ve göstermeci bir tiyatronun en büyük temsilcisiydi. Devekuşu Kabaresi'nin bütün oyunları, orta oyundur aslında. Ferace ya da fes takmadıkları için kimse anlamamıştır bunu. Halbuki bu oyunlar orta oyunu kalıplarıyla oynanmışlardır. Haldun Taner, müthiş bir yazardı. Çünkü şekil olarak modern, fakat içerik olarak geleneğe yaslanan bir tiyatro yapıyordu. Zaten kültür de böylece gelişir. Siz, geçmişte üretilenleri alır, onlara kendi rengini verir ve onu yenileyerek güncellersiniz."
Ulvi Alacakaptan, tiyatroyla ilgilenen yeni nesil sanatçılarda gördüğü en büyük problemin, konservatuvardan mezun olduktan sonra hızlıca bir tiyatro kurmak ve burada kendilerine ait bir oyun üretememeleri olduğuna dikkati çekerek, "Şu anda ülkemizde amatör tiyatro kalmadı ne yazık ki. Türkiye'de geçmişte 3 tane amatör tiyatro oldu, Genç Oyuncular, Boğaziçi Üniversitesi Oyuncuları ve Anadolu Çocuk Oyunları kolu. Bu üç ekol de kendi oyunlarını, yazıp oynuyorlardı. Amatör bir tiyatronun yapacağı en güzel iş budur. Profesyonel tiyatrodaki gibi bir eseri oynamaya kalkmak doğru değildir ve zaten çoğu da bunu yapamıyor zaten." diye konuştu.
"BU İŞİN ER MEYDANI TELEVİZYON DEĞİL TİYATRODUR"
İnsanların son dönemde sağlıklı iletişim kuramadıklarından da bahseden Alacakaptan, şunları kaydetti:
"İçinde yaşadığımız teknoloji çağında iletişim araçları çok yaygınlaştı. Ama bütün bu araçlar, gerçek bir iletişimi ne yazık ki ortadan kaldırmış durumda. Tiyatro, sinema gibi kayıta alınacak bir şey değildir. Onun biricikliği de buradan gelir. Orada doğrudan insana ihtiyaç vardır. Şimdilerde durum değişti. Biz tiyatro yaparken en büyük şikayetimiz oyunlara sadece gençlerin gelmesiydi. Şimdi ise gençler oyunlara gelmiyor. Uzun süre gençlere tiyatro eğitimi verdim. Gelin görün ki ,oradan mezun olan gençlerden sadece 2-3 tanesi tiyatro yapıyorlar şu anda. Oysa televizyon değil tiyatrodur bu işin er meydanı. Tam da bu yüzden tiyatro hiçbir zaman ölmeyecektir."
Usta oyuncu, artık tiyatro yapmak istemediğini ifade ederek, "5 sene önce bıraktım tiyatroyu. Sabah 7.30'da alıyorlar evden sizi, gece 1.30'da geri bırakıyorlar. O süre boyunca yarım saat çalışıyorsunuz ve seyredilecek bölüm sadece 2 dakika. Böyle şey olur mu? Hiçbir paraya değmez bu. Zaman, geri getiremeyeceğiniz, kiralayamayacağınız, satın alamayacağınız tek şeydir. Ortaya gerçekten anlamlı bir ürün çıksa gerçekten hiçbir sorun yok. Saatlerce durulur, emek verilir. Sahici bir iş olsa, bedava bile oynarsınız ki zamanında bir sürü arkadaşımın oyunlarında bilabedel oynadım. Sorun para değil. Şu anda her şey gençler için, onlara göre yapılıyor ve ne yazık ki bu durumda tiyatro yapmak doğru değil." görüşünü sözlerine ekledi.