İzmir'de müthiş keşif! Hepsi birbiriyle bağlantılı, 4 tanesine ulaşıldı
İzmir'de 1990 yılından bu yana sürdürülen Metropolis Antik Kenti kazı çalışmalarında birbiriyle bağlantılı dört sarnıca ulaşıldı.
"Ana Tanrıça Kenti" olarak bilinen ve İzmir'in Torbalı ilçesine bağlı Yeniköy ve Özbey mahalleleri arasında yer alan Metropolis Antik Kenti kazı çalışmaları 1990 yılından bu yana devam ediyor. Tarihi, Geç Neolitik Çağı'ndaki ilk yerleşim izlerinden Klasik Çağ'a, Helenistik Çağ'dan Roma ve Bizans dönemlerine, Beylikler ve Osmanlı tarihine kadar uzanan Metropolis'teki kazılarla yeni anıtsal yapılar gün yüzüne çıkarılıyor. Bu yıl Temmuz ayında başlayan 2020 kazı çalışmalarında ise daha önce antik kentte hiçbir izi olmayan birbiriyle bağlantılı dört sarnıç, 7 metrelik toprak dolgusunun altında bulundu. Geç Roma Dönemi'nde kentin su ihtiyacını karşılamak için kullanıldığı düşünülen sarnıçların neredeyse tamamen korunmuş durumda bulunmasının döneme dair önemli bilgi, bulgu ve tarihi eserlerin ortaya çıkarılması açısından büyük önem taşıdığı bildirildi.
SARNIÇLAR ŞEHRİN TEPELERİNE İNŞA EDİLMİŞ
Kazı alanında yapılan çalışmalarda, Metropolis halkının aşağı kentteki su kaynaklarına alternatif olarak kentin en yüksek merkezi olan akropolise bu sarnıçları inşa etmesinin temel nedenlerinden birinin, özellikle Bizans Çağı'ndaki savunma gereksiniminden kaynaklandığı ve kente gerçekleştirilecek olası bir saldırı ya da kuşatma esnasında güçlü surlarla çevrili akropolisteki sarnıçların halkın su ihtiyacını uzun süre karşılayacağı için kuşatmaya direnmek adına hayati bir önem taşıdığı ortaya çıktı. Metropolis akropolisinde bulunan dört sarnıcın 600 ton su kapasitesine sahip olduğu tahmin edilirken, halkın günlük su tüketimi, tarımsal faaliyetler ve kamu yapılarının su ihtiyacı hesaba katıldığında yan yana dört sarnıcın inşa edilmesine gereksinim duyulduğu belirlendi.
BESLENME ALIŞKANLIKLARINA IŞIK TUTUYOR
Kazı alanında yapılan çalışmalarda, M.S. 12'inci ve 13'üncü yüzyıllarda Metropolis kent halkının, sarnıçları çöplük olarak kullanmaya başladığı tespit edilen çok sayıda yemek artığı, hayvan kemiği ve seramik parçalarından tespit edildi. Bu alandaki en yoğun buluntuların bitkisel ve hayvansal bezemelere sahip sırlı seramikler olduğu kaydedildi. Sarnıçta tespit edilen hayvan kemikleri üzerinde yapılan incelemeler büyükbaş, küçükbaş ve kümes hayvanlarının yoğun olarak tüketildiğini gösterirken, sarnıç zeminine atılmış halde bulunan ve sarnıçların inşasından önce Helenistik döneme ait olduğu belirlenen mermer mimari parçalar da gün yüzüne çıkarıldı. Bu parçalar arasında dikdörtgen bir sunak ve onurlandırma yazıtı parçası olduğu tespit edildi.
"YENİ BİR KAPI AÇMIŞ OLMANIN HEYECANI İÇİNDEYİZ"
Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın izin ve katkılarıyla devam eden, Sabancı Vakfı tarafından da desteklenen 2020 yılı kazı çalışmalarının başkanlığını sürdüren Manisa Celal Bayar Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serdar Aybek ortaya çıkarılan yapılarla ilgili, "Metropolis Antik Kenti'nin 2020 yılı kazı çalışmalarıyla bundan 1500 yıl önce bu bölgede yaşayan insanların hayatına dair yeni bir kapı açmış olmanın heyecanı içindeyiz. Akropoliste yeni keşfedilen dört sarnıç yapısı Metropolis'te antik dönemde yaşayan ustaların su mühendisliği alanında ne derece bilgili olduklarını kanıtlıyor. Aynı zamanda, sarnıçların akropolisin aşağı yamaçlarındaki tüm yerleşime ve özellikle de yukarı hamam yapısına su sağladığını tahmin ediyoruz. Yaklaşık üç katlı bir bina yüksekliğine sahip olan yapılar Metropolis'teki en iyi korunmuş anıtlar olması anlamında da büyük önem taşıyor" ifadelerini kullandı.