Toplumsal bağışıklıkta kritik nokta... 65 yaş üstü vatandaşların hepsi aşılanabildi mi?
Salgını defetmenin tek yolu aşılama. Türkiye ise aşılamada 60-65 yaş arasında. Peki 65 yaş üstünün tamamı aşılanabildi mi? Aşılanmaları toplumsal bağışıklık için ne ifade ediyor? Uzmanlar anlatıyor...
Dünyanın koronavirüsle mücadeleden galip çıkabilmesi için tek seçenek toplumsal bağışıklığın sağlanabilmesi. Ancak dünyada aşı konusunda ABD, İngiltere ve İsrail gibi ülkeler başı çekerken bazı ülkelerin henüz aşılama çalışmalarına başlamadıkları biliniyor. Aşı tedariki ülkeler arasında önemli bir problem haline gelmişken, diğer yandan aşı karşıtlığı ya da teknolojik yetersizlikler de vatandaşlar için sorunlar oluşturuyor.
Türkiye aşılamada Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan verilere göre, Avrupa’da İngiltere’nin ardından ikinci sırada. Şu ana kadar Türkiye’de uygulanan doz sayısı 14 milyonu aşmış durumda. Aşının ilk dozunu alan vatandaşların sayısı 8 milyonu geçti. İkinci dozunu olan vatandaşların sayısı da 6 milyona yaklaştı.
Ancak burada bazı soru işaretleri var. Türkiye 14 milyon dozdan fazla aşı yapabilmiş olsa da sağlıkçılardan alınan bilgilere göre 65 yaş üzerinde aşılarını henüz olmayanlar var. Bu çerçevede 65 yaş üstü vatandaşların gerek teknolojik anlamda yeterli desteği alamaması gerekse aşı konusunda yeteri kadar bilgilendirilmemeleri aksamalara neden olabiliyor.
Peki yaşlılarımız aşı randevusu konusunda yeterli desteği alabiliyorlar mı? Sisteme yeteri kadar hakimler mi? Tek sebep teknolojik mi? Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu İkinci Başkanı Dr. Yusuf Eryazgan ve Sinovac aşısının çalışmalarında da gönüllü olan Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Geriatri Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Cankurtaran 65 yaş üstü vatandaşların aşılanmasını haberglobal.com.tr okurları için yorumluyor.
“DAHA FAZLA BİLGİLENDİRME YAPILMALI”
Dr. Yusuf Eryazgan, aşı randevusu konusunda sistemin yaşlılara yeteri kadar anlatılmadığını ve kamuoyunun tam anlamıyla bilgilendirilmediğini söylüyor. Aile Hekimleri Federasyonu olarak bu konuda girişimlerinin olduğunu ifade eden Eryazgan, “Merkezi bir sistemle aşı merkezleri üzerinden kişilerin kısa mesaj ve kamu spotu gibi araçlarla bilgilendirilmelerini önerdik. Ancak bu konuda herhangi bir geri dönüş alamadık” diyor.
“BİREYSEL ÇABAMIZLA İKNA ETMEYE ÇALIŞIYORUZ”
Prof. Dr. Mustafa Cankurtaran, Türkiye geneline 65 yaş üstü vatandaşların büyük oranda aşılandığını ancak aşılanmayan çok kişinin olduğunu belirtiyor. Aşı olmayanların azımsanmayacak seviyede olduğunu vurgulayan Cankurtaran, “65 yaş üzeri tedavi ettiğim hastaların arasında aşı olmayacaklarını belirtenler var. Bu sayının Sağlık Bakanlığı tarafından verilmesi lazım. Dün muayene ettiğim 14 hastanın 3’ü aşı olmayacaklarını söylediler. Biz de tabii ki bir şekilde kendi bireysel çabalarımızla ikna etmeye çalışıyoruz” değerlendirmesinde bulunuyor.
AŞI RANDEVUSU ALMAYANLARLA İLETİŞİM KURULUYOR MU?
Eryazgan, konuyla ilgili olarak vatandaşların kafasında hala aşının etkinliği konusunda soru işaretlerinin olduğunu belirtiyor. Bu nedenle ya da başka nedenlerle aşı randevusu almayan vatandaşlarla iletişim kurulduğunu aktaran Eryazgan, sözlerine şöyle devam ediyor:
Özellikle Aile Sağlığı Merkezleri’nde kişilerin kayıtlı olduğu aile hekimleri arayıp bilgilendirme yapmaya çalışıyor. Bu kişilerin randevu almamalarının sebepleri İlçe Sağlık Müdürlükleri tarafından aranarak sorgulanıyor.
Kaynak: istock
“İNTERNETİ KULLANMAYAN ÇOK YAŞLI VAR”
Cankurtaran 65 yaş üstünde aşı olmaktan korkan, çekinen ve tam anlamıyla bilgilendirilmeyen çok vatandaşımızın olduğunu söylüyor. Sosyal medyadaki aşı karşıtlığının da etkili olduğunu ifade eden Cankurtaran, sözlerine şöyle devam ediyor:
Türkiye’de bir grup hastalık yokmuş gibi davranıyor. Yaşlılar arasında randevu almayı başaramayanlar da var. Eğer yakınları yoksa randevu almaları çok zor. Ben bile anneme ve babama çok zor aldım. İnterneti kullanamayan, E-Devlet’i ve E-Nabız’ı olmayan çok sayıda yaşlı var. Arandığında telefonları açmayan yaşlılar var.
