Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin davada gerekçeli karar açıklandı

Haber Merkezi
Narin Güran Diyarbakır
Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin davada gerekçeli karar açıklandı

Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin tutuklu yargılanan anne Yüksel, ağabey Enes ve amca Salim Güran'a ağırlaştırılmış müebbet, Nevzat Bahtiyar'a ise 4 yıl 6 ay hapis cezası verildiği davada gerekçeli karar hazırlandı.

Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın 28 Aralık 2024'teki karar duruşmasında, tutuklu sanıklar anne Yüksel, ağabey Enes ve amca Salim Güran ile Narin'in cansız bedenini Eğertutmaz Deresi'ne sakladığını itiraf eden Nevzat Bahtiyar hakkında verilen hapis cezasına ilişkin 944 sayfalık gerekçeli karar yazıldı.

Gerekçeli kararda, sanık ve tanıkların dava aşamasındaki ifadelerine yer verildi.

GEREKÇELİ KARARIN TAMAMI İÇİN TIKLAYIN

Kararın değerlendirme kısmında, şunlar kaydedildi:

"Sanıklar Enes, Salim ve Yüksel Güran'ın Narin'in öldürüldüğü zaman diliminde ev, ahır veya eklentilerinde bulundukları, bu hususun Ulusal Kriminal, daraltılmış baz verileri, kamera kayıtları, analiz raporu ve diğer tüm deliller ile sabit olduğu, mahkememizce net olarak tespit edilemeyen sanık veya sanıklar tarafından ev, ahır veya eklentilerinde Narin'in öldürülme eylemine başlandığı, ardından Narin'in bedeninin eve taşındığı, burada sanıklar Enes, Yüksel ve Salim tarafından öldürülme eyleminin tamamlanmasının beklenildiği, her 3 sanığın da ev, ahır veya eklentilerinde yapılacak bir tıbbi müdahale ile Narin'i ölümden kurtarma ihtimali varken bu müdahalenin yapılmayarak Narin'in ölmesine rıza gösterdikleri kaldı ki Yüksel'in maktulün annesi, Salim'in amcası ve Enes'in de ağabeyi olduğu, sanıkların maktule gelecek saldırı, kötülük ya da başkaca olumsuz eylemleri defetme, engelleme gibi yasal görevleri varken bunları yerine getirmedikleri gibi öldürme eylemini başlatan kişiye de engel olmayarak Narin'in ölmesine iştiraken katıldıkları belirlendi."

Sanıkların Narin'in bedeninin eve getirilmesi ve ölüm eyleminin gerçekleşmesi sonrası ölüm olayı üzerine yapacakları eylem, davranış ve söylemler konusunda fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek ne yapacaklarını kararlaştırdıkları kaydedilen kararda, Narin'in cansız bedenini olay yeri yakınlarında bulunan Nevzat Bahtiyar'a verip dereye gömmesini isteyerek cesedi saklama, yok etme gibi konusunda ortak hareket ettikleri bildirildi.

Sanıkların ölüm olayına ilişkin bilgi sahibi olmadıkları yönünde hal ve hareketlerde bulundukları belirtilen kararda, şu değerlendirmelerde bulunuldu:

