'Şehit MİT mensubunun ifşa edilmesi' soruşturmasında 'organize eylem' iddiası

'Şehit MİT mensubunun ifşa edilmesi' soruşturmasında 'organize eylem' iddiası

Şehit MİT mensubunun kimliği ve ailesinin ifşa edilmesiyle ilgili soruşturmada 'organize eylem' iddiasının yer aldığı ortaya çıktı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanan Odatv Haber Müdürü Terkoğlu ve muhabir Kılınç hakkında hazırlanan sevk yazısında, soruşturmanın detaylarına yer verildi. 

"ŞEHİDİN MİT'TEKİ GÖREVİNE İLİŞKİN DETAYLI BİLGİLER"

Sevk yazısında, Odatv isimli haber sitesinde 3 Mart'ta yayımlanan haber içeriğinde, MİT mensubu şehidin cenaze töreninden detaylara yer verildiği belirtilerek, haber içeriğinde ayrıca, "şehidin MİT bünyesinde yaptığı göreve ilişkin görev süresi, görev yeri, yaşı, memleketi, aile bilgilerine ilişkin detaylı bilgiler verilmesinin yanı sıra geçmiş döneme ait fotoğraflarına, cenaze töreni ile naaşının defnedildiği şehitliğe ilişkin görüntülere yer verildiği" öne sürüldü.

Sevk yazısında, söz konusu haber içeriğinde MİT mensubu şehidin faaliyetlerine, görevine, kimliğine ve devletin istihbarat faaliyetlerine ilişkin bilgilere yer verilmesi nedeniyle Odatv sitesinin sorumlu haber müdürü Barış Terkoğlu ve haberi yazan Hülya Kılınç'ın, 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu'nun 27. maddesinde tanımlanan suçu işlediklerinin tespit edildiği belirtildi.

"DİĞER PERSONEL KİMLİKLERİNİN DEŞİFRE OLMASINA DA SEBEBİYET VERİLDİ"

Şüphelilerin suçlandıkları kanunun ilgili maddelerinde yer alan hükümlerin açıklandığı sevk yazısında, MİT Başkanlığı görevlilerinin gerek kendileri gerekse yakınlarının yasayla korunmasının amaçlandığı, yapılan işin önemi, ciddiyeti ve tehlikenin ağırlığı nedeniyle teşkilat personelinin kimliğinin deşifre edilmesinin yasaklandığı hatırlatıldı.

MİT görevlilerinin ve yakınlarının bilinmesi, tanınması, izlerinin sürülebilmesi veya bir şekilde bu kişilere ulaşılabilmesini sağlayacak eylem ve işlemlerin her şekilde yasaklandığının hüküm altına alındığı vurgulanan yazıda, "Somut olayda dış istihbarat vazifesi olan MİT mensubu şehidin gerek kendisine gerekse ailesine ilişkin bilgilere yer verilmesi nedeniyle istihbarat faaliyetlerinin aksamasına sebebiyet verilme ihtimali yanında, istihbarat görevlisi ve yakınlarının, hatta diğer personel kimliklerinin deşifre olmasına da sebebiyet verildiği tespit edilmiştir." denildi.

Soruşturma konusu haberde MİT mensubu şehidin kimlik bilgilerinin ve dolayısıyla ailesinin kimlik bilgilerinin, çalıştığı görev ve faaliyetlerinin ifşa edildiği belirtilen yazıda, ayrıca ifşa edilen bu bilgilerin internet ve sosyal medya, elektronik kitle iletişim araçları vasıtasıyla yayımlandığı, yayıldığı ve açıklandığı iddia edildi.

"DEVLETİN GÜVENLİĞİ VE SİYASAL YARARLARI TEHLİKEYE SOKULDU"

MİT mensubu şehidin yürütmüş olduğu görev itibarıyla ailesinin can güvenliğinin de tehlikeye düşürüldüğü aktarılan yazıda, şehidin istihbari faaliyetlerinin ifşa edilerek yayılmak suretiyle devletin güvenliği ve siyasal yararlarının tehlikeye sokulduğu, böylece şüphelilerin 2937 sayılı yasanın 3. fıkrasında tanımlanan suçu işlediklerinin sabit olduğu öne sürüldü.

Şüphelilerin savunmalarında, "bahsi geçen haber içeriğinin, yayımlandığı tarihten önce MİT mensubu şehidin kimlik bilgilerinin ve faaliyetinin ifşa edildiğini" belirttikleri hatırlatılan yazıda, bu yönden bir kısım şüpheliler hakkında başsavcılıkça ayrıca soruşturma yürütüldüğü ve olaya ilişkin daha önce haber yapılmasının suç kastını değiştirmeyeceği vurgulandı.

