Kılıçdaroğlu'dan CHP'li vekillere 'baro düzenlemesi' talimatı

CHP lideri Kılıçdaroğlu, CHP'nin TBMM Grup Toplantısı'nda açıklamalarda bulundu. Siyasetin son günlerde konuşulan sıcak gündemlerinden olan 'Z Kuşağı' hakkında konuşan CHP lideri, "Sayın Erdoğan, ben bunları nasıl kandırırım, oyunu alırım diye Youtube'da bir programa çıktı. Z kuşağı ile bir politikacının muhatap olmasının çok zor olduğunu önce kendisinin bilmesi lazım. Pırıl pırıl bir kuşak, kimin doğru, kimin yanlış olduğunu bilen bir kuşak. Dersi verdiler. Sen, z kuşağında ya da y kuşağından oy almak istiyorsan, gençler ne istiyor önce bunu bileceksin. O kuşaktan oy alacaksan bu dediklerimi unutmayacaksın" dedi. 

Kılıçdaroğlu, bugün Meclis'e sunulan çoklu baro düzenlemesiyle ilgili olarak, "CHP grubunda her bir arkadaşımın komisyonda görevi vardır. Bu ucube, Türkiye'yi bölmeyi amaçlayan teklife hep birlikte karşı çıkacağız" diye konuştu. 

Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları:

ŞEHİR ÜNİVERSİTELERİ

Üniversiteleri bilim üreten her ülke, dünyada saygın ülkelerdendir. Bir üniversitemiz kapatıldı. İstanbul Şehir Üniversitesi. Niye kapatıldı? Pırıl pırıl öğrenciler, her görüşten akademik kadrosuyla göz kamaştıran üniversite konumundaydı. İntikam almak için üniversiteyi kapattılar. Kimden? Ahmet Davutoğlu'dan. Kapatma kararını Erdoğan Resmi Gazete'de yayımladı. Devlet, kinle öfkeyle yönetilmez. Siz bu benim rakibim, üniversiteyi kurdu, o zaman dersini vereyim. Mevcut mal varlığı ile eğitim öğretimi sürdüremeyeceği gerekçesiyle kapatıldı ama gün gelir devran döner yeniden faaliyete başlar. 

Z KUŞAĞI

Pırıl pırıl gençler, bunların iradeleri ile oynandı. Pandemi nedeniyle sınav ötelendi. Kimse itiraz etmedi ama bir süre sonra, dışarıdan turist gelecek, otellerin dolması lazım, o zaman sınavı erkene alalım, gençler tatile çıksınlar, 5 yıldızlı otellerde kalsınlar. Bu gerekçeyle erkene alındı. Sayın Erdoğan, ben bunları nasıl kandırırım, oyunu alırım diye Youtube'da bir programa çıktı. Z kuşağı ile bir politikacının muhatap olmasının çok zor olduğunu önce kendisinin bilmesi lazım. Pırıl pırıl bir kuşak, kimin doğru, kimin yanlış olduğunu bilen bir kuşak. Dersi verdiler. Sen, z kuşağında ya da y kuşağından oy almak istiyorsan, gençler ne istiyor önce bunu bileceksin. O kuşaktan oy alacaksan bu dediklerimi unutmayacaksın; Gençler dikta yönetimi istemiyor, özgürlük istiyorlar. Sen tek adam rejimini sonlandırabilecek misin? Gençler diyor ki; Biz dayatmayı sevmiyoruz. Gençler diyorlar ki; Benim seçimimle, tercihlerimle oynama. Ben özgürce seçimimi yaparım, tercihlerim de herhangi bir politik alanın unsuru olmasın. Beni formatlamaya kalkma. Tornadan geçirmeye, tek tipleştirmeye özenme diyor sakın. Herkes aynı düşünecek, gençler kabul etmiyor. Benim aklım yok mu sen bana akıl vereceksin diyor. Benim sorgulama gücüm yok mu, sorgulama diyeceksin. Gençler diyor ki; Eğitimde evrensel değerleri göz ardı etmeyeceksin. Soru sormamı engelleme diyor. Beni kobay olarak kullanma diyor. Erdoğan, bütün gençleri kobay olarak kullandı. 18 yılda 15 kez eğitim politikası değişti. Bu gençler sana güvenir mi? Bu gençler seni samimi bulur mu? Onların pırıl pırıl zekaları var, hayatın her alanını sorguluyorlar. Kainatı sorguluyorlar. Gençler adalet istiyorlar. Fırsat eşitliği istiyorlar. 

"GENÇLER 'KONSOLUMUZA BİLE VERGİ YÜKLEYİP YANDAŞLARA DAĞITTIN' DİYORLAR"

Gençler 'konsolumuza bile vergi yükleyip kepçe ile yandaşlara dağıttın' diyorlar. Gençler kim olursa olsun herkesten saygı görmek istiyorlar. Delikanlı dediğimiz bir kavram var bizde. Gençler hata yapabilir, saygı içinde yapılan hatayı hoşgörü ile karşılayın diyorlar. Siyasi iktidar ve saraya aslında ders veriyorlar. Adamını bulanın değil, işini iyi yapanın kazandığı bir sistem istiyorlar. Beni dışarıya gitmeye mahkum ediyorsun diyor gençler. Erdoğan, gençlerden oy istiyorsan düzelt bakalım. Hiç kimse unutmasın, gençler geleceğin rüyasını görüyorlar. Z kuşağı ufku büyük, geniş bir kuşaktır. Çağı yakalamak istiyor gençler. Teknolojiyi en iyi onlar kullanıyorlar. Benden de çok iyi kullanıyorlar. Hepimizden çok iyi kullanıyorlar. Pırıl pırıl gençlerin zekaları ön yargıyı kabul etmiyor. Siyaset kurumu olarak sen hala gençleri anlayabildin mi? Gençlerin önüne oturduğun zaman gençlerin senin her söylediğini samimi bulmadıklarını anlamadın mı? Oy istiyorsan z kuşağından samimi olacaksın. Z kuşağı sınava girdi, yarın inşallah büyük bir kısmı kazanacak ama onlar annelerinin ve babalarının olmadığı yerde bir üniversiteyi kazanırlarsa ilk sorun yurt olacak. Bu gençler diyecek ki; 18 yıldır iktidardasın 1 yılda çözülecek sorunu 18 yılda çözemeyene ben asla oy vermeyeceğim diyecek. 

