İmamoğlu'dan Erdoğan'a: Kabinenizde bulunan bir kişi 'İmamoğlu'na FETÖ suçlaması at' dedi mi, demedi mi?
İBB Başkanı İmamoğlu, 'Polemik yaratmamak adına hiç paylaşmadığım bir şeyi sizinle paylaşacağım' diyerek Cumhıurbaşkanı Erdoğan'a "Kabinenizde bulunan bu kişi 'İmamoğlu'na FETÖ suçlaması ya da yolsuzluk suçu at' dedi mi, demedi mi?' diye sordu.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "İmamoğlu'nun danışmanı FETÖ'nün belediyeler imamı" iddiasına yanıt verdi. Adı geçen Erkan Karaaslan'ın devletin birçok kurumuyla iş yapan bir kişi olduğunu belirten İmamoğlu, "Sayın Cumhurbaşkanı'na soruyorum: 31 Mart 2019 seçimlerinin birkaç gün öncesinde bahsi geçen Erkan Karaarslan'ın avukatını İzmir'e hangi bakanınız davet etti? Hem de bilet alarak. Bu vatandaş o zaman tutukluydu. İki: Halihazırda kabinenizde bulunan bu bakan 'İmamoğlu'na önce FETÖ, yoksa yolsuzluk suçu at, amacımız onları bitirmek' dedi mi demedi mi? Tekrar ediyorum. Bu Bakan, hala aktif olan bu Bakan, 'İmamoğlu'na öncelikle FETÖ üzerinden, yoksa yolsuzluk suçu at. Amaç onları bitirmek' dedi mi demedi mi? Bu kumpastan son sorum da şu: Bugün bu yalan ifadeleri kullanan Sayın Cumhurbaşkanı'nın haber var mı yok mu? Onun onayıyla mı yapıldı? Yoksa haberi yok mu" sorularını yöneltti.
Ekrem İmamoğlu'nun açıklamaları şöyle:
Arkadaşlarım ifade ettiklerinde açıkçası bu habere inanmak istemedim. Sonra arkadaşlarım videoyu gösterince çok üzüldüm, utandım. Ülkemde bu tür yalan ifadelerin bu mercilerden aktarılması konusunda utandım, çok üzüldüm. Önce şunu söyleyeyim; bahsi geçen vatandaşımız (Erkan Karaaslan) benim danışmanım değil.
HİZMET VERDİĞİ KURUMLAR ARASINDA MİT BİLE VAR
Bahsi geçen vatandaşımızın hizmet ettiği birçok kamu kurumu var. MİT gibi bu ülkenin gizli güvenliğinden sorumlu kuruluşlar var. Onlarca bakanlık, onlarca AK Partili belediye başkanlıkları var. Ben Beylikdüzü Belediye Başkanı olduğumda, AK Partili belediye başkanı döneminden itibaren, 2012'den beri hizmet eder konumdaydı.
Bu arkadaşımız bizim dönemde de bir kısım hizmetler verdi. Bunlar kayıtlı, bunlarla ilişkili araştırmalar yapıldı. Soruşturmaya bile gerek duyulmadı. Bu yalan ifadeleri kullanmakta nasıl böyle bir boşluğa düşerler, bu makamlar böyle yalan ifadeleri nasıl kullanırlar? Tekrar altını çizeyim. 2012'den itibaren Beylikdüzü Belediyesi'ne hizmet eden bir şahıstan bahsediyoruz.
POLEMİK YARATMAK İSTEMEDİM
Bugüne kadar polemik yaratmamak adına paylaşmadığım bir konuya açıklık getirmek istiyorum. Polemik yaratmak istemedim? Çünkü seçimle ilgili süreçte bunları kullanacak bir insan değildim. Çünkü benim işim polemik değil. Benim işim vatandaşlaydı ve vatandaşa ne yapacağımızı anlattık.
Demek ki benim de bunları açıklama vaktim geldi. Sayın Cumhurbaşkanına soruyorum: 31 Mart 2019 seçimlerinin birkaç gün öncesinde bahsi geçen Erkan Karaarslan'ın avukatını İzmir'e hangi bakanınız davet etti? Hem de bilet alarak… Bu vatandaş o zaman tutukluydu. Halihazırda kabinenizde bulunan bu bakan, "İmamoğlu'na önce FETÖ, yoksa, yolsuzluk suçu at, amacımız onları bitirmek" dedi mi, demedi mi? Bu kumpastan, bugün bu yalan ifadeleri kullanan Sayın Cumhurbaşkanı'nın haber var mı yok mu? Onun onayıyla mı yapıldı? Yoksa haberi yok mu?
Sayın Cumhurbaşkanı'na samimi ifadelerimle bir mektup yazdım. Randevu talep edeli 6-7 ay oldu. Ben İstanbul adına bir vatandaş gibi, bir hemşeri duygusuyla kendisine çok içten bir mektup yazdım. Çevresindeki insanların, yalanla, dolanla, yalancı tariflerle kendilerini aldatmaması konusunda, İstanbul'la ilgili brifing verme süreciyle ilgili talebimi ilettim.
SAMİMİ İFADELERİMİ GERİ ÇEKİYORUM
Benim mektubumdan sonra yine yalan ifadelerle benim üzerime birtakım laflar atıldı, söylendi. Şimdi bakıyorum ki hâlâ, yalan ifadelere devam ediliyor. Hem de Sayın Cumhurbaşkanı'nın makamı üzerinden, ona sunulan bilgilerle benim de içinde tutulmaya çalıştığım bir kumpasa karşı, yapılan bir açıklama bugün ortada.
Bu makama karşı çok üzülüyorum. Ben İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak tüm samimi duygularımla mektup yazarak, kendisine bu mesajları ileten kişi olarak, ben bu tüm samimi ifadelerimi geri çekiyorum. Gerek kalmadı.
'FETÖ İMAMI' DEDİKLERİ ŞAHIS SERBEST
İşimiz ne? İşimiz İstanbul'a hizmet etmek mi? Türkiye'ye hizmet etmek mi? Yoksa bu makamlar üzerinden çamur atmak mı? Bakın neredeyse 11 bir ay sonra ben bunu açıklıyorum. Sebebi polemik yaratmamak. Muhatapları kendileri bulma haizler. Kaldı ki bir şeyi daha söylemek istiyorum. Suçladıkları, 'FETÖ'nün imamı dedikleri şahıs' şu anda serbest. Mahkemesi görülmüş ve serbest. Böyle bir ifşa olabilir mi? "FETÖ'nün İmamı" diye başlık atıyorsunuz, İmamoğlu'nun da danışmanı diyorsunuz.
Herkesin birtakım haksızlığa, hukuksuzluğa uğradığı, çok pratik kararların alındığı bu ülkede, bu vatandaşımız suçsuz veya yargılanması devam ediyor, sokakta. Kim inanır size? Üzülüyorum. O makama da çok üzülüyorum.
RANDEVU TALEBİMİ DE GERİ ÇEKİYORUM
Cumhurbaşkanı'ndan istediğim randevu talebini de geri çekiyorum. Zaten bir anlamı yok ki. Benim bu kadar samimi randevu talebime karşı verilen bu cevap verilen bu ifade bunun kullanılma biçimi çok yazık.