İstanbul'da "yenidoğan vurgunu" soruşturmasında yeni gelişme!
İstanbul'da, yenidoğan dolandırıcılığına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında aralarında 2 doktorun da bulunduğu toplam 47 sanık için fezleke hazırlandı. Fezlekede, doktor şüpheliler F.S. ile İ.G'nin 112 Acil Çağrı Merkezi çalışanlarıyla ortak hareket ederek özel hastanelerin yenidoğan yoğun bakım ünitelerini tedavi dışında maddi menfaat sağlamak amacıyla kullandıkları iddialarına ilişkin dinleme ve teknik araçlarla izleme yapıldığı belirtildi.
İstanbul'da 112 Acil Çağrı Merkezinde çalışanlarla anlaşıp bebek acil hastalarını önceden anlaşmalı oldukları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk ederek haksız kazanç elde ettikleri tespit edilen 22'si tutuklu olmak üzere toplam 47 zanlı hakkında hazırlanan fezleke tamamlandı.
Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar ve Terör Suçları Soruşturma Bürosunca hazırlanan 725 sayfalık fezlekede 10 bebek "maktul", 5 kişi "müşteki", 19 hastane ve sağlık hizmeti şirketi "malen sorumlu", 22'si tutuklu 47 kişi ise "şüpheli" olarak yer aldı.
Fezlekede, İstanbul İl Sağlık Müdürlüğüne 27 Mart 2023'te CİMER üzerinden gelen ihbarın Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne gönderildiği anlatıldı.
Soruşturma kapsamında, doktor şüpheliler F.S. ile İ.G'nin 112 Acil Çağrı Merkezi çalışanlarıyla müşterek hareket ederek özel hastanelerin yenidoğan yoğun bakım ünitelerini tedavi dışında maddi menfaat sağlamak amacıyla kullandıkları iddialarına ilişkin dinleme ve teknik araçlarla izleme yapıldığı belirtilen fezlekede, 41 şüphelinin suça karıştığı, İl Sağlık Müdürlüğü görevlilerince yapılan denetimlerde de suça konu 197 eylemin belirlendiği aktarıldı.
Fezlekede, yapılan denetimler, banka hesap hareketleri, HTS incelemeleri ve fiziki takip tutanaklarının suç içerikli konuşmalarla örtüştüğü kaydedildi.
NAKİL YAPILACAK BEBEKLER, ÖRGÜT SAYESİNDE KEŞFEDİLDİ
Medisense Sağlık Hizmetleri Şirketi sahibi şüpheli Dr. F.S'nin bu şirkette çalışan olarak görünen şüpheli doktor İ.G. ile birlikte Özel Hastaneler Yönetmeliğine aykırı hareket ettiği belirtilen fezlekede, İstanbul'daki birçok özel hastanenin yenidoğan yoğun bakım ünitesini işleten F.S'nin, buralara da birlikte hareket ettiği sağlık çalışanlarını yerleştirdiği ifade edildi.
Fezlekede, bu iki şüphelinin, 112 Acil Çağrı Merkezi ambulans şoförü G.M.Ö., hasta sevklerini yapan F.A., il dışı hasta sevklerini gerçekleştiren S.Y. ve o dönemde Esenyurt Belediye Başkanlığı Sağlık Hizmetlerinde çalışan R.K. aracılığıyla devlet hastanelerinde ya da özel hastanelerde doğup tedavisi yoğunluktan dolayı başka hastanelerde yapılması uygun görülen bebek hastaları, kurmuş oldukları suç örgütü sayesinde keşfedip, tedavi yöntemleri uygun olup olmadığına bakılmaksızın anlaşmaları olan hastanelere neklettikleri kaydedildi.
Şüphelilerin, bebek hastaların hayatın olağan akışına aykırı olacak kadar hastanede uzun sürelerde kalmasını sağladıkları ifade edilen fezlekede, SGK'den yüksek miktarda ödeme alınmasına neden olarak kamu kurumunu zarar uğratan şüphelilerin aynı zaman da uygun tedavi yöntemleriyle tedavi olamayan bebeklerin ölümüne sebebiyet verdikleri vurgulandı.
