Serebral palsi hastası Umut'un gururlandıran başarısı: Üniversiteyi onur belgesiyle bitirdi, işe başladı

DHA
Ankara Gündem haberleri Yaşam Haberleri
Serebral palsi hastası Umut'un gururlandıran başarısı: Üniversiteyi onur belgesiyle bitirdi, işe başladı

Başkentte doğuştan serebral palsi (SP) hastası Umut Akça (20) yüzde 95 fiziki, yüzde 80 görme engelli olmasına rağmen ailesinin desteği ile ilk, orta ve lise eğitimini tamamladıktan sonra, okuyucu-kodlayıcı teknolojisi ile girdiği üniversite sınavını kazanıp, Büro Yönetimi ve Yönetici Asistanlığı Bölümünü onur belgesi alarak 1'incilikle bitirdi. KPSS puanı ile de belediyede işe başlayan Akça, bir taraftan da 'karma dövüş sanatları' (MMA) sporu yapıyor. Umut'un öyküsü, gençlere ilham veriyor.

Doğuştan SP hastası olan ve desteksiz yürüyemeyen, çoğu zaman tekerlekli sandalye kullanan Umut Akça, eğitim ve spor ile engelleri aştı. Akça, anaokulu, ilkokul, ortaokul ve lise eğitimini felsefe öğretmeni annesi Fatmagül ve finans uzmanı babası Ersoy Akça'nın desteği ile bitirdi. Umut Akça, ardından okuyucu-kodlayıcı teknolojisi ile girdiği üniversite sınavında 265 puanla Başkent Üniversitesi, Büro Yönetimi ve Yönetici Asistanlığı Bölümünü kazandı. Akça, üniversiteyi onur belgesi alarak 1’incilikle bitirdi. Ardından Kamu Personeli Seçme Sınavı’nda (KPSS) aldığı puanla da Keçiören Belediyesi'nde fen işleri bölümünde işe başladı. Akça, aynı zamanda 7 yıldır da ‘karma dövüş sanatları’ sporu yapıyor. Dövüş sporları sayesinde hem fiziki hem de psikolojik olarak gelişim gösteren Akça, yarışmalara katılarak derece elde etmeyi hedefliyor.

'UMUT BİZİ İNANDIRDI'

Felsefe öğretmeni Fatmagül Akça, oğlunun eğitim sürecinde sürekli yanında olduğunu, birlikte okula gidip geldiklerini belirterek, "Benim önceliğim oğlumdu. Her şeyden önce onun yetişmesiydi. Bedensel ve ruhsal olarak onun yanında olmam gerekiyordu ve tabii ki de Umut’un o sıralar bana çok ihtiyacı vardı. Umut anaokuluna giderken öğretmenliği bıraktım, onunla birlikte okula başladım. Tekrar Umut’la beraber okul yoluna düştük. Anaokulundan sonra ise tekrar öğretmenliğe döndüm ve Umut’un okulunda görev yaptım. Hem oğlumla vakit geçiriyordum hem de aynı Umut gibi olan çocuklarla birlikte derslere giriyordum. Gerçekten çok yol katetti. Şu zaman zarfında inanın bu süreye sığmayacak şeyler yaşadık. Umut bizi başaracağına inandırdı. Hala da çok gayret ediyor. Çok mücadele etti. Hayatın içinde farkında değildi ama büyüdükçe birçok şeyin farkına varmaya başladı. Umut’un bu aşamalara geleceğini düşünemiyordum; ama Umut ve zaman bunu bize gösterdi. Engelli çocukların aileleri her zaman destek olsunlar. Bizim çocuklarımız yapabilirler, başarabilir, bizim oğlumuz en güzel örnek" dedi.

'BİZİM İÇİN GURUR VERİCİ'

Finans uzmanı Ersoy Akça da Umut'un eğitim ve spor ile karşılaştığı tüm engelleri aştığını söyleyerek, "En büyük destekçisi annesi oldu. Normalde öğretmendi. Umut’un hayatından kaynaklı olarak öğretmenliği bırakarak Umut’la beraber okula devam etti. Bunun çok büyük bir katkısı var. Umut’a okula ilk başladığı zaman yapabilirliği noktasında inanmıyorlardı. Belirli noktalarda sıkıntılar çıkıyordu. İlk önce özel eğitim sınıfında başladı. Kaynaştırma sınıfına geçinceye kadar çok mücadeleler verdik. Kaynaştırma sınıfına almak istemediler. Kaynaştırma sınıfında ‘Bu çocuk yapamaz, bu çocuktan herhangi bir şey olmaz, çocukları etkiler ve diğer çocukların eğitim hayatını bozar’ demiş olmalarına rağmen bizim Umut’un arkasındaki inancımızdan dolayı Umut, kaynaştırma sınıfına geçti. Fakat yine de biz okul hayatında çok mücadele verdik. İlk, ortaokul ve liseyi böyle bitirdi. Sonra üniversiteyi kazandı. Yüksek onur belgesi ile okul 1’incisi oldu. Bizim için de çok gurur verici bir olay. Açıkçası böyle bir hedefle üniversiteye gitmedik. Sonuç böyle oldu. Verdiğiniz emeğin arkasında durduğunuz zaman çocukların neleri başarabildiğini görmüş oluyorsunuz" diye konuştu.

'HEDEFİM ALTIN KEMER'

Umut Akça da eğitim hayatındaki başarısını ailesine borçlu olduğunu, onların desteği sayesinde üniversiteyi bitirdiğini söyledi. Akça, "Üniversiteden sonra Keçiören Belediyesi'nde işe girdim. Onu da ailemin sayesinde başardım. Ailemin bana olan güveni sayesinde kendimi hep güçlü hissettim. İlerideki hedefim kafes dövüşünde kendimi geliştirerek, altın kemer almak. Çalışmalarımız yavaş ilerlese de iyi gidiyor. Spor sayesinde kendimi bedensel ve ruhsal olarak iyileşmiş hissediyorum. Antrenmandan sonra yorulmuş hissediyorum ama keyifli tabii. Şimdiki hedefim ise ayakta boks yapmak. Örnek aldığım sporcu ise Muhammet Ali. İş yerindeki arkadaşlarım da çok iyiler. Her anlamda yanımda oluyorlar. Benim için önemli olan ailenin destek olması. Şu anda ben arkadaşlarıma sporu da okumayı da öneririm. Hangisi faydalı olacaksa o alanda gitsinler" dedi.