"Yine Narin'in cansız bedeninin Nevzat'a verildiğinde ev içerisinde sadece Salim'in olması ve diğer kapıların kapalı olması karşısında evde olan Yüksel ve Enes'in bu konuda Salim ile anlaşarak kapalı kapılar arkasında bekledikleri, sanık Salim'in, öldürme eyleminin asıl maksadının gizlenmesi için Nevzat'a, Yüksel ile ilişkisini gördüğü için Narin'i öldürdüğü şeklindeki söylemlerin de diğer sanıklar tarafından birlikte kararlaştırıldığı ve bu şekilde asıl maksadı gizlemeye çalıştıkları, Narin'in cansız bedeninin Nevzat tarafından alınıp olay yerinden ayrılırken Yüksel'i gördüğünü ve ağladığını belirttiği, dolayısıyla sanık Salim tarafından sanık Nevzat'a Narin'in cansız bedeni verilirken diğer sanıkların olaydan haberdar oldukları, her 3 sanığın suçun işlenmesinde üstlendikleri rol ve kendi eylemleri ile diğer sanıkların eylemlerini tamamlayarak suçun işlenmesi üzerinde diğer sanıklar ile birlikte ortak hakimiyet kurduğu, bu bağlamda sanıkların olayın sonuna kadar zaman ve mekan birlikteliği içerisinde oldukları ve iştirak halinde hareket ederek sanıklar Salim, Enes ve Yüksel Güran'ın fikir ve eylem birlikteliği içerisinde Narin Güran'ı iştirak halinde ölümüne sebebiyet verdikleri mahkememizce kabul edilmiştir. Tüm bu anlatımlar karşısında Narin'in öldürülme olayının her 3 sanık tarafından birlikte gerçekleştirilerek tamamlandığı anlaşılmıştır."

YARGITAY KARARLARI IŞIĞINDA İŞTİRAK KONUSUNDA DEĞERLENDİRME YAPILDI

Mahkeme heyeti, bazı Yargıtay kararlarını örnek göstererek o kararlar ışığında iştirak konusunda değerlendirme yapıldığını ifade ederek, şunları kaydetti:

“Türk Ceza Kanunumuzda Suça İştirak bölümünde Faillik başlığı altında düzenlenen 37. maddesi; Suçun kanuni tanımında yer alan fiili birlikte gerçekleştiren kişilerden her biri, fail olarak sorumlu olur şeklindedir. Suçun işlenmesini sağlayan hareket üzerinde hâkimiyet kuran herkes fail sayılmıştır. Hareket üzerinde hâkimiyet kurmak, birlikte irtikap etme şeklinde gerçekleşebileceği gibi, zımni veya açık bir iş bölümüne dayalı olarak hareketi birlikte gerçekleştirmeyi de kapsamaktadır. Söz konusu iştirak iradesi önceden alınan bir karar doğrultusunda gerçekleşebileceği gibi ani gelişen olay sırasında da eylem üzerinde ittifak ederek gerçekleşebilmektedir. Burada dikkat edilmesi gereken husus henüz eylemin tam manası ile bitmemesi yani suçun tamamlanmaması gerekir. Suç tamamlandıktan sonra gerçekleşen eylemler iştirak olarak kabul edilmemekte başkaca suçlara (sanık Nevzat yönünden aşağıda anlatılacağı üzere Suç delillerini gizleme veya yok etme ) vücut verecektir.”

‘SANIKLARIN İŞTİRAKEN HAREKET ETTİĞİ KABUL EDİLECEKTİR’

Gerekçeli kararda, sanıkların iştiraken hareket ettiklerinin kabul edildiği belirtilerek, “İştirak hususu kanunumuzda genel manada düzenlenmiş, iştirakin neler olduğu Yargıtay kararları ile şekillenmiştir. Ancak her somut olay kendi içerisinde farklı farklı özellikler barındırdığı için sanıkların iştirak hususunu her somut olayda ayrı ayrı değerlendirmek gerekmektedir. Bu nedenle sanıkların gerçekleşen eylemde yaptıkları iştirak farklı şekillerde olabilmekte, her bir olayda sanıkların gerçekleştirdiği eylemlerin ayrı ayrı anlatılması gerekmektedir. Ancak yukarıda değinildiği gibi sanıkların gerçekleşen eylemde fillerinin ne olduğu bazen tespit edilememektedir. Bu tür durumlarda sanıkların söz konusu eylemde iştiraken hareket edip etmediklerinin tespit edilmesi yeterli olup sanıkların eylemlerinin ne olduğunun tespit edilememesi somut olay açısından sanıklar lehine şüphe uyandırmayacaktır. Sanıkların bir eyleme iştirak edip etmediği nasıl tespit edilecektir? İştirak iradesi ve kast insanın iç dünyası ile ilgili bir kavram olduğundan, bunların açıkça tespit edilemediği durumlarda, iç dünyaya ait bu olgu dış dünyaya yansıyan davranışlara bakılarak belirlenebilecektir. Olay sırasında birlikte olan sanıkların olay sonrası yaptığı davranışlar ile söz konusu suça iştirak edip etmedikleri anlaşılabilecektir. Bir sanığın yanında gerçekleşen eyleme taraftar olmadığını gösterecek hiçbir engelleyici davranışta bulunmaması, suçu işleyen kişinin suç işlenirken yanında bulunan diğer kişilerden güç alması, tamamlanan eylem sonrası ne yapılacağının birlikte belirlenmesi, suçu gerçekleştiren kişiye suç sırasında ve sonrasında destek vererek suç delillerinin saklanması, gizlemesi veya bulunmamasını sağlanmaya çalışılması, ölen kişiye gelebilecek herhangi bir kötülüğü engelleme yükümlülüğü varken buna aykırı davranarak eylemi gerçekleştiren kişiye gerekli müdahalenin yapılmaması, başta 112 olmak üzere ilgili yerlere haber vererek eylem üzerinde iştirakinin olmadığını gösterir somut bir davranışta bulunmaması gibi durumlarda, sanıkların iştiraken hareket ettiği kabul edilecektir” denildi.

