Akşehir ve Eber tamamen kurudu, Van Gölü çekiliyor...
Türkiye'nin en büyük doğal göllerinden olan Akşehir ve Eber Gölleri tamamen kurudu. Türkiye'nin en büyük gölü Van Gölü'nde su çekilmeleri yaşanırken doğal tatlı su gölleri olan Beyşehir ve Eğirdir'de de su kayıpları var. O kadar çok göl kurudu ki en büyük göller listesini güncellemek gerekiyor.
Bilinçsiz su kullanımı ve küresel ısınma yüzünden göllerimiz birer birer kuruyor. Türkiye'nin en büyük doğal göllerinden olan Akşehir ve Eber Gölleri tamamen kurudu. Türkiye'nin en büyük doğal gölü Van Gölü'nde su çekilmeleri yaşanırken doğal tatlı su gölleri olan Beyşehir ve Eğirdir'de de yüzde 70'e yakın su kaybı var.
Yanlış su kullanımı ve kuraklık nedeniyle göllerin kuruması ve suların çekilmesi Türkiye'nin en büyük gölleri sıralamasını da değiştirdi.
Eğirdir ve Beyşehir Gölleri'nin her gün takip ettiklerini belirten Göl Uzmanı Doç Dr. Erol Kesici, göllerin her gün kıyıdan 10 santimetre daha çekildiğini söylüyor.
Ereğli Sazlıkları'nın 1950’li yıllarda 21 bin dekarlık alanken, şu an sulak alan ekosistemi olarak kalan kısmın 560 dekar olduğunu söyleyen Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Çevre Komisyonu CHP Sözcüsü İzmir Milletvekili Murat Bakan, kuruyan göl diplerinde biriken tuzun rüzgarlarla tüm araziye dağılması sonucu bölgede şu an tarım yapılamadığını söylüyor.
Konya'daki Ereğli Sazlıkları 1950’li yıllarda 21 bin dekarlık alanken, şu an sulak alan ekosistemi olarak kalan kısmın 560 dekar. Fotoğraf: AA
"SIRALAMA DEĞİŞTİ"
Bazı göller tamamen kurudu, bazıları da kuruma tehlikesiyle karşı karşıya. Dr. Kesici, Türkiye'nin en büyük doğal tatlı su göllerinin Beyşehir, Eğirdir, Akşehir, Eber, İznik, Sapanca olduğunu aktarıyor. Kesici, “Bunların sıralamaları değişti” diyor.
Kesici, "Eber Gölü dördüncü büyük gölken artık son sıralara gelen büyük göllerden biri haline geldi. Eski değerlendirmelere göre Beyşehir, Eğirdir, Akşehir, İznik, Eber Gölü gibi göller var. Akşehir diye bir göl artık yok" diye konuştu.
Akşehir Gölü tamamen kurudu. Fotoğraflar: DHA
Göllerde yüzde 70'e yakın su kayıplarının olduğuna dikkat çeken Kesici sözlerine şöyle devam etti: "Beyşehir Gölü en büyük doğal tatlı su gölüyken şu an hacimsel olarak yüzde 70'e yakın su kaybı var. Yüzeysel olarak da yüzde 40'a yakın bir kayıp var. İkinci sıradaki Eğirdir Gölü'nde su seviyesinde yüzde 70'e yakın kayıplar var. Yüzey alanında da yüzde 40'a yakın kayıplar var. Üçüncü sıraya sayabileceğimiz İznik Gölü ve dördüncü sıradaki Ulubat Gölü’nde de su kayıpları devam ediyor."
Kesici, "Beyşehir Gölü artık tamamen kuruma periyoduna girmiş durumda. Bir şeyler yapılmazsa Aral Gölü'nün öyküsü neyse Beyşehir'in de Eğirdir'in de öyküsü aynı olur” dedi.
VAN GÖLÜ DE KURUMA SÜRECİNDE
Kesici, Van Gölü'nün de kuruma sürecine girdiğini belirtiyor. Van Gölü’nün sodalı bir göl olduğunu aktaran Kesici aşırı tarımsal sulama ve kirlilikten dolayı Van Gölü’nde de suların kıyıdan çekilmeye başladığını söylüyor.
Tuz Gölü'nün de tamamen kuruduğunu aktaran Kesici, İç Anadolu’da göllerin kurumasının sebebinin tarımsal sulama olduğunu aktarıyor. Kesici, “Tuz Gölü ne yeraltından beslenebiliyor ne de yer yüzeyinden beslenemiyor. Dereler, çaylar kurumuş durumda. Yeraltı suları çekilmiş bir vaziyette. Hidrolojik felaket ve biyolojik göç dediğimiz bir olay" diye konuştu.
"TARIM YAPILAMAZ HALDE"
TBMM Çevre Komisyonu'ndaki izlenimlerini aktaran Murat Bakan, Meke Gölü, Burdur Gölü ve Eber Gölü’nde incelemelerde bulunduklarını aktardı. Murat Bakan, Seyfe Gölü’nün kaçak kuyular ve vahşi sulama nedeniyle kurumuş durumda olduğunu söylüyor.
Seyfe Gölü'nün kuruması nedeniyle artık 52 endemik bitki türüne ve 231 kuş türüne ev sahipliği yapan ekosistemin yok olduğunu belirten Bakan, "Tarımsal sulama için açılan kaçak kuyular ve gölü besleyen kaynakların kesilmesi nedeniyle, Seyfe Gölü, Seyfe Çölü haline gelmiş durumda. Kuruyan gölün dibinde biriken tuz ise rüzgarlarla tüm araziye dağılmış, dolayısıyla tarım için yok edilen bu bölgede, şu an tarım da yapılamaz halde" ifadelerini kullandı.
"21 BİN DEKARDAN 560 DEKAR KALDI"
Bakan'ın Ereğli Sazlıkları’ndaki gözlemlerine göre: "1950’li yıllarda 21 bin dekarlık alanken, sulak alan ekosistemi olarak kalan kısım 560 dekar. Bu alanın yüzde 97,5’i, 1950’li yıllarda uygulanan sıtmayla mücadele kapsamında bataklıkların kurutulması politikalarıyla kaybedildi."
1990’lı yıllarda dünyada bu anlayışın değişse de Türkiye’de değişmediğini söyleyen Bakan, bölge sakinlerinden, Ereğli Sazlıkları’nın her geçen ay daha da küçüldüğünü duyduğunu ve gördüğü manzaranın karşısında son derece üzüldüğünü belirtiyor.
Kaynak: Web Özel