SEVK OLACAK BEBEKLER, ANLAŞMALI HASTANELERE GÖNDERİLDİ
Fezlekede, ambulans şoförü G.M.Ö., İstanbul içerisinde sevk işlemlerini yapan R.K, F.A ve il dışında hastane sevk işlemlerini yürüten S.Y'nin devlet ya da özel hastanelerden sevk olması gereken bebek hastaları öğrenerek örgüt lideri F.S. ya da örgüt yöneticisi İ.G'ye bildirdikleri, bu kişilerden aldıkları talimat üzerine bebeği anlaşmalı oldukları hastanelere sevk ettikleri dile getirildi.
Şüphelilerin önce bebek hastanın ailesini ikna ettikten sonra "tedavi reddi" işlemini yaptıkları belirtilen fezlekede, ambulans şoförü G.M.Ö'nün 112 Acil Çağrı Merkezinden provizyon numarası almadan, bebeği hiç hastaneye gitmemiş gibi göstererek, örgütün anlaşmalı olduğu hastanelerin birine acilden giriş yapılmasını sağladığı anlatıldı.
Fezlekede, G.M.Ö'nün bir hastane adına kendini "Doktor Ahmet" olarak tanıtıp, 112 Acil Çağrı Merkezinden usulsüz yöntemlerle bebek hasta aldığı, bu işlemi yapmadan önce örgüt yöneticileri ile birlikte ortak karar verdikleri aktarıldı.
Sağlık Bakanlığı Müfettişliğinin yapmış olduğu denetimlerde, şüpheli İ.G'nin suça konu eylemlerin dışında kendisini 2022-2023 yıllarında yetişkin ve yenidoğan yoğun bakım hasta nakillerinde bazı hastanelerin sorumlu hekimi olarak gösterdiği, zaman zaman "Dr. Şeyhmus", "Dr. Ümit", "Dr. Şerif" ve "Dr. Recep" isimleriyle de tanıtarak hasta nakli kabul ettiği dile getirildi.
CEZA TALEPLERİ
Fezlekede suç örgütü lideri olduğu değerlendirilen şüpheliler F.S. ve İ.G'nin 10 kez "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve 11 kez uygulanmak üzere "resmi belgede sahtecilik" suçlarından toplam 180 yıldan 273'şer yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi.
Ambulans şoförü olan şüpheli G.M.Ö. hakkında ise "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından 45 yıldan 93 yıla kadar hapis cezası istendi.
Diğer şüpheliler hakkında da benzer suçlardan hapis cezaları öngörülen fezlekede ayrıca, malen sorumlu olarak belirtilen hastaneler ve hastanelerin bağlı olduğu şirketler lehine "dolandırıcılık" suçu işlenerek maddi menfaat temin edildiğinden, tüzel kişilere özgü güvenlik tedbiri uygulanması, hastanelerin ve şirketlerin kapatılıp mal varlıklarına el konulmasına karar verilmesi talep edildi.
Fezleke, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildi.
FEZLEKENİN DETAYLARINA ULAŞILDI
Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar ve Terör Suçları Soruşturma Bürosunca hazırlanan fezlekede, örgüt lideri olduğu iddia edilen şüpheli Dr. F.S'nin ve örgüt yöneticisi zanlı Dr. İ.G'yle birlikte hareket edip hastanelerin uygun koşullarda tedavi verebilecek durumda olup olmadığına bakmaksızın, bebek hastaların hayatı pahasına, anlaşmalı oldukları hastanelere usulsüz yöntemlerle sevk ettirdikleri kaydedildi.
Zanlıların, bebek hastaların uzun süreli yatış işlemlerinin yapılmasını sağlayarak, SGK'den yüksek miktarda gelir elde ettikleri belirtilen fezlekede, "curosurf" isimli, solunum tedavisinde kullanılan ilaçların, bebek hastalar üzerinde kullanılmış gibi gösterip üçüncü kişilere satılmasını sağladıkları ifade edildi.
Fezlekede, şüphelilerin, kimi zaman da yabancı uyruklu bebek hasta yakınlarının mağduriyetinden ve düşkünlüğünden faydalanıp örgüt üyesi hemşireler aracılığıyla, "simsarlık" diye tabir edilen şekilde hasta yakınlarından piyasa fiyatının üstünde tedavi masrafları alıp kamu kurumunu aracı kılmak suretiyle dolandırıcılık yaptıkları anlatıldı.
Bu ve bunun gibi birçok işlemlerin takibini yapmak amacıyla örgüt lideri F.S'nin, her hastanede kendisine bağlı sağlık çalışanları ile sürekli iletişim halinde olduğu belirtilen fezlekede, bu sağlık çalışanlarına şirketi ve şahsi banka hesapları üzerinden düzenli ödeme yaptığı aktarıldı.
Fezlekede, bazı özel hastanelerde görev yapan dosya şüphelisi hemşirelerin, örgüte bile isteye yardım ederek bundan maddi menfaat elde edip, suçun işlenmesine olanak sağladıkları vurgulandı.
Dosyaya konu şüphelilerin görüşmeleri ve banka hareketlerine yer verilen fezlekede, ayrıca eylemleri de detaylı olarak anlatıldı.
Savcılıkça hazırlanan fezlekede, özel bir hastanede müdür yardımcısı olarak görev yapan M.K'nin, ambulans şoförü olarak kamu görevi yapan şüpheli G.M.Ö'ye bebek yoğun bakım hastasına ihtiyacının olduğunu, üçüncü basamak bebek hasta göndermesi karşılığında hasta başına kendisine 10 bin lira vereceğini ve eşinin sigortasının hastane tarafından yapılacağını söylediği belirtildi.
Şüpheli F.S'nin Çorlu'da çalışmış olduğu hastanenin hemşiresi tarafından arandığı kaydedilen fezlekede, iki bebeğin durumunun kötü olduğunu söylediği, şüphelinin buna karşılık "En azından ben gelinceye kadar yaşasın." dediği aktarıldı.
Fezlekede, konuşmada geçen bebeğin öldüğü, durumun haber verildiği F.S'nin, hemşireye "Ellemeyin, bilgi de vermeyin orada dursun." talimatını verdiği yer aldı.
Talimat doğrultusunda bebeğin gerçek ölüm saatinin gizlenmeye çalışıldığı anlatılan fezlekede, zanlı F.S'nin hastası olan bebeğin sağlık durumunu yakından takip etmesi gerekirken hastanede olmadığı, hastalarına gerekli tedavi imkanlarını kullanmadan, maddi menfaat gözetip bebek hastalarının ölümüne sebebiyet verecek kadar rahat davrandığı ve bunu gizlemek amacıyla da kamu kaynaklarını kullanarak çeşitli yöntemler izlediği ifade edildi.
DOKTORLARIN YAZMASI GEREKEN RAPORU HEMŞİRELER YAZDI
Fezlekede, şüphelilerin, SGK'den yüksek meblağda ödeme almak için bebeklerin yatış sürelerini uzattıkları, tedavi şartları yeterli olmayan hastanelere sevk edilen bazı bebek hastaların kısa sürede eks olduğu, bebek hastaların epikriz raporlarını doldurmadıkları, daha sonradan tüm bebeklere aynı veya çok benzer nitelikte epikriz raporlarının doktorlar tarafından yazılması gerekirken hemşireler tarafından yazıldığının tespit edildiği vurgulandı.
Bebek hastaların sevk işlemlerinden sorumlu olan 112 personeli G.M.Ö'nün, 112 Acil Çağrı Merkezi'ne "Doktor Ahmet" ve "Doktor Ali" olarak kayıt ettirdiğinden dolayı suça konu 9 hastaneye bebek hasta kabulü yaptığı ifade edilen fezlekede, şüpheli İ.G'nin de merkezde kendisine farklı isimlerde doktor kaydı açtığı, daha fazla bebek hasta sevkini bağlı hastanelerine almaya yönelik işlemler yaptığı kaydedildi.