‘MAKUL CEVAP VERMEYEREK, SUÇTAN KURTULMAYA ÇALIŞMIŞLARDIR’

Sanıkların beraat edeceklerini beklemelerinin kanunen ve vicdanen kabul edilemeyecek bir durum olduğu ifade edilen kararda, “Sanıklar aşamalardaki savunmalarında ve mahkememiz huzurunda vermiş oldukları beyanlarda ısrarla görmediklerini, duymadıklarını ve hatırlamadıklarını belirtmişlerdir. Sanıklar bu şekilde beyanlarda bulunarak maktul Narin'in öldürülme eyleminin nasıl yapıldığı, neden yapıldığı, niçin yapıldığı ve kimler tarafından yapıldığı sorularına makul cevaplar vermeyerek suçtan kurtulmaya çalışmışlardır. Türk Ceza Kanununda ve Ceza Muhakemesi Kanununda sanıkların başta yalan söyleme olmak üzere suçtan kurtulmaya yönelik eylemleri yapabileceği kendilerine yasal bir hak olarak tanınmıştır. Ancak sanıklar iştiraken gerçekleştirdikleri eylemlerde eylemin nasıl yapıldığı, neden yapıldığı, niçin yapıldığı, sanıkların eylemlerinin neler olduğu, varsa bu eyleme katılan başka sanıkların olup olmadığı hususlarında tespit yapılmasını engelleyerek fikir ve irade birliği ile hareket etmek suretiyle dayanışmalı olarak ve sonuç üzerinde ortak hakimiyet kurarak yapılan yargılamalarda beraat edeceklerini beklemelerinin hem kanunen hem de vicdanen kabul edilebilecek bir durum olmadığı aşikardır. Dolayısıyla yukarıda bahsedildiği üzere fer'i soruların tespit edilememesinin sanıklar açısından lehe bir durum oluşturmayacağı ve sanıkların gerçekleşen eylemde iştiraken sorumlu olacaklarının kabul edilmesi gerekmektedir” ifadelerine yer verildi.

‘NARİN'İN EV, AHIR VEYA EKLENTİLERİNDE ÖLDÜRÜLME EYLEMİNE BAŞLANMIŞ, ARİF GÜRAN’IN EVİNDE EYLEM TAMAMLANMIŞ’

