Depremden etkilenen illerde 50’den fazla akademisyenin katılımıyla 600'ü aşkın yapı incelendi: Taşıyıcı sistemler çok esnek
Dicle Üniversitesi'nde 50'den fazla akademisyenin katılımıyla depremden etkilenen illerdeki 600'den fazla yapı incelendi, rapor hazırlandı. Raporu hazırlayan akademisyenlerden Prof. Dr. İdris Bedirhanoğlu, “Taşıyıcı sistemlerimiz çok esnek. Depreme çok az direnç gösteriyor" açıklamasında bulundu.
Dicle Üniversitesi’nde 50’den fazla akademisyen, 6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerin vurduğu kentlerde yaptığı incelemenin ardından rapor hazırladı. Raporu hazırlayanlardan Prof. Dr. İdris Bedirhanoğlu, “Taşıyıcı sistemlerimiz çok esnek. Depreme çok az direnç gösteriyor. Bu direncin artırılması lazım, bunun için de binanın yükünü taşıyan perde duvar ve kolon miktarlarının artırılması gerekiyor” dedi.
TÜBİTAK ve bazı uluslararası kuruluşların destekleriyle Dicle Üniversitesi’nden 50’den fazla akademisyenin katılımıyla, 6 Şubat’taki Kahramanmaraş merkezli depremlerin vurduğu illerdeki 600’ü aşkın yapı üzerinde bilimsel çalışmalar yapıldı. Yıkılan ve ayakta kalan yapılarda gerçekleştirilen çalışmalar rapor haline dönüştürüldü. Dicle Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Mehmet Karakoç ve akademisyenlerin katılımıyla üniversitenin Kültür ve Kongre merkezinde yapılan basın toplantısıyla kamuoyu ile paylaşılan raporda, yıkılan yapıların taşıyıcı sistemlerinin esnek olduğu belirtildi.
‘TAŞIYICI SİSTEMLERİMİZ ESNEK, YAPILARDAKİ DİRENCİN ARTTIRILMASI GEREKİYOR’
Raporu hazırlayan Dicle Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İdris Bedirhanoğlu, yıkılan binalarda yapılan incelemede taşıyıcı sistemlerin eksik olduğunun görüldüğü, bunun önlenmesi için direncin perde duvar ve kolon miktarlarının arttırılması gerektiğini ifade ederek şöyle söyledi:
“Taşıyıcı sistemlerimiz çok esnek. Depreme çok az direnç gösteriyor. Bu direncin artırılması lazım, bunun için de binanın yükünü taşıyan perde duvar ve kolon miktarlarının artırılması gerekiyor. Bu çok çok önemli ve bu oranların sayısal olarak yaptığımız hesaplamalarda az olduğunu gördük. Birçok ilde yaptığımız bina incelemelerinde bunu gördük. Bunun giderilmesi gerekiyor. Diğer bir konu ise detaylandırma. Detaylandırmalar, küçük detaylar gibi geliyor. Küçük bir detay diyoruz ama etkisi çok büyük. Bazı yerlerde aralıkların çok daha büyük olması o kolonda göçmeye neden oluyor. Kancaların yapılmaması veya da kötü yapılması, yani küçücük bir bağ teli eksik yapılıyor, beton döküm sırasında kayıyor veya yanlış bir yere kaymış oluyor, bu detaylandırmalar küçük detaylar, fakat etkisi çok büyük hususlardır. Biz bunlara dikkat çektik ve bu depremlerde de göçmeye neden olan, hasara neden olan, ağır hasara neden olan bu detaylar oldu. Fakat bu detaylar uygun yapılmadığı zaman kağıt üzerinde yapılan çizimlerle uygulamadaki davranış birbirini tutmuyor.”
‘DETAYLARIN DA DENETLENMESİ LAZIM’
Binalarda kullanılan beton ve çelik donatılar gibi detayların da denetlenmesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Bedirhanoğlu, “Bundan sonra bu felaketleri yaşamamamız için bizim binamızın güvenliğini riske atmamamız lazım. Üzerine çok iyi düşünmemiz lazım. Bunun için kolon ve perde miktarımızı artırmamız gerekiyor. Binamızın daha dirençli olması lazımdır. Ondan sonra detaylardan ödün vermememiz lazım. Statik detaylar, donatı detayları, beton kalitesi, bunlardan ödün verilmemesi lazım. Hatta bu kapsamda şöyle bir önerim var. Bina bittikten sonra da bu detayların denetlenmesi lazımdır. Biz sürekli bu eksiklikleri söylüyoruz. Ama maalesef eksik uygulandığını, gene bir sürü hatanın olduğunu görüyoruz. Bu depremler üzerine çok iyi çalışmak lazım ve bu yazılan bütün raporların, önerilerin, Tavsiyelerin çok iyi göz önüne alınması lazım. Bunla hareket edilerek hem yeni yapılarımızı gözden geçirmemiz gerekiyor” diye konuştu.