Minibar bitti mi? 'Sanki bütün ailem batacak gibi hissediyorum...'

Web Özel
Minibar bitti mi? 'Sanki bütün ailem batacak gibi hissediyorum...'
Covid-19 sonrası tüm dünyada seyahat alışkanlıklarının değişmesi, turizm sektöründe maliyetlerin azaltılmasına neden olmakta. Fotoğraf: Shutterstock

Türkiye'de ve dünyanın pek çok ülkesinde eski ve pahalı dostumuz minibarlara artık rastlanmıyor. Turizmciler oda içinde anında yiyecek tüketebileceğiniz bu buzdolabını yeniden cazip kılmanın yollarını arıyor.

Seyahat alışkanlıkları Covid-19’dan bu yana bütün dünyada değişti. Salgından sonra yükselen enflasyon dünya çapında bir pahalılık dalgası yarattı ve turizm de bundan nasibini aldı. Havayolları yıllardır pek çok ek hizmet için müşterilerden para alırken, Avrupalı turizmciler ise minibarları yavaş yavaş odalardan kaldırmaya başladı.

Hepimiz biliyoruz ki minibarlardaki ürünler aşırı pahalı ancak bazen gece gelen o 'yiyeceğe anında ulaşma isteği’ sebebiyle minibar cezbedici olabiliyor.

Haberglobal.comtr'ye konuşan tur operatörü Gökhan Karakurt, otel odalarında bulunan minibar hizmetinin henüz bitmediğini vurguluyor ve minibarların daha çok 5 yıldızlı ve lüks butik otellerde bulunduğuna işaret ediyor. Bunun sebebinin ise ürünlerin artan fiyatları olabileceğini dile getiriyor. Ürün çeşitliliğinin eskiye göre daha az olduğunun altını çizen Karakurt, sözlerini şöyle sürdürüyor:

"Yine bu durumun da ürünlerin fiyatıyla bağlı olduğunu düşünüyorum. Minibara 6-7 çeşit ürün koyduğunuzda 300-400 TL tutabiliyor. Bu nedenle tercih edilmiyor. Müşterilerin tercih etmemesinin temel sebebi ise, minibarda bulunan bir 300 cc kola fiyatının 40-50 TL olması ve bu tutarın müşteriye fazla gelmesi. Müşteriler bunun yerine otele yakın marketlerden alışveriş yapıp, dolaba koyarak tüketmeyi tercih ediyor."

DİĞER ÜLKELER DE AZALTIYOR

İspanya’daki pek çok işletme yasal mevzuattan dolayı minibarı odadan kaldıramıyor ancak içine yiyecek de koymuyor. Yine bu ülkedeki bazı oteller gazlı içecekler ve İsviçre çikolataları yerine minibarı yerel ürünler ile doldurarak gastronomi açısından bir zenginlik oluşturmak istiyorlar. Radisson Otelleri Müdürü Sam Bath, “Minibarlar yavaş yavaş kaybolmak zorundalar, artık pek değerli değiller” demekte. Bath sık sık, burada tüketilmeyen ürünlerin son kullanma tarihlerinin geçtiğini aktarıyor.

'ODAYA GELMEDEN SEÇ'

Aly Russo isimli ABD’li modacı sık sık ülkeyi dolaşıyor. Russo, Avrupa'da bu minik buzdolabının bitişini anlayabildiğini ancak ABD’lilerin bunun için 'fazla tembel’ olduğunu söylüyor. İspanyol otel zinciri Melia Hotels International’ın yiyecek içecek bölümünün üreticisi Carlos Izquierdo, artık müşterilerin odalarına geçmeden önce minibardaki yiyecekleri seçebildikleri bir düzen oluşturmak istediklerini söylüyor. Turizmci, “Hangi kahveyi istediklerini, soda mı su mu tercih ettiklerini önden bileceğiz” değerlendirmesinde bulunuyor.  

Minibar, 1960’larda Siegas isimli bir Alman şirketi tarafından bulundu. 1960’larda Washington DC’deki Madison Hotel’de kullanıldı. 1974 yılında Hong Kong Hilton’da popüler hale gelerek sektördeki yerini aldı. 840 odalı bu otelde, oda servisinden elde edilen kar yüzde 500 artınca minibarın önemi daha bir anlaşıldı. Yıl sonu bilançoda minibarın yüzde 5’lik bir olumlu etkisi görüldü. 21. yüzyıla gelindiğinde maliyetleri kısmak isteyen otelciler minibarın etkinliğini azalttı. Hyatt, bazı şehir otellerinden minibarı 2011 yılında kaldırdı veya ürün çeşitliliğini azalttı.

1980’li yılların sonlarında minibarlara ürün sağlayan yeni şirketler ortaya çıktı. Bu firmalar büyük gıda üreticilerine giderek, ürünlerinin küçük boyutlularını yapmaları konusunda aracı oldular ve o küçük çikolataların minibarlara girmesini sağladılar.  

'DIŞARIDAN YEMEK SÖYLEYEBİLECEKKEN...'

İnternet üzerinden yemek siparişi verilebilmesi ve otel içerisindeki marketlerin yaygınlaşması da minibarın ömrünü azalttı. Seyahat sektörü analisti Henry Harteveld; “Saat sabah 8, öğleden sonra 2 veya gece 2 olsun odanıza dışarıdan yemek söyleyebiliyorsunuz” diyerek, minibarın son durumunu açıklıyor.

Susan Buckley işi dolayısıyla çok seyahat ediyor. Buckley, “Minibardan bir şey satın alırsam sanki ailem batacakmış gibi hissediyorum” demekte. Minibarlarda en çok satılan ürün ise tartışmasız su.

Pek çok teknoloji sayesinde minibarda tüketilen ürünler de takip edilebiliyor. Bazen ürünlerin yerinden kaldırılması bile sensörler ile algılanıyor ve müşterinin odasına hesap yazılıyor. (Yerinden kaldırdığınız o çikolatayı geri bırakmanız işe yaramayabilir) Ayrıca dünyanın pek çok ülkesinde gazlı içecekler minibar müşterilerinin favorilerinden.

Las Vegas’taki Nevada Üniversitesi’nde çalışan ve konaklama teknolojileri üzerine uzmanlaşmış Doç. Dr. Mehmet Erdem otellerin makul fiyatlar sunmaları durumunda minibarları daha aktif olarak kullanabileceklerini söylüyor. Erdem, “Bu herkes için kazançlı bir durum olabilir. Ben olsam minibarları tamamen yok saymazdım” ifadelerini kullanıyor.

Türkiye’de de pek çok otelde (özellikle şehir otelleri) minibarlar eskisi kadar dolu değil. Çoğunun içi de boş.

Kaynaklar: El Pais, Washington Post, The Atlantic

Kaynak: Web Özel