Flamingoları setler öldürdü! Kaçak kuyular ise yer altını kurutuyor...

Birçok akarsu üzerine göletler, tarım alanlarının sulanması için setler ve barajlar yapıldığı için kuruma tehlikesi altında. Son olarak Tuz Gölü'nde yaşanan olayda binlerce yavru flamingo, gölü besleyen su kaynaklarının engellenmesi ve kuraklık nedeniyle susuzluktan öldü. 

Yaşanan kuraklık ve su kaynaklarının verimli kullanılmaması nedeniyle sulak alanlarımızı bir bir kaybediyoruz. Türkiye'yi özellikle Orta Anadolu'da açılan kaçak su kuyuları ve su politikalarındaki yanlışlar, adım adım felakete doğru götürüyor. 

"140 BİN KUYUNUN 105 BİNİ KAÇAK"

Tüm Orta Anadolu ve göller yöresinde aşırı yeraltı suyu kullanımı olduğunu belirten Doğa Araştırmaları Derneği Başkanı Osman Erdem, "Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü (DSİ) verilerine göre Konya kapalı havzasında 2008 yılında 27 bin 140 tane ruhsatlı 60 bin 808'i kaçak olmak üzere 87 bin 948 su kuyusu bulunuyordu. Günümüzde bu sayı 140 bine ulaştı. Bunlardan sadece 35 bini ruhsatlı geri kalan 105 bini kaçak. Bu kaçak işletilen kuyuların kontrolü yok. Ne kadar su kullandıkları bilinmiyor" ifadelerini kullandı. 

Erdem, Konya ovasında 1980'li yıllarda yeraltı su seviyesindeki düşüşün 1 metre civarında olduğunu ancak günümüzde bu düşüşün ortalama 2 kat artarak 2 metrenin üzerine çıktığını belirtiyor.

"İZİNSİZ KULLANIMI YASAK" 

Su kanallarına bentler yapılarak önünün kesilmesinin yasadışı olduğunu söyleyen Erdem, herhangi bir direnaj kanalından ya da tahliye kanalından izinsiz su alınamayacağını, konuyla ilgili gerekli denetimlerin yapılmadığını belirtti. 

"SU YOKSA CANLI DA YOK"

Türkiye'nin acilen şu anki su politikasından vazgeçmesi gerektiğini söyleyen Erdem, suyu doğru yönetemezsek gölleri kaybettiğimiz gibi kısa bir süre sonra toprağın kendisini de kaybeceğimiz konusunda uyarıyor. 

Erdem sözlerine şöyle devam etti: "Konya kapalı havzası 1950'li yıllarda Türkiye'nin en zengin su havzalarına sahipti. Havzadaki göller 350 bin hektarı buluyordu. Ve Hotamış Sazlığı, Arap Çayırı, Yarma Bataklığı, Eşmekaya Gölü, Karapınar Ovası, Ters Akan Gölü, Sula Gölü, Hamidiye Gölü, Samsam Gölü, Meke Gölü, Acı Göl gibi 20'ye yakın sulak alan vardı."

"21 BİN HEKTARDAN 150 HEKTAR KALDI"

Acı Göl hariç yer altı suyunun kötü ve aşırı kullanımı nedeniyle diğer sulak alanların tamamını kaybettiğimizin altını çizen Erdem şu çarpıcı bilgileri verdi: "Ereğli Sazlıkları 1960'lı yıllarda yaklaşık 21 bin 600 hektarlık bir alanı kapsıyordu. Şu anda geriye 150-200 hektarlık bir alan kaldı."

Kuruyan Ereğli Sazlıkları'ndan bir görüntü. Fotoğraf: AA

Orta Anadolu'da büyük bir felakete doğru adım adım ilerlediğimizi söyleyen Erdem, son olarak su tasarrufu değil, acilen su seferberliği yapılması gerektiği ve mutlaka su kanunu çıkarılması gerektiğini söyledi.

"ARABANIZI BİLE YIKAYAMAZSINIZ"

"Bir derenin önünü kafanıza göre kesip kullanamazsınız" diyen Süleyman Demirel Üniversitesi Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi emekli öğretim görevlisi Doç. Dr. Erol Kesici, bu durumun son dönemde daha fazla yaşanmaya başladığını belirtti.   

Suyu herkesin istediği gibi kullanamayacağını belirten Kesici, "Çeşme suyuyla arabanızı bile yıkamanız yasak" dedi.

Şu an bütün çiftçilerde su bulma stresi yaşandığını dile getiren Kesici, "Birçok yerde kısıtlamalı su vereceğiz diye duyurular var. Çiftçi bunu duyunca, 'bunlar bize temmuz, ağustosta su vermeyecekler en iyisi bir yerlere su depo edelim' deniyor. Bunlar çok tehlikeli. Tarımın şeklini düzenlememiz gerekiyor" ifadelerini kullandı. 

"SUYUN KIYMETİ BİLİNMİYOR"

Su sıkıntısı yaşayan bölgelerde şeker pancarı, korunga, ayçiçeği, yonca, mısır gibi aşırı su isteyen bitkilerin ekiminin yanlış olduğuna dikkat çeken Kesici, bu bitkilerin suya olan ihtiyacının daha fazla olduğunu ve bu sebepten dolayı sebze yetiştiriciliğinde bir kontrolsüzlük olduğunu söyledi. 

gokhan.kam@haberglobal.com.tr

Kaynak: Web Özel