Narin’in, öldürülmesine ahır veya eklentilerinde başlanarak, babası Arif Güran’ın evinde tamamlandığı belirtilen kararda, “Tüm bu bilgiler ışığında yapılan değerlendirmede; dosya arasında bulunan Daran-2 kamera kayıtlarının iyileştirilmesine yönelik alınan Ulusal Kriminal raporunda ev-ahır istikametine doğru hareketli bir karartının olduğu, bu karartının kıyafet unsurlarının koyu renk olmasından ve kısa boylu, zayıf algılanmasından kaynaklı ve Narin'in en son görüldüğü patika başlangıcında yer alan okul kamera kaydı ile uyumlu olması karşısında ilgili karartının maktul olduğu mahkememizce kabul edilmiştir. Bu durum karşısında maktul Narin'in ev, ahır veya eklentilerinde öldürülme eylemine başlandığı, akabinde maktul Narin'in bedeninin katılan Arif Güran'ın evine getirilerek öldürme eyleminin burada tamamlandığı, daha sonra maktul Narin'in cansız bedeninin sanık Nevzat tarafından katılan Arif'in evinden alınarak önce kendi evinin ahırında çuvala konulduğu, söz konusu çuvalın sanık Nevzat'ın kullanımında olan 23 AN 630 plaka sayılı araca konulmak suretiyle Eğertutmaz deresine götürüldüğü ve dere kenarına üzerine taşlar konulmak suretiyle bırakıldığı mahkememizce sabit görülmüştür” denildi.

‘SANIKLAR, ÖLDÜRÜLME ZAMAN DİLİMİNDE AYNI YERDE’

Olayın 3 sanık tarafından gerçekleştirildiği ve Narin’in bedeninin eve taşındığı ifade edilen kararda, “Sanıklar Enes Güran, Salim Güran ve Yüksel Güran'ın maktul Narin'in öldürüldüğü zaman diliminde ev, ahır veya eklentilerinde bulundukları, bu hususun Ulusal Kriminal, daraltılmış baz verileri, kamera kayıtları, analiz raporu ve diğer tüm deliller ile sabit olduğu, mahkememizce net olarak tespit edilemeyen sanık veya sanıklar tarafından ev, ahır veya eklentilerinde maktul Narin'in öldürülme eylemine başlandığı, ardından maktul Narin'in bedeninin eve taşındığı, burada sanıklar Enes, Yüksel ve Salim tarafından öldürülme eyleminin tamamlanmasının beklenildiği, her 3 sanığın da ev, ahır veya eklentilerinde yapılacak bir tıbbi müdahale ile maktul Narin'i ölümden kurtarma ihtimali varken bu müdahalenin yapılmayarak Narin'in ölmesine rıza gösterdikleri, kaldı ki dosya sanıkları olan Yüksel'in maktulün annesi, Salim'in amcası ve Enes'in de abisi olduğu, sanıkların maktule gelecek saldırı, kötülük ya da başkaca olumsuz eylemleri def etme, engelleme gibi yasal görevleri varken bunları yerine getirmedikleri gibi öldürme eylemini başlatan kişiye de engel olmayarak maktul Narin'in ölmesine iştiraken katıldıkları, yine sanıkların maktul Narin'in bedeninin eve getirilmesi ve ölüm eyleminin gerçekleşmesi sonrası ölüm olayı üzerine yapacakları eylem, davranış ve söylemler konusunda fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek ne yapacaklarını kararlaştırdıkları, ardından söz konusu cansız bedeni olay yeri yakınlarında bulunan sanık Nevzat'a verip dereye gömmesini isteyerek cesedi saklama, yok etme gibi konusunda ortak hareket etikleri, ardından olay sonrası ölüm olayına ilişkin bilgi sahibi olmadıkları yönünde hal ve hareketlerde bulundukları, yine maktul Narin'in cansız bedeninin sanık Nevzat'a verildiğinde ev içerisinde sadece Salim'in olması ve diğer kapıların kapalı olması karşısında evde olan sanık Yüksel ve Enes'in bu konuda sanık Salim ile anlaşarak kapalı kapılar arkasında bekledikleri, sanık Salim'in, öldürme eyleminin asıl maksadının gizlenmesi için sanık Nevzat'a, Yüksel ile ilişkisini gördüğü için maktul Narin'i öldürdüğü şeklindeki söylemlerin de diğer sanıklar tarafından birlikte kararlaştırıldığı ve bu şekilde asıl maksadı gizlemeye çalıştıkları, maktul Narin'in cansız bedeninin sanık Nevzat tarafından alınıp olay yerinden ayrılırken sanık Yüksel'i gördüğünü ve ağladığını belirttiği, dolayısıyla sanık Salim tarafından sanık Nevzat'a, Narin'in cansız bedeni verilirken diğer sanıkların olaydan haberdar oldukları, her 3 sanığın suçun işlenmesinde üstlendikleri rol ve kendi eylemleri ile diğer sanıkların eylemlerini tamamlayarak suçun işlenmesi üzerinde diğer sanıklar ile birlikte ortak hakimiyet kurduğu, bu bağlamda sanıkların olayın sonuna kadar zaman ve mekan birlikteliği içerisinde oldukları ve iştirak halinde hareket ederek sanıklar Salim Güran, Enes Güran ve Yüksel Güran'ın fikir ve eylem birlikteliği içerisinde maktul Narin Güran'ın iştirak halinde ölümüne sebebiyet verdikleri mahkememizce kabul edilmiştir. Tüm bu anlatımlar karşısında maktul Narin'in öldürülme olayının her 3 sanık tarafından birlikte gerçekleştirilerek tamamlandığı anlaşılmıştır” ifadelerine yer verildi.

