Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan CHP'ye sert tepki: Ceza ise ceza, kuru özür ile geçiştirilemez
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Grup Başkanvekilimiz Özlem Hanım'a 'susturun bu kadını' diyecek kadar ahlaksız, edepsizce davranan CHP yetkililerine prim verecek değiliz. Ceza ise ceza. Bunlar kuru özürle geçiştirilecek işler değil" dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin genel merkezinde Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuştu.
Erdoğan, "Ülkemize ve milletimize husumet besleyenleri şaşırtmak, bizim için en büyük şereftir." ifadesini kullandı. "CHP Genel Başkanı, Türkiye'nin tüm milli meselelerinde sinsi, hasmane ve yıkıcı bir tavır içindedir." diyen Erdoğan, şunları kaydetti: "Bu zatın kendi geçmişinden, kendi köklerinden utanması bizi ilgilendirmez. Ama hiç kimsenin milletimizin tarihine, ecdadın aziz hatırasına haksızlık etmesine rıza gösteremeyiz. Kendi ülkesini küresel sermayeye kötüleyerek dış yatırım gelmesinin önüne geçmeye çalışmanın adı, ihanetin dik alasıdır."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:
AK Parti 7’nci Olağan Kongre Sürecini, belirlediğimiz takvime uygun şekilde sürdürüyoruz. Aralık ayında, inşallah belde kongreleriyle başlıyoruz. Ardından Şubat ayıyla birlikte ilçe kongrelerimize geçiyoruz. Yaz sonuna doğru il kongrelerimizi başlatacak ve inşallah yıl sonuna kadar da tamamlayacağız.
Önceki haftalarda geçmişten bugüne davamıza hizmet etmiş tüm il başkanlarımızla bir araya geldik. Sağ olsunlar, kuruluşundan şimdiye kadar partimizde il başkanlığı görevi üstlenmiş hemen tüm arkadaşlarımız toplantımıza iştirak etti. İnşallah bu tür buluşmaları devam ettireceğiz. AK Parti’de "eski" diye bir kavram yoktur. Her AK Partili son nefesine kadar bu kutlu davanın mensubudur. Partimizde sadece görev değişikliği olur.
Her zaman söylediğim gibi, AK Parti’nin sahibi millettir. Bunun için teşkilatlarımızın milletimizle en güzel kucaklaşmayı sağlayacak isimlerden oluşması gerekiyor.
"TEŞHİSİ DOĞRU KOYACAĞIZ"
AK Parti kimliğiyle milletimizle muhatap olan her kardeşimizin bu gerçekler ışığında çalışmalarını yürütmesi gerekiyor. Özellikle 2018 ve 2019 seçimlerinin sonuçlarını, adeta sandık sandık, mahalle mahalle, ilçe ilçe tetkik ederek, gereken dersleri çıkarmamız şarttır. Şayet bir yerde oyumuz düşmüşse, hele hele milletvekili ve belediye başkanı sayımız azalmışsa, hiçbir şey yok gibi hareket edemeyiz. Bu tür yerlerde önce teşhisi doğru koyacağız, sonra da en ideal çözümü hayata geçireceğiz.
Teşkilat Başkanlığımız başta olmak üzere, Genel Merkezimizdeki tüm birimlerimizin bu konudaki çalışmalarını titizlikle yürüttüklerine inanıyorum. Kongrelerimizde ortaya çıkacak yeni teşkilat yapımız, 2023 ve 2024 seçimlerindeki başarımızda hayati rol oