Türkiye, Suriye'de istediğini aldı mı?

SDG ile Şam yönetimi arasında yapılan 8 maddelik anlaşmanın detayları tartışılırken, görüşmenin ABD'nin arabuluculuğunda gerçekleştiği belirlendi. Türkiye sınırında silahlı terör unsurlarının bulunmaması olumlu olarak değerlendirilirken, SDG'nin adımlarının dikkatle izleneceği ifade ediliyor.
"Terörsüz Türkiye" sürecinde terör örgütünün kendisini tasfiye etmesi beklenirken, silah bırakıp bırakmayacağı konusunda çelişkili açıklamalar yapan Suriye uzantısının son adımı tartışılıyor. Merkezinde YPG/PKK'nın yer aldığı SDG ile Şam yönetimi arasında bir süredir devam eden görüşmeler, örgütün Suriye merkezi ordusuna katılma kararı ile sonuçlandı. Bölgeden ilk yansıyan bilgilere göre ABD'nin arabuluculuğunda yapılan görüşmede SDG'nin Şam yönetimine nasıl katılacağı, silahlı güçlerin merkezi ordu içerisinde ne şekilde yer alacağı belirsizliğini koruyor. Haber Global Web Özel'e değerlendirmelerde bulunan askeri ve siyasi analistler; "Türkiye, Suriye'de istediğini aldı mı" sorusuna cevap aradı.

ABD BÜYÜKELÇİSİ DEVREDE
Kamuoyu "Türkiye istediğini aldı mı, almadı mı" konusuna odaklanırken, SDG ve Şam arasındaki görüşmelerin ABD'nin arabuluculuğunda yapıldığına dair bilgiler olduğunu belirten güvenlik ve terör uzmanı Ünal Atabay şu değerlendirmeleri yaptı: "Bir ABD büyükelçisi devrede. SDG/YPG'yi Türkiye'nin hışmından kurtarma operasyonu gibi görünüyor. Bahçeli en son silah bırakmanın YPG'yi de kapsadığını söylemişti. Silah bırakma olmuyor ancak Suriye ordusuna entegre ediliyor. Şimdi bu katılım, bireysel olarak mı, grup olarak mı gerçekleşecek? Bulundukları yerden mi katılacaklar? Zaman kazanma için atılmış bir adım olabilir."
SMO NE OLACAK?
Tişrin çevresinde haftalardır YPG ile çatışmalara giren Suriye Milli Ordusu'nun ne olacağı konusunda değerlendirmelerde bulunan Atabay şu bilgileri verdi: "Anlaşmayı neden Suriye Cumhurbaşkanı imzaladı? Oysa bunu yapabilecek başka bakanlar da vardı. Suriye Milli Ordusu da silahlarını bırakmadı. Onlarla böyle bir anlaşma imzalanır mı? İmzalanan anlaşma kapsamında silahların susması var. Yani SDG'ye ateş açamazsın diyor. Gerçekçi olmak çok önemli. Yoksa ulusal güvenlik açısından bizi yanlışa götürür. ABD inisiyatif alıp, SDG'yi koruma altına almış gibi görünüyor."
AFRİN VE CERABLUS DÜĞÜMÜ
Anlaşma maddelerini değerlendiren Atabay, "5. maddede geriye dönüşler var. Bunlar arasında bizim bulunduğumuz Afrin ve Cerablus var. Bunlar bizim önümüze çıkacak hususlar. 6. maddede ülkenin güvenliği ve birliğinin sağlanması ile SMO'nun yapısı kastediliyor. ABD'nin arabulucu olduğu yerde SMO'yu pamuğa sarmazlar. Biz kendi ulusal çıkarlarımız ve birliğimiz için oynana oyunların arka planını okumaya çalışmalıyız" dedi.

ENTEGRASYON AMACI
Uluslararası ilişkiler uzmanı Prof. Dr. Kamer Kasım ise 8 maddelik protokolle ilgili şu değerlendirmeleri yaptı: "Öyle anlaşılıyor ki Suriye merkezi yönetimine entegre olma niyeti var. Bunun için komisyonlar oluşturulacak. Yeni yönetim açısından önemli olan tek bir ordu olması. Ahmed Şara'nın önceliği de bu. Bir de enerji gelirlerinin paylaşılması söz konusu. Bu da önemli bir konu. Burada önemli olan Irak benzeri bir yapının oluşmaması. Suriye üniter, doğal kaynakların merkezileştiği bir devlet olmalı. Şara bunu sağlamaya çalışıyor. Esad kalıntıları dışarıdan aldıkları destekle istikrarsızlaştırma hedefliyordu. Şimdi Suriye olumlu bir imaj kazanmış oldu."
SINIRDA GÜVENLİK
8 maddelik anlaşmayı Türkiye'nin güvenliği ve bölgesel hedefleri açısından değerlendiren Prof. Dr. Kasım, Türkiye'nin önceliği terör örgütünün silahlarını bırakması, sınırda silahlı grupların olmamasıydı. Bu anlaşmanın olması halinde bu güçler sınırda olmayacaksa bu istenen bir şey. Buradaki gelişmeleri zaman içerisinde gözlemlemek gerekiyor. ABD burada Türkiye'nin de içinde olduğu çatışma ortamı istemiyor. Böyle bir şey olsaydı Trump'la ilişkiler olumsuz etkilenirdi" ifadelerini kullandı.
ertan.altan@haberglobal.com.tr
Kaynak: Web Özel