İstanbul'daki görüntüler korkuttu! Fareler yakın gelecekte nasıl bir tehdit olabilir?

İstanbul'daki görüntüler korkuttu! Fareler yakın gelecekte nasıl bir tehdit olabilir?

İstanbul Esenyurt'ta dev farelerin kente yakın görülmeleri paniğe neden oldu. Uzmanlara göre sokak hayvanları için bırakılan mama ve su alanlarına dikkat edilmeli. Mesafe ve porsiyon gözetilmeli. Peki farelerden insanlara hangi hastalıklar geçebilir? Son orman yangınları neyi tetikleyebilir?

Doğal yaşamın dengesi yıllardır insan eliyle bozuluyordu fakat 2021 yazı bunun çok net ortaya çıktığı bir tarih olarak kayıtlara geçecek. Seller ve büyük orman yangınları ile birlikte hayvanların evi olan doğada büyük tahribatlar ortaya çıktı. Bu tahribatlar ile birlikte bazı hayvanların evleri olan ormanları kaybettikleri için insanların yaşam alanı olan kentlere inebilecekleri ifade ediliyor.

Bu görüntülerden bir benzeri ise geçen hafta sonu İstanbul, Esenyurt’ta ortaya çıktı. Sokak hayvanları için yerleştirilen mamalık ve suluktan dört büyük farenin beslendiği gözlendi.

 
 
 
 
 
View this post on Instagram
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

A post shared by Hava Forum (@havaforum)

Doğal hayatı uzun yıllardır gözleyen kişiler evcil hayvanlar için gelişi güzel yerlere su ve mama bırakılmaması gerektiğini, eğer bırakılacaksa da miktarın dikkate alınması gerektiğini söylüyor.

Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) Yaban Hayatı Kıdemli Uzmanı Ahmet Emre Kütükçü farelerin kolay yiyecek bulabildikleri sürece üreyebilecek hayvanlar olduğunun altını çiziyor.

'KEDİLERE KAFA TUTARLAR'

Haberglobal.com.tr'ye konuşan Kütükçü’ye göre eğer yaban hayatta kemirgen avcısı veya yırtıcı sayısında bir azalma varsa fareler daha kolay üreyebiliyor. Farelerin insanlardan ürkmediğini anlatan Kütükçü, “Fareler genelde çekinmezler. Korkmayan, cesaretli kedilere kafa tutan fareler bazen denk gelebilirsiniz” değerlendirmesinde bulunuyor.

Farelerdeki parazitlerin kentlere inmeleri ile birlikte kedilere bulaştığını söyleyen Kütükçü fare popülasyonunu şehirlerde kontrol altına almanın yolunun hayvanlara konan mamaları kontrol etmekten geçtiğini söylüyor.

Farelerin rahatlıkla insanlara bulaşıcı hastalık saçabileceğini söyleyen Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) Yaban Hayatı Kıdemli Uzmanı İstanbul’daki görüntülerde yer alan farelerin ‘kahverengi sıçan’ türünden olduklarını da sözlerine ekledi.

İstanbul Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Prof. Dr. Murat Aslan farelerin doğada dağınık halde bulunan hayvan hastalıklarını insanlara bulaşabilecek kent yaşamına soktuklarını söylüyor.

Kütükçü gibi Aslan da farelerin sokak hayvanları ile kavga edebildiğini söylerken, “Fare besin bulduğu yerde sıkışırsa ve çok mecbur kalırsa kediyle veya köpekle kavga eder. Birbirlerini ısırdıkları zaman doğal hayatta bulunan ama bize ulaşmayan bazı hastalıklar evcil veya sokak hayvanları üzerinden insanlara bulaşabilir” ifadelerini kullanıyor.

'MAMA KONACAK YERLER BELİRLENMELİ'

Aslan yerel yönetimlerin bir çalışma yaparak mama konacak yer ve miktarlarını belirlemeleri gerektiğini söylüyor. İstanbul Veteriner Hekimleri Odası Başkanı gelişi güzel atılan yemek atıklarının da fareler için bir besin merkezi olabildiğinin altını çiziyor. Prof. Dr. Murat Arslan yemek artıklarının sokakta küflendiğini ve bunu yiyen canlıların da büyük zarar uğradığını aktarıyor.

İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölümü Öğretim Görevlisi Profesör Doktor Doğanay Tolunay iki hafta önce Haberglobal.com.tr’ye yaptığı açıklamada insanlarla yaşamaya uygun kimyada olan farelerin kentlere inebileceğini söylemişti.

Küresel ısınma da bazı fare türlerinin insanların dolaştığı yerlerde bulunmasına sebep olabiliyor. Örneğin tarla fareleri kış aylarında uykuda olmaları gerekirken hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerine çıkmasından ötürü yollara dökülebiliyor. Anadolu Üniversitesi (AÜ) Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ali Yavuz Kılıç en çabuk üreyebilen fare türlerinin üç haftada bir ürediklerini söylüyor.

Farelerden insanlara geçen yaygın hastalıklardan biri hantavirüs. Farelerden bulaşan bu virüs kanamalı bir ateşe sebep olurken adını ilk izole edildiği yer olan Güney Kore’deki Hantaan nehrinden alıyor. Hantavirüs insanlarda böbrek tutulumu ile seyreden dolaşım ve solunum sistemini etkileyen farklı klinik tablolara neden olabiliyor.

İlde vakaların görülmesiyle birlikte 2017 yılında Hantavirüs ile ilgili olarak açıklama yapan Giresun İl Sağlık Müdürü Operatör Doktor Ahmet Bal, “Hantavirüs insanlarda böbrek tutulumu ile seyreden dolaşım ve solunum sistemini etkileyen farklı klinik tablolara neden olmaktadır” demişti. Bal’ın verdiği bilgilere göre Hantavirüs farelerin idrarlarında bir yıla kadar kalabiliyor.

Kaynak: Web Özel