‘SALİM GÜRAN İŞTİRAK ETTİ’

Amcası Salim Güran’ın diğer sanıklar Enes ve Yüksel Güran ile birlikte Narin'i öldürdüğünün mahkeme tarafından sabit görüldüğü belirtilen kararda, “Mahkememizce sanık Salim yönünden yapılan değerlendirmede; yukarıda ayrıntılarıyla anlatıldığı üzere sanık Salim'in diğer sanıklar Yüksel ve Enes ile birlikte maktul Narin'in öldürülme eylemine iştirak ederek öldürdüğü, ardından sanığın diğer sanıklar ile birlikte öldürme eylemi sonrası ne yapacaklarını kararlaştırdıkları, bu sırada olay yerine yakın olan ve 15.08 sıralarında telefon ile konuştuğu sanık Nevzat'a Narin'in cansız bedenini vererek yok etmesini istediği, bu hususun diğer sanıklar ile Arif Güran'ın evinde maktul Narin'in cansız bedeninin başında iken birlikte kararlaştırdıkları, daha sonra sanıkların rutin gündelik hayatlarına devam ederek dikkat çekmemeye çalıştıkları, ancak sanığın aşamalarda aracında bulunan DNA'ya ilişkin net bir beyanda bulunmadığı, telefonunda yaptığı şüpheli hareketleri izah edemediği, Narin'in kaybolma saatine ve kaybolma şekline ilişkin çelişkili beyanlarda bulunduğu, sanığın olay saati ve sonrası katılan Arif'in evinde olduğu halde tanık beyanları ile tarlada olduğunu söyleyerek ve söyleterek suçtan kurtulmaya çalışması karşısında sanık Salim'in diğer sanıklar Enes ve Yüksel ile birlikte maktul Narin'i öldürdüğü mahkememizce sabit görülmüştür” denildi.

‘ENES, NEVZAT’IN CANSIZ BEDENİNİ ALMASINI BEKLEDİ’