Haber Global ekranlarında Senem Toluay Ilgaz'ın sorularını yanıtlayan Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Profesör Mehmet Ceyhan Sinovac aşısının 60 yaş üstüne vurulacak olmasını böyle yorumlamıştı.?
“1. DOZU YAPTIRIP 2. DOZU YAPTIRMAYANLARIN DA SAYISI FAZLA”
Cankurtaran, aşının etkinliğinin vatandaşlara detaylı olarak anlatılması gerektiğini belirtiyor. Aşının yüzde 100 oranında ölümü engellediğini ve enfeksiyonu da yüzde 83 oranında azalttığını söyleyen Cankurtaran, buna rağmen güvenmeyip aşı olmayanların olduğunu belirterek, “1. dozu yaptırıp 2. dozu yaptırmayan yaşlıların da sayısı çok fazla. O sayıların Sağlık Bakanlığı tarafından verilmesi lazım. Sadece 65 yaş üstü değil, 65 yaş altının hiç olamıyor olması hali hazırda çok büyük bir sıkıntı” ifadelerini kullanıyor.
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Geriatri Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Cankurtaran
“65 YAŞ ALTI DA SALGINLA MÜCADELEDE ÇOK ÖNEMLİ”
Cankurtaran, aşının olmamasının önemli bir problem olduğunun altını çiziyor. Nüfusun yoğunlukta olduğu 65 yaş altında henüz aşılamanın başlayamadığını vurgulayan Cankurtaran, sözlerine şöyle devam ediyor:
Aşılanmayan yaşlıların bir bölümü salgının seyrini etkiler ancak daha 65 yaş altında aşılanmayan çok büyük bir kesim var. Biz dört basamaklı bir aşı planlamasında henüz 2. aşamaya geçemedik. Şu an ABD’de birçok eyalette 18 yaş üstü yetişkinlerin aşılanmasına başlandı. Bu nüfüsun aşılanması salgının kontrol altına alınmasında çok büyük bir adım.
65 YAŞ ÜSTÜNÜN AŞI OLMAMASI SALGININ SEYRİNİ NASIL ETKİLER?
AHEF 2. Başkanı Dr. Yusuf Eryazgan, 65 yaş üstü vatandaşların kronik hastalıklarının olmasının ağır hasta ve vaka artışında önemli bir etken olduğunu belirtiyor. Özellikle normalleşmeyle birlikte bu vatandaşların halkın arasına karışmasına vurgu yapan Eryazgan, “Normalleşmeyle birlikte bu vatandaşlar halkın arasında karışıyorlar. Vaka sayılarının da arttığı düşünüldüğünde çok büyük bir sorunla karşı karşıyayız” diyor.
“AŞI OLMAMASI ÇOK OLUMSUZ BİR ETKEN”
Prof. Dr. Mustafa Cankurtaran, salgının kontrol altına alınmasına ilişkin aşı tedarikinin artırılmasına vurgu yapıyor. Aşının olmamasının olumsuz bir etken olduğunun altını çizen Cankurtaran, “Salgın kontrolsüzlüğünün en büyük sebebi aşının elimizde yeteri kadar olmaması. Çin aşısının gelecek olan dozlarıyla ilgili de net bir bilgiye sahip değiliz. Aşı gelse ve bugün yapılmaya başlansa salgını çok iyi bir şekilde kontrol edebilme şansına sahip oluruz” ifadelerini kullanıyor.
PEKİ NE ZAMAN TOPLUMSAL BAĞIŞIKLIK KAZANACAĞIZ?
Eryazgan bu konudaki tahmininde 2022 yılının başlarını işaret etse de ortaya çıkabilecek mutasyonlar ve toplumun bir kısmının henüz aşılanmamasının da riskli bir durum oluşturduğunu söylüyor. Aşı tedarikinin de artırılması gerektiğinin altını çizen Eryazgan, “Aşılama sadece Aile Sağlığı Merkezleri üzerinden yürümemeli. Hastanelerde açılan on binlerce aşı odası aktif bir şekilde devreye sokulmalı. Diğer yandan AHEF’in en başından beri önerdiği aşı merkezleri de kurulabilir” değerlendirmesinde bulunuyor.
Aile Hekimleri Derneği Federasyonu İkinci Başkanı Dr. Yusuf Eryazgan
“18 YAŞ ÜSTÜ BELİRLEYİCİ OLACAK”
Cankurtaran, aşının 2. dozdan yaklaşık 1 ay sonra tam koruma sağladığına değinerek, iki haftalık inceleme süresinin de dikkate alınması gerektiğini vurguluyor. 18 yaş üstü nüfusun toplumsal bağışıklık konusunda önemli bir faktör olacağını belirten Cankurtaran, “Özellikle 40 yaş üstü kesimi büyük oranda aşılayabilenler salgında ölümleri ve hastaneye yatışları kontrol altına almış olacak. Ülkeler arasındaki fark bu olacak” diyor.
Kaynak: Web Özel