Şipşakçılık bitti mi? 'En büyük rakibim cep telefonları'

Fotoğraf, gelecek kuşaklara bırakabileceğimiz en değerli miraslardan biri. 2000'li yılların başlarından itibaren kameralı cep telefonlarının yaygınlaşmasıyla birlikte, basılı fotoğrafa talep düştü. Öyle ki albümler bile tozlu raflarda yerlerini çoktan aldı. Dijitalleştikçe boyut değiştiren fotoğrafçılığın belki de en nostaljik hali olan şipşakçılar da bir elin parmağını geçmeyecek derecede azaldı. Kimisi papağanı, kimisi de Osmanlı kıyafetleri ile dikkat çekerek müşteri toplamaya ve bu yol ile mesleklerini sürdürmeye çalışıyor. Şipşakçılık yapmak için bir fotoğraf makinesi, yazıcı, akü ve invertör(dönüştürücü) gerekiyor. 

Bir zamanlar her köşede gördüğümüz şipşakçılar, şimdilerde sadece tarihi yarımadada ve turistik bölgelerde öne çıkıyor. Onlardan biri olan Lütfi Turanlı, İstanbul'un Gülhane semtinde belki de mesleğinin son demlerini yaşıyor. Akıllı telefonların her cebe girmesiyle mesleğinin tehlikeye girdiğini anlatan Turanlı, eski günlerini özlemle anıyor.

'AİLELER EKONOMİK GEREKÇELERLE FOTOĞRAF ÇEKTİRMEK İSTEMİYOR'

Gülhane'de iş yapan şipşakçı Lütfi Turanlı, bu meslekte hızın önemli olduğunu anlatıyor ve dakikalar içerisinde fotoğrafı çıkartabildiğini söylüyor. Fotoğrafçı, “Telefonlar ceplerde ama bir kağıdın anısı gibi olmuyor. İnsanlar yıllar sonra da bakabileceği fotoğraflar istiyor. Kimilerine göreyse bu işler antika gibi geliyor” diyor.

30 yıldır İstanbul'da şipşakçılık yapan Lütfi Turanlı, genelde çiftlerin fotoğraflarını çektiğini söylüyor ve onların daha istekli olduklarını anlatıyor. Ailelerin eskiden daha çok fotoğraf çektirdiği ancak son zamanlarda 'ekonomik gerekçelerle' fotoğraf çektirmekten kaçındıklarını anlatan Turanlı, “Çocukları ağlarsa kabul ediyorlar” demekte. 

VATANDAŞLARI 'FES' İLE İKNA EDİYOR

Pandemi öncesinde fotoğraf fiyatlarının 10-15 lira olduğunu şimdilerde ise artan döviz kuru nedeniyle fiyatlarını 50 TL'ye çıkardığını anlatan Turanlı, “Vatandaşları nasıl ikna ediyorsunuz?” sorusunu da şöyle yanıtlıyor:

“Bu fesler ile ikna ediyorum. Kadının başına fes takıyorum sen sultansın diyorum ya da erkeğin başına fes takarak sen padişahsın diyorum. Bu şekilde anılmak onlara onur veriyor." 

Bunun kadınları mutlu ettiğini ve fotoğraf çektirmeye ikna olduklarını anlatan şipşakçı Lütfi'nin en büyük rakibi ise hepimizin cebinde bulunan telefonları.

'HANGİ DİZİ MEŞHURSA O KIYAFETİ GİYMEK İSTİYORLAR' 

İsmail Topçu da 7 yıldır şipşakçılık yaptığını söylüyor. Pandemiden bu yana turist sayısının azalması nedeniyle işin tadının kalmadığını söyleyen Topçu, "Artık kaliteli turist de kalmadı" diyor. Fiyatlar turistler için 8 dolar iken yerli halk için ise 150 TL'den başlıyor.

Topçu en çok fotoğraf çektirmek isteyen turistlerin genellikle Arap ülkelerinden gelen turistler ile Romanya, Kosova, Bosna Hersek'ten gelenler olduklarını söylüyor. Fotoğrafçı, turistlerin hangi Türk dizisi meşhursa o dizideki kahramanların kıyafetlerini giymek istediklerini belirtiyor. Topçu sözlerini "Bizler de bu dizileri izleyip kostümler noktasında fikir ediniyoruz ve bu kostümleri sağlıyoruz. Bu aralar Diriliş Ertuğrul kostümleri moda" diye sonlandırıyor.

'CEP TELEFONLARI İŞİMİZİ ETKİLEDİ'

Bir başka şipşakçı Taner Özbek ise 10 yıldır farklı kostüm konseptleriyle işler yaptığını belirtiyor. Özbek "İstanbul'a özgü bir iş yapmak istedim ve aklıma bu geldi. İnsanlar tarihsel olarak bu fotoğrafçılık işine önem veriyor" diyor.

Genelde müşterilerinin yabancı turistler olduğunu söyleyen Özbek "Cep telefonları işimizi etkiledi elbette. Sultanahmet'te toplam 4 -5 yer daha var bizim gibi çalışan. Bayram yoğunluğu da bekliyoruz" ifadelerini kullanıyor.

sibel.gulersoyler@haberglobal.com.tr

Siyah beyaz fotoğrafları neden bu kadar seviyoruz? Fotoğrafı renklendirmek tarihi bozar mı?📷Yaşam

Kaynak: Web Özel