Mega felaketler dönemi! Kuraklık sofrayı değiştirecek

Avrupa Çevre Ajansı'nın, bu ay yayınlanan Avrupa İklim Riski Değerlendirmesi Raporu'nda, Avrupa'nın güney bölgelerini artan sıcaklıklar, daha az yağış, kıyı erozyonu ve seller nedeniyle zor günler beklediği belirtildi. Avrupa çapında acil eylem çağrısında bulunulan raporda tarımda su kullanımı ve gıda çeşitliliğiyle ilgili uyarılar yapıldı. Raporda, "Güney Avrupa, alçak kıyı bölgeleri ve AB'nin en dış bölgeleri, iklim riskleri açısından sıcak noktada yer alıyor. Güney Avrupa özellikle sıcaktan ve uzun süreli kuraklıktan etkileniyor. En acil kategorisindeki sekiz riskten üçü, Güney Avrupa bölgelerinde bulunuyor" ifadelerine yer verildi. Raporda, iklim değişikliğinin en büyük etkiyi yaratacağı beş alan sıralanarak önerilerde bulunuluyor. İşte o uyarılar:

EKOSİSTEM ÇÖKEBİLİR

Rapor, kıyı ekosistemlerine özellikle dikkat çekerek, yükselen deniz seviyelerinin etkisi ve ayrıca aşırı avlanma ve kirliliğin deniz yaşamı üzerindeki etkileri konusunda uyarıda bulunuyor. Raporda, "Denizcilik planlamasını güçlendirilmeli ve iklim değişikliği altında temel kıyı ekosistemlerini korumaya odaklanacak kıyı yönetim planlarını uygulanmalıdır" deniliyor. Bu bölümde Türkiye kıyılarının da yer alığı Ege ve Akdeniz'e de vurgu yapılarak ekosistemin korunması çağrısı yapılıyor.

KURAKLIĞA UYGUN GIDA

Raporda, uzun süren kuraklık ve aşırı sıcaklıklar nedeniyle mahsullerin yok olmasının halihazırda Avrupa için bir sorun olduğu belirtilirken gıda arzında geçen yıl yaşanan sorunların artarak devam edeceği belirtiliyor. "Mega kuraklık" uyarısı yapılan raporda gıda üretiminin değişmesi gerektiği vurgulanıyor. Rapor, kuraklıkların daha şiddetli hale gelmesi riskine karşı Avrupa genelinde kuraklığa dayanıklı mahsul veya çeşitlerin desteklenmesi ve daha az su yoğunluklu mahsullerin tercih edilmesi" tavsiyesinde bulunuyor. Hayvansal gıdalardan tarımsal gıdaya geçerek tatlı su tüketiminin azaltılabileceği ifade ediliyor.

ALTYAPI KITAYI TAŞIMAZ

Raporda, iklim modeli projeksiyonlarının tarihsel iklim verilerine dayandığı kaydedilerek özellikle kritik altyapıların yaşanabilecek en kötü durumlara uygun olmadığı belirtiliyor ve "Kritik altyapıların konumu ve özellikleri ile iklimsel tehlikelere açıklığı ve hassasiyeti konusunda acilen daha fazla netliğe ihtiyacı var. Zayıf yönleri tespit etmek için kritik yerlerde stres testleri yapılması gerekebilir" görüşleri sıralanıyor. Rapor sıcak hava dalgalarıyla mücadele için binaların soğutulması konusunda karbon emisyonlarına dikkati çekiyor.

SAĞLIK SİSTEMİNE DİKKAT

İklim değişikliğinin halk sağlığı üzerindeki doğrudan ve dolaylı etkisi de raporda yer alıyor. Avrupa çapında küresel ısınma odaklı bir sağlık örgütlenmesine ihtiyaç olduğu vurgulanan raporda "Isıya bağlı sağlık risklerini azaltmaya yönelik temel politikalar oluşturulmalı" deniliyor. Raporda, "Bu politikalar gelecekteki iklim değişikliğini dikkate alarak oluşturulmalı" ifadesine yer veriliyor.

EKONOMİLER HAZIRLANMALI

Raporda, kapsamlı politikaların gerekliliğine işaret edilerek, "İklim, ekonomiyi ve finansal sistemi etkileyebilir. İşletmelere ve pazarlara, iklim riski farkındalığı, doğa temelli çözümlere yatırım dahil olmak üzere teşvikler verilmeli. Evler ve işyerlerini aşırı hava koşullarına karşı sigortalanmalı. Sel sonrasında toparlanma ve yeniden inşa için destekler hazırlanmalı" deniliyor.

[email protected] 

Kaynak: Web Özel