Sen sınava girip alın teri dökerken, Kanada'ya gönderdiğimiz gencecik çocuğumuz oraya hizmet ediyor. Ankara'da parti döküntülerini ise özel kalem müdürü olarak gönderiyorsunuz. Sahte raporlar gönderiyor, baş tacı ediliyor. Yetmiyormuş gibi TOKİ'ye uzman olarak atanıyor. Saraydaki gidişini hazırlayacak olan gençlerdir. Yarın mührünü alacaklar, ona göre kullanacaklar. 

"6 REKTÖR ATANDI, 4'ÜNÜN ULUSLARARASI HAKEMLİ DERGİLERDE MAKALESİ YOK"

6 üniversiteye rektör atadı, 4'ünün uluslararası hakemli dergilerde bir makalesi yok. 1 makalesi olmayanı üniversitenin başına getiriyorsun. O kıskançlığından makale yazanları cezalandıracak göreceksin. Böyle bir anlayışla devlet, üniversite yönetilir mi? Emin olun bunları anlatırken vicdan azabı duyuyorum. 

"İKTİDAR OLDUĞUMUZDA YÖK'Ü KALDIRACAĞIZ"

Z ve y kuşağına söz veriyoruz. Sizin tercihlerimizle biz iktidar olduğumuzda size söz veriyoruz YÖK denen darbe kurulunu kaldıracağız. YÖK olmayacak. 

BAROLARIN EYLEMİ VE BARO DÜZENLEMESİ

Bu tabloyu dünyanın hangi ülkesindeki hangi vatandaş görürse görsün, Türkiye'de demokrasinin olmadığı kanısına varır. Devleti yönetenlerin böyle bir ortamı yaratmamaları lazım ama devlet bilgi ile, birikim ile yönetilmezse, baskı ile yönetilirse böyle bir tablo çıkar. Bu fotoğraf dünyanın bütün ülkelerindeki medyada fotoğraf olur, gösterilir. 

Sandalye vermediler, yemek vermediler. Bunlar düşman mı? Devleti sağ duyu ile yönettiğinizde bunların hiçbirisi olmaz. Bu tablo, Türkiye demokrasisine darbe vuran bir tablodur. Bu fotoğraf tek başına demokrasinin olmadığını gösteriyor. Dünyanın hiçbir ülkesinde de baro başkanlarına böyle bir muamele yapılmaz. 

"BAHÇELİ'YE SESLENİYORUM"

Baroyu bölüyorlar. İktidardan yana barolar, iktidara karşı barolar. Etnik kimlik, inanç bağlamında bölünen barolar. Böyle bir amaçla baroların bölünmesi vatana ihanettir. Türkiye Cumhuriyeti devletine ihanettir. Sayın Bahçeli'ye söylüyorum; Eğer bu ülkenin bekasından söz ediyorsan, yarın etnik kimlik, inanç yönünden bölünen bir baroyu nasıl savunacaksın sen? 

CHPLİ VEKİLLERE TALİMAT

CHP grubunda her bir arkadaşımın komisyonda görevi vardır. Bu ucube, Türkiye'yi bölmeyi amaçlayan teklife hep birlikte karşı çıkacağız. 

BELEDİYE YARDIMLARI TARTIŞMASI

Bütün belediye başkanlarımız, bütün baskılara rağmen bu ülkede tarih yazmaya devam ettiler ve edecekler. 6 milyon 211 bin aileye yardım yapmışlar. 299 bin aileye nakdi yardım yapılmış. 254 bin hanenin suyu açılmış. 21 bin 147 belediye iş yerinin kirası ertelenmiş. 156 bin 940 kişiye evde bakım yapılmış, devam ediyor. 

CEZAEVİNDEKİ GAZETECİLER

Barış Pehlivan, Hülya Kılınç ve Murat Ağırel hala içeride. Bütün haksızlığa uğrayan ve hapiste kalan herkese CHP Grubu'ndan selamlarımızı, sevgilerimizi gönderiyoruz. Halkı aydınlattılar diye. Birilerinin önünde eğilmediler diye hapse atılıyorlar. Sanıyorlar ki biz bunları hapse attık, yarın gelecekler önümüzde eğilecekler. Bunlar onurlu gazetecilerdir. Kimsenin önünde eğilmezler. 

KIDEM TAZMİNATI DÜZENLEMESİ

Kıdem tazminatı hakkından hiçbir şekilde vazgeçilemez. Fona devredilmesi, süresinin azaltılması gibi her türlü girişim karşısında işçinin haklı talebi ve tepkisi kararlılıkla savunulacaktır. Kıdem tazminatının mecvut haliyle korunmasından yanadır diyor. Biz de Türk İş'in de, DİSK'in de, Hak İş'in de parlamentoda yanında olmaya devam edeceğiz.