"GÖRÜNTÜLER İFŞA AMACIYLA KAYDA ALINDI"

Olaya ilişkin araştırma yapıldığı ve soruşturma konusu haber içeriğinde yer alan görüntülerin incelendiği bildirilen yazıda, şu değerlendirme yapıldı: 

"MİT mensubu şehidin cenaze törenine dair fotoğrafta, cenaze törenine katılan kişilerin, uzak bir mesafeden gizlice görüntülendiği anlaşılmıştır. Soruşturmaya konu görüntüleri çeken kişilerin ilgili görüntülerden anlaşıldığı üzere belli bir mesafeden cenaze törenini izleyerek, art niyetli olarak cenaze törenini görüntüye almalarının hayatın olağan akışıyla izah edilmesi mümkün değildir. Bu görüntülerin özellikle tören sonrasında ifşa edilerek, yayılma gayesiyle bu aşamada tespit edilemeyen kişiler tarafından kayda alındığı anlaşılmaktadır. Yine haberde yer alan fotoğraf ve görüntüler incelendiğinde, MİT mensubu şehidin resmi bir giyim tarzıyla çekilmiş isim ve soy isminin baş harfi ile doğum ve şehadet tarihi yer alan fotoğrafın da herhangi bir açık kaynaktan temin edilemeyecek kurumsal veya resmi bir platformdan temin edilen ve görüntü kalitesi itibarıyla da temin edildiği yerden hukuka aykırı şekilde temin edilmiş bir fotoğraf olduğu anlaşılmıştır.

Olayın bütünü değerlendirildiğinde, MİT mensubu şehidin kimlik bilgilerinin, görevinin ve ailesinin kimlik bilgilerinin deşifre edilme maksadıyla bu görüntülerin, daha öncesinde özellikle kayıt altına alınarak ve bu yönde kullanılmak üzere şüphelilere bu aşamada tespit edilemeyen kişiler tarafından ulaştırıldığı, bu yöntemle Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı personel ve faaliyetine ilişkin bilgilerin ifşa edilerek yayımlandığı, MİT mensubu şehidin ailesinin ve yakınlarının can güvenliklerinin tehlikeye sokulduğu, bu bilgilerin yayıldığı ve açıklandığı anlaşılmaktadır."

"BAŞKA ŞAHISLAR ÜZERİNDE BASKI GİRİŞİMİNDE BULUNMA ŞÜPHESİ VAR"

Sevk yazısında, şüphelilerin beyanlarında, "haberin zaten ifşa olmuş bir bilginin haberleştirilmesinden öteye gitmediği" yönünde savunma yaptıklarına işaret edilerek, soruşturmaya konu habere ilişkin düzenlenen rapora göre, konuya ilişkin bilgilerin ilk defa yayımlandığı veya bu konuya özel bir kısım yeni bilgilerin edinildiği, sanki bu bilgiler kamuoyuna ilk defa açıklanıyormuş gibi şok edici cümlelerle başlık atılarak haberleştirildiği ve bu doğrultuda da eylemin habercilik faaliyeti kapsamında değerlendirilemeyeceği" anlatıldı.

Söz konusu eylemin MİT personel ve faaliyetine ilişkin bilgilerin ifşa edilmesi, MİT mensubu şehidin ailesinin ve yakınlarının can güvenliklerinin tehlikeye sokulması maksadıyla yayımlanması, yayılması ve açıklanması özel kastıyla yapıldığı kaydedilen yazıda, şüphelilerin atılı suçu işlediklerine dair somut deliller bulunduğu ve soruşturma sürecinde habere konu bilgi, belge ve görüntülerin ne şekilde elde edildiğine ilişkin başka şahıslar üzerinde baskı yapılması girişiminde bulunmaları hususunda kuvvetli şüphenin olduğu ifade edildi.

Şüphelilerin MİT faaliyet ve personeline dair bilgilerin ifşa ve yayımlanmasına ilişkin bu eyleme iştirak ettiği düşünülen diğer şüphelilere dair delilleri karartabilecekleri ve bu şüphelilerin kaçmalarına imkan sağlayabilecek bilgileri serbest kalmaları halinde aynı suçu işleyen kişilere aktarabileceklerinin anlaşıldığı belirtilen yazıda, şüphelilerin atılı suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, suçun yasada ön görülen üst sınırı dikkate alınarak tutuklanmalarına karar verilmesi talep edildi. AA

MİT