Uzmanlar, seçmene seslendi: İstanbul'da deprem planı olan bir aday seçilsin
31 Mart yerel seçimleri için geri sayım başlarken, deprem uzmanlarından özellikle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı adayları ve İstanbullu seçmenlere yönelik kritik uyarılar geldi. Uzmanlar, "Siyasetçinin yaşadığımız yeri deprem dirençli yapacak planı, programı, fikri varsa oy verelim" dedi.
Resmi Gazete’de yayımlanan Yüksek Seçim Kurulu kararına göre mahalli idareler seçimi 2024 yılı Mart ayının son pazar günü olan 31 Mart'ta yapılacak. Yaklaşan seçimler öncesi partilerin özellikle İstanbul, Ankara gibi büyük illerde aday belirleme hazırlıkları devam ediyor. Türkiye'nin önde gelen deprem ve afet uzmanları Prof. Dr. Naci Görür, Prof. Dr. Cenk Yaltırak, Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, Prof. Dr. Ahmet Ercan, İstanbul'da 7'nin üzerinde olması beklenen depreme ilişkin adaylara uyarılarda bulunarak oy verecek vatandaşların bilinçli olmasının önemine vurgu yaptı.
GÖRÜR: GELECEĞİMİZ İÇİN DEPREM DİRENÇLİ KENTLERE SAHİP OLMALIYIZ
İTÜ Jeoloji Mühendisliği Bölümü'nden Prof. Dr. Naci Görür, "13 milyon seneden beri depremlerin devam ettiği daha da devam edeceği bir ülkede yaşıyoruz. Depremleri durduramayız ama on binlerce insanı de kaybedemeyiz. Geleceğimiz için yapmamız gereken deprem dirençli kentlere sahip olmalıyız. Depremin ne zaman olacağını konuşmanın bir anlamı yok. Bugün olmazsa yarın ya da öbür gün 7'nin üzerinde büyük bir deprem olur, kendi insanımız ölür.
Siyasetçiyi deprem dirençli yaşam alanlarında yaşamamız için yatırıma ikna etmemiz lazım. Vatandaşın elinden çok şey gelir çünkü oy veriyor. Deprem siyaset üstü bir meseledir. Hangi partiyi istiyorsa bağrına bassın ama adayın yaşadığı yeri deprem dirençli yapacak planı, programı, fikri olsun. Eğer bu yoksa oy vermesin. Halk bunu isterse düzeltiriz. Siyasetçi halka bakıyor, oy almak için o kadar anket yapıyorlar" dedi.
YALTIRAK: ÖNLEM ALMAK İÇİN BİLİMİN KONUŞTUĞU DİLDEN HABERDAR OLMANIZ LAZIM
İTÜ Jeoloji Mühendisliği Bölümü'nden Prof. Dr. Cenk Yaltırak ise "Beklenen deprem sadece İstanbul'un değil Marmara Bölgesi'nin bir sorunudur. O yüzden nasıl bir anlayışla önlem alınabilir sorusunu sormalıyız. Önlem almak için de bilimin konuştuğu dilden haberdar olmanız lazım. Örneğin kentsel dönüşüm sözü veriliyor, yapıldığı iddia ediliyor. Ancak bilim insanları kentsel dönüşümün nerede yapılacağının önceliklendirilmesi gerektiğini söylüyor.