Ağabeyi Enes Güran hakkında mahkemenin değerlendirmesinde ise, “Mahkememizce sanık Enes yönünden yapılan değerlendirmede; sanık Enes aşamalardaki savunmasında evde uyuduğunu belirtmiş ise de dosya arasında bulunan ve diğer deliller ile örtüştüğü için mahkememizce itibar edilen daraltılmış baz verilerine göre saat 15.51’e kadar ikametin içerinde ve müştemilatında bulunduğu, saat 15.57 de Salim Güran’ın evine geçiş yaptığı, bir süre evde kaldığı, saat 16.11 gibi kendi evine doğru yöneldiği hususları dikkate alındığında sanığın maktul Narin'in patikadan çıktığı ve ahıra yöneldiği zaman diliminde uyanık olduğu ve hareket halinde olduğu anlaşıldığından sanığın beyanlarına mahkememizce itibar edilmediği, sanık Nevzat'ın eve geldiğimde ‘Bütün kapılar kapalıydı’ dediği nazara alındığında, sanığın belirtilen zaman diliminde evin içerisinde olduğu ve diğer sanıklar ile yapılan fikir birliği içerisinde evde sessiz kalarak Nevzat'ın maktul Narin'in cansız bedenini almasını beklediği, sanık Nevzat'ın olay yerinden ayrıldıktan sonra amcası olan sanık Salim'in evine gitmesi de gerçekleşen eylemlerden haberdar olduğunu gösterdiği, yine sanığın gözaltına alındığında vücudunda yer alan morluklar ve ısırıklar konusunda aşamalarda çelişkili beyanlarda bulunduğu, bu durum karşısında sanığın var olan bir gerçeği gizlemeye çalıştığı, yine sanığın evde iken sanık Nevzat'ın eve gelerek maktul Narin'in cansız bedenini aldığı sırada sanık Salim'in annesi Yüksel ile ilişkim vardı, gördü ve o yüzden öldürdüm söyleminden de haberdar olduğu ve bu söyleme rıza gösterdiği, yine sanık Yüksel'in tutanağa yansıyan diğer söylemlerinde sanık Enes'i nasıl korurum şeklindeki beyanları da birlikte değerlendirildiğinde sanığın diğer sanıklar ile birlikte iştirak ettiği mahkememizce sabit görülmüştür” ifadeleri kullanıldı.

‘YÜKSEL GÜRAN, GERÇEKLERİ GİZLEMEYE ÇALIŞTI’

Anne Yüksel Güran ile ilgili değerlendirmede ise diğer sanıklarla birlikte fikir ve eylem birlikteliği içerisinde olduğu belirtilerek, “Mahkememizce sanık Yüksel yönünden yapılan değerlendirmede; sanık Yüksel aşamalardaki savunmasında ısrarla olay saatinde evde olduğunu ve hiç bir şey görmediğini, yine maktul Narin'in cansız bedeninin evden alınması hususunun doğru olmadığını ve eve Hediye hariç kimsenin gelmediğini söylemiş ise de bu hususun dosya arasında bulunan daraltılmış baz verilerine göre gerçeği yansıtmadığı, çünkü Arif Güran'ın evine hem sanık Salim, hem de sanık Nevzat'ın geldiği, dolayısıyla sanığın doğru söylemeyerek gerçekleri gizlemeye çalıştığı, sanık Nevzat'ın maktul Narin'in cansız bedenini alırken sanık Yüksel'i gördüğünü ve ağladığını belirtmesi karşısında sanığın maktul Narin'in ölümünden haberdar olduğu, sanığın maktul Narin'e ilk öldürme hareketinin ahırda yapılması ve ardından eve getirilerek öldürme eyleminin tamamlanması aşamasında söz konusu suça iştirak etmediğini gösterir herhangi bir somut eylemde bulunmadığı, sanığın maktulün annesi olması hasebiyle ona gelecek kötülükleri, saldırıları engelleme yükümlülüğü varken bu yükümlülüğüne aykırı hareket ettiği, bir an sanığın beyanlarına itibar edilerek maktul Narin'i bizzat öldürmediği kabul edilse bile gerekli yerlere haber vermeyerek ölüm neticesinin ortaya çıkmasını engellememesi bile öldürme eylemine iştirak ettiği anlamına geldiği, yine sanığın diğer sanıklar ile birlikte fikir ve eylem birlikteliği içerisinde hareket ederek sanık Salim'in kendi namusu konusunda sanık Nevzat'a beyanda bulunmasına rıza gösterdiği dolayısıyla sanığın maktul Narin'in öldürülme eylemine diğer sanıklar Salim ve Enes ile birlikte iştirak ettiği mahkememizce sabit görülmüştür” denildi.

‘NEVZAT BAHTİYAR, SUÇA İŞTİRAK ETMEDİ’

Nevzat Bahtiyar ile ilgili değerlendirme kısmında ise, Bahtiyar’ın suça iştirak etmediği ancak yaptığı eylemin ‘Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme’ suçunu oluşturduğu ifade edilerek, şöyle denildi:

“Mahkememizce sanık Nevzat yönünden yapılan değerlendirmede; her ne kadar sanık Nevzat Bahtiyar yönünden sanık Enes Güran, sanık Salim Güran ve sanık Yüksel Güran ile birlikte maktul Narin'i öldürdüğü iddiasıyla mahkememize kamu davası açılmışsa da; sanık Nevzat aşamalardaki değişmeyen tek savunmasında maktul Narin'i kendisinin öldürmediğini, sanık Salim'in öldürdüğünü ve cansız bedeni kendisine verdiğini belirttiği görülmüştür. Maktul Narin'in patikadan çıkarak evine doğru gitmesi ve ardından ahırın önüne varması sırasında sanık Nevzat'ın olay yerine yakın olduğunun daraltılmış baz verilerine göre sabit olduğu, ancak sanığın evi ile katılan Arif'in evlerinin yakın olması karşısında bu husus mahkememizce sanık açısından aleyhe değerlendirilmemiştir. Sanığın, Salim'in çağırması üzerine Arif Güran'ın evine gittiği, eve girdiğinde odaların kapılarının kapalı olduğu ve yerde maktul Narin'in cansız bedeninin bulunduğunun anlaşıldığı, ardından sanık Salim'in yönlendirmesi ile maktul Narin'in cansız bedenini aldığı ve evden ayrıldığı ve ahırına götürdüğü, oradan çuvala koyarak kendi arabasına koyduğu, daha sonra sanık Salim'in de belirttiği yer olan Eğertutmaz deresine götürdüğü ve cansız bedenin bulunduğu çuvalı dere kenarına üzerine taş koymak suretiyle sakladığı mahkememizce kabul edilmiştir. Her ne kadar sanık Nevzat aşamalarda sanık Salim'in kendisini tehdit ettiğinden dolayı cansız bedeni aldığını söylemiş ise de sanık Salim'in tutuklanması sonrası tüm köyde binlerce kolluk personeli tarafından maktul Narin aranırken artık tehdidin ortadan kalktığı, sanık Nevzat'ın çok rahat bir şekilde gerçekleri anlatarak maktul Narin'in bulunmasını sağlayabilecek iken bunu yapmayıp gerçekleştirdiği eylemde ısrar ederek kastını ortaya koyduğu, dolayısıyla TCK'nın 28’inci maddesinde düzenlenen halin somut olayda oluşmadığı mahkememizce kabul edilmiştir. Yukarıdaki anlatımlar ve diğer sanıklar bakımından yapılan kabuller de dikkate alınarak; somut olayda sanık Nevzat'ın maktul Narin'in ölüm anında olay yerinde olmadığı ve öldürme eylemine iştirak etmediği, sanık Salim'in çağırması üzerine Arif Güran'ın evine geldiği, eve geldiğinde maktul Narin'in cansız bedenini gördüğü, bu saatten sonra öldürme eyleminin tamamlandığından dolayı söz konusu eyleme karşı yapılan hareketlerin iştirak olarak kabul edilemeyeceği, burada sanığın eylemlerinin başka bir suça vücut vereceği aşikardır. Her ne kadar diğer sanıklar ve sanık müdafileri maktul Narin'in sanık Nevzat tarafından öldürüldüğünü iddia etmişlerse de; sanık Nevzat'ın maktul Narin'i öldürmesini gerektirecek bir husumet veya nedenin bulunmadığı, yine Daran-2 kamera kayıtlarının iyileştirilmesine yönelik alınan Ulusal Kriminal raporunda ev-ahır istikametine doğru hareketli bir karartının olduğu, bu karartının kıyafet unsurlarının koyu renk olmasından ve kısa boylu, zayıf algılanmasından kaynaklı maktul Narin olduğunun mahkememizce kabul edildiği, bu durum karşısında maktul Narin'in ev, ahır veya eklentilerinde öldürülmüş olduğu, ayrıca İstanbul Adli Tıp Kurumu tarafından yapılan Narin'in elinde ve kıyafeti üzerinde çıkan kıl örneklerinin makroskobik ve mikroskobik incelemesine ilişkin raporda da sanık Nevzat'a ilişkin her hangi bir bulgu veya DNA’ya ilişkin bir tespitin yapılmadığının özellikle belirtildiği, bu durumun sanığın maktul Narin'in öldürme olayına iştirak etmediği anlamına geldiği, yine daha önce alınan diğer raporlarda da sanık Nevzat'a dair herhangi bir tespitin olmadığının belirtildiği nazara alındığında mahkememizce diğer sanıklar ile diğer sanıklar müdafilerinin iddialarına itibar edilmemiştir. Katılan kurum vekilleri tarafından sanık Nevzat'ın maktul Narin'i aldığında henüz ölüm olayının tıbben sabit olmadığı için sanığın da diğer sanıklar ile birlikte iştiraken sorumlu olduğunu iddia etmiş iseler de sanığın mahkememizce itibar edilen beyanlarında eve geldiğinde maktul Narin'in Cansız bedeninin yerde olduğunu ve ağzından sıvıların aktığını söylediği, sanığın bu beyanlarının aksini gösterir dosya arasında somut bir delilin olmadığı, bu nedenle sanığın eve geldiğinden ölüm olayının tamamlanmış olduğu, yine yukarıda ayrıntılarıyla anlatıldığı üzere ölüm olayını diğer sanıkların iştiraken tamamlamalarından sonra ne yapacaklarını kararlaştırıp ardından sanık Nevzat'ı çağırmaları ve gerçek olmayan bir şeyi (sanık Salim ile Yüksel'in ilişki durumu) sanığa söyleyerek gerçekleri gizlemeye çalışmaları karşısında katılan kurum vekillerinin talepleri ve iddia makamının mütalaasına mahkememizce kabul edilmemiştir. Sanık Nevzat'ın maktul Narin'in cansız bedenini alarak Eğertutmaz deresine götürüp sakladığı, söz konusu cansız bedeninin bulunduğu tarihe kadar arama çalışma faaliyetleri yapan kolluk görevlerine herhangi bir bilgi veya belge vermediği, yine kamera kayıtlarının incelenmesi neticesinde sanığın kullanımında olan kırmızı renkli aracın tespit edilmesi üzerine sanığın yakalandığı şeklinde gelişen olayda sanığın eyleminin maktul Narin'i diğer sanıklarla birlikte kasten öldürmek değil TCK'nın 281’inci maddesinde düzenlenen ‘Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme’ suçunu oluşturduğu, maktul Narin'in öldürüldüğü tarihten cansız bedeninin bulunduğu tarihe kadar geçen süre, bu süre içerisinde suç delillerinin (Adli Tıp Kurumları tarafından yapılan onlarca araştırmalara rağmen herhangi bir delilin bulunmaması, delilin bulunmamasına sebep ise söz konusu cansız bedenin uzunca süre suyun içerisinde kalması) bulunamaması karşısında Türk Ceza Kanunun 281’inci maddesinde belirtilen 6 aydan 5 yıla kadar ceza yaptırımı karşısında 4 yıl 6 ay hapis cezası verilerek hüküm verilmiştir.”

Mahkeme heyeti, 28 Aralık 2024'teki duruşmada oy birliğiyle aldığı kararda tutuklu sanıklar anne Yüksel, ağabey Enes ve amca Salim Güran'ın "iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, Narin'in cansız bedenini Eğertutmaz Deresi'ne sakladığını itiraf eden Nevzat Bahtiyar'ın da "suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" suçundan 4 yıl 6 ay hapisle cezalandırılmalarına ve tutukluluk halinin devamına karar vermişti.