Fezlekede, soruşturma kapsamında hemşireler hakkında yapılan çalışmalarda ise hemşirelerin birçoğunda "Neonotoloji" bilimi adı verilen erken doğum ve doğum sonrası 4 haftayı kapsayacak şekilde bebeklere sağlık hizmeti verebilme yetkisine haiz olmaları için gereken NRP sertifikalarının olmadığının tespit edildiği belirtildi.
Bağcılar'da özel bir hastanede ölen bebeğin ölümü gerçekleştiği zaman hastanede olması gereken Dr. D.E'nin hastanede olmadığı ve olayı gizlemek amacıyla hemşire Ç.D'nin akıl almak için İ.G'yi aradığı kaydedilen fezlekede, yaklaşık 6 aylık siyahi bebeğin ölümünün, eğitimi yetersiz hemşire H.D.T. ve diğer çalışanların fark etmemesi sonucu olduğuna yer verildi.
Fezlekede, eylemler kapsamında örgüt lideri ve yöneticilerinin elde ettikleri karın çoğunluğunu sağlık çalışanı olan örgüt üyesi şüphelilerle paylaştığı, hastane sahipleri ve başhekimlerin örgüt hiyerarşisine dahil olmamakla birlikte örgüte yardım ederek kendilerinin de maddi çıkar sağladığı anlatıldı.
"BAZI BEBEKLERDE İSE ÖLÜME DAHİ SEBEP OLUNDU"
Zanlıların yaptıkları bu işlemlerle yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde elde edilen kazancı 3-4 katı artırdıkları aktarılan fezlekede, "Hastane yönetimlerinin F.S. liderliğindeki örgüt ile elde edilen karı oransal olarak paylaştığı, netice olarak 112 sevk sisteminin bertaraf edildiği için bebek hastaların uygun sağlık hizmeti almasını sağlayacak hastanelere sevki yerine şüphelilerin seçtiği, örgüt adına karlı gördüğü hastanelere yatışının yapıldığı, bu noktada esas amacın bebeklerin sağlık durumunun iyileştirilmesi değil maddi olarak en fazla kazanç elde edilmesi olduğu, ayrıca bebeklerin şifa bulmasına rağmen her türlü enfeksiyona açık olan yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde yatırılmasının kimi bebeklerde enfeksiyon kapma gibi rahatsızlıklara kimi bebeklerde ise ölüme dahi sebep olduğu" ifade edildi.
Fezlekede, bebeklere yapılması gereken ancak yapılmayan tedavi ve bakım yöntemlerine yer verilerek, hastaya pasif ötenazi (Türkiye'de aktif ve pasif ötenazi uygulanmamaktadır. Kalp atımı tespit edilen her yeni doğan uygun canlandırma ve tedavileri alma hakkına sahiptir) uygulandığı ve yüzde 90, yenidoğan bebeğin hayat haklarının ellerinden alındığı vurgulandı.
Fezlekede, Özel Avrupa Şafak, Özel Bağcılar Medlife, Özel İstanbul Şafak Hastanesi, Silivri Kolan Hastanesi, Özel Reyap İstanbul Hastanesi, Özel Doğa Hospital, Özel Avcılar Hospital, Özel TRG Hospitalist, Akabe Sağlık Tesisleri Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi, Doğamed Sağlık Hizmetleri Sanayi ve Ticaret AŞ, Ekip Sağlık Hizmetleri Ticaret Anonim Şirketi, Güney Hastanesi Sağlık Hizmetleri LTD ŞTİ, Medilife Sağlık Hizmetleri Ticaret Limited Şirketi, Özel İstanbul Şafak Sağlık Hizmetleri ve Ticaret Anonim Şirketi, Refik Arslan Sağlık Hizmetleri ve Ticaret Anonim Şirketi, Reyap Sağlık Hizmetleri Anonim Şirketi, Yonca Sağlık Hizmetleri Limited Şirketi, Medisense Sağlık Hizmetleri Şirketi ile GMZ Sağlık Hizmetleri İnş. ve Tur. Ltd. Şti. de "malen sorumlu" olarak yer aldı.