Konuşmalarıyla, protestolarıyla tarihe geçen Oscar Töreni
92. Oscar Ödül Töreni, üzerine konuşulacak önemli konu başlıkları bırakarak geride kaldı. Parazit'in tarihe geçen başarısından Joaquin Phoenix'in olağanüstü konuşmasına, oradan zarif ama etkili protestolara her şeyiyle Oscar gecesine yakından bakıyoruz.
92. Oscar Ödül Töreni, öncelikle Parazit'in olağanüstü başarısıyla hatırlanacak.
Akademi tarihinde daha önce de İngilizce dışında bir dille çekilen filmler en iyi film dalında aday gösterilmişti ama ödülü kazanan ilk yapım, Parazit oldu.
Bong Joon Ho'nun yönettiği film, En İyi Film Ödülü ile yetinmedi: Uluslararası en iyi film, en iyi senaryo ödüllerini de alan yapım, Bong'a En İyi Yönetmen Ödülü'nü de getirerek zaferini ilan etti.
Tören öncesinde en iyi film veya en iyi yönetmenden birini, hatta ikisini birden alabileceği düşünülen Sam Mendes imzalı 1917, bu ödülleri kazanamadı ama üç ödülle ikinci sırada yer aldı yine de.
Gecenin kaybedenlerinin başında toplam 24 adaylığı bulunan Netflix geliyordu. 24'te 2 yapabildi yayın platformu. Netflix'in yapımcılığı üstlendiği Martin Scorsese'nin 10 adaylığı bulunan The Irishman'i de sıfır çekerek büyük hüsran yarattı.
Teselli olur mu bilinmez ama Parazit'in yönetmeni Bong Joon Ho, En İyi Yönetmen Ödülü'nü almak üzere sahneye geldiğinde Scorsese'ye ve Quentin Tarantino'ya saygılarını sunmayı ihmal etmedi. Bong, Scorsese'nin "En kişisel olan, en yaratıcıdır," sözünün gençken yüreğine işlediğini belirtti.
Konuşmalardan devam edelim: The Master (2013), Walk the Line (2006) ve Gladiator'deki (2001) performanslarıyla üç kez Oscar'a aday gösterilen Joaquin Phoenix, nihayet Joker ile mutlu sona ulaştı. Aktör, dünyanın gidişatından endişe duyduğunu belirtti, hayvan haklarından dem vurdu: "İster cinsiyet eşitsizliği, ırkçılık, queer hakları veya yerli hakları ya da hayvan hakları hakkında konuşalım, tek ulus, tek ırk, tek cinsiyet ya da bir türün hâkim olma, bizi kontrol etme durumundan söz ediyoruz. Üzerimizden fayda sağlıyorlar. Başkalarını da rahatça göz ardı ediyorlar. Bence doğayla bağlantımız koptu. Birçoğumuz benmerkezci dünya görüşünden dolayı suçluyuz. Evrenin merkezi olduğumuza inanıyoruz. Doğayı kaynakları için yağmalıyoruz. Suni döllenmeye hamile bırakılan bir ineğin doğurduğu bebeğini çalma hakkını kendimizde görüyoruz. O canlının acı çığlıklarına rağmen..."
Phoenix, kendini de eleştirip "Bencildim, bazen zalimdim, birlikte çalışması zor bir insandım. Çoğu burada; bu salonda olanlara bana ikinci bir şans verdikleri için müteşekkirim. Eğer birbirimizi eğitip destekler, birbirimize yol gösterirsek daha iyiye dönüşebiliriz. Gerçek insanlık budur," dedi ve konuşmasını 1993'te 17 yaşındayken kaybettiği kendisi gibi aktör kardeşi River Phoenix'i anarak tamamladı.
Joaquin Phoenix'in Heath Ledger'dan 11 yıl sonra yine Joker rolüyle Oscar'a uzandığını da belirtelim.
Jane Fonda, Phoenix'den şefkatini esirgemedi.
En İyi Kadın Oyuncu Ödülü'nün sahibi Renée Zellweger, konuşmasında canlandırdığı Judy Garland'dan başlayarak kendisine ilham veren Neil Armstrong'dan Martin Scorsese'ye pek çok ismi andı.
Bu, Zellweger'in ikinci Oscar'ı. Aktris, 2004'te Cold Mountain ile En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Ödülü'nü kazanmıştı.
Yardımcı rollerden konu açılmışken ilk kez bir oyuncu olarak Oscar kazanan (daha önce yapımcı olarak bu ödülü almıştı) Brad Pitt'e geçelim. Once Upon a Time in Hollywood ile Oscar'a uzanan Pitt, ödülünü çocuklarına adarken politik bir gönderme de yaptı. Ödül konuşması için 45 saniye süresi olduğunu hatırlatan aktör, ABD Başkanı'nın azil sürecine atıfla Trump'ın kovduğu Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton'a senatoda bu kadar bile süre tanınmadığını söyledi.
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Ödülü'nü Marriage Story ile kazanan Laura Dern ise, Akademi'nin yoksaydığı kadın yönetmenleri andı.
Bu konuda zarif ve etkili bir protesto eylemi de vardı. Natalie Portman, üzerinde aday gösterilmeyen kadın yönetmenlerin isimlerinin yazılı olduğu kostümüyle dikkatleri üzerine çekti. Kıyafetin üzerindeki isimler şunlardı: Lorene Scafaria (Hustlers), Lulu Wang (The Farewell), Greta Gerwig (Little Women), Marielle Heller (A Beautiful Day in the Neighborhood), Melina Matsoukas (Queen & Slim), Alma Har'el (Honey Boy), Céline Sciamma (Portrait of a Lady on Fire) ve Mati Diop (Atlantics).
Birkaç küçük not verelim geceye dair: En İyi Belgesel Ödülü'nü American Factory kazandı. Belgeselin arkasında eski ABD Başkanı Barack Obama ile eşi Michelle'in yapım şirketi Higher Ground yer alıyor.
Elton John, The Lion King'den 25 yıl sonra kendi hayat öyküsünü anlatan Rocketman ile en iyi şarkı dalında bir Oscar daha kazandı.
Hildur Guðnadóttir, Joker ile En İyi Film Müziği Ödülü'ne layık görüldü. İzlandalı müzisyen, bu ödülü 23 yıl sonra kazanan ilk, Akademi tarihinde kazanan dördüncü kadın oldu.
Müzikle kapatalım: Gecenin büyük rol çalanı, Eminem'di.
Sürpriz bir şekilde Oscar töreninde sahne alan şarkıcı, 2002 tarihli Oscar'lı 8 Mile filminde kullanılan Lose Yourself'i seslendirerek büyük sükse yaptı.