Selçuk Bayraktar'dan siyasete yeşil ışık!
Türkiye’nin ilk milli insansız savaş uçağının mimarı Baykar Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar'dan "Siyasete girecek misiniz? sorusuna "Mücadele politikaya girmeyi gerektiriyorsa korkup da geri dönecek değiliz" yanıtını verdi.
Baykar Yönetim Kurulu Başkanı, TEKNOFEST Yönetim Kurulu Başkanı ve Türkiye'nin ilk insansız savaş uçağı Kızılelma'nın mimarı Selçuk Bayraktar, Toygun Atilla'nın sorularını yanıtladı.
SİYASETE YEŞİL IŞIK
Bayraktar "Siyasete girecek misiniz? sorusuna şu yanıtı verdi:
:Benim hiçbir zaman bir gün siyasette olayım, cumhurbaşkanı olayım diye bir hayalim olmadı. Ama çocukluğumdan beri uçak yapma, uçak uçurma hayalim oldu, pilot olma hayalim oldu. Sonrasında ilerleyen yaşlarda ülkemizin havacılık sanayisini kurma hayalim oldu. Sonrasında robotike merak sardım. Robot uçaklar yapma hayalim oldu. Ülkemizin ilk insansız robot uçağını mini İHA'yı yaptım. Baykar'da bugün insansız hava araçları var, helikopterler var. Baykar'ın yeri bir kampüs gibi. Kendi öz kaynaklarımızla yaptık. Bir geliştirme bedeli almadık. Bayraktar TB2 sonrasında Akıncı, sonrasında bütün yolculuğun en başından beri hedefimiz Kızıl Elma'ydı. o da nasip oldu. 2023'te milletimize söz vermiştik ilk uçuşunu yapacak diye. 2023'e bir ay kala verdiğimiz sözden de önce ilk uçuşunu yapmak nasip oldu, gösteriler yaptı.
Bütün bu serüven boyunca biz silahlı kuvvetlerimizle birlikte sırt sırta yıllarca kadın ve erkek mühendisler olmak üzere ekibimizle beraber Güneydoğu'daydık. Zeytindalı'nda, Fırat Kalkanı'nda cephe hattındaydık. Ondan öncesinde mini İHA'lar ve İHA'lar varken yine oradaydık. Benim hayatta en çok tatmin olduğum işlerden biridir. Binlerce saat eğitim ve operasyon bölgesinde teknik çalışma yürütmüşümdür. Saatlerce takip eder düşünürsünüz bunu daha nasıl geliştiririm diye. Şu duygu beni hep mutlu etmiştir ve hep onun peşinden gitmişimdir. Ben burada faydalı bir iş yapıyorum.
İlk SİHA'lar uçtuğunda aslında gizliydi. İlk taşın teröristlerden değil de, taşların daha büyük yerlerden geldiğini Meclis'ten, CHP'li bir milletvekilinden geldiğini gördük. Sezgin Tanrıkulu'ndan geldi ve sistematik olarak sürekli arttığını gördük. Neredeyse hiç kesilmedi. Yüzlerce gönüllüsüyle yaptığı işin kirli bir siyasi kampanyaya dönüştürüldüğünü gördük. Sonrasında mahkemeye verdik ve bütün mahkemeleri kazandık. İşin toplumsal etkisi büyüdükçe bir anlamda sadece bir laboratuvarda değil de işin rengini değiştirir hale getirdiğinizde; insansız hava araçları biliyorsunuz İsrail'den alınıyordu. Şu an dünyada neredeyse insansız hava araçlarının adı Bayraktar oldu. Bayraktar'a marşlar diziliyor, madalyalar veriliyor. Dünyada böyle bir muamele görürken bir taraftan da demek ki içeride bizim çözülmemiş meselelerimiz var. Bunların çözülmesi gerekiyor. Bunlar ancak toplumsal dönüşümle mümkün olabilir. Bizde bu yolda milli teknolojisi idealini gerçekleştirme yolunda sonuna kadar kadar mücadele edeceğiz. Mücadele neyi gerektiriyorsa onu yapacağız.
"MÜCADELE POLİTİKAYA GİRMEYİ GEREKTİRİYORSA KORKUP DA GERİ DÖNECEK DEĞİLİZ"
Benim böyle bir hayalim yok ama mücadele politikaya girmeyi gerektiriyorsa korkup da geri dönecek değiliz. Verdiğimiz mücadelede her türlü riski almıyor muyuz? Uçaklarımız dünyanın en fazla ülkesine ihraç edilen uçaklar. Hatta gelirlerimiz dünyada eşi benzeri olmayan bir şekilde bir savunma sanayi şirketi açısından yüzde 82'si. Böyle bir örnek dünyada bile çok çok az. Bu kadar büyük bir mücadele verirken, aynı zamanda ülkelerin güvenliği için kullanılan sistemler.
Kaynak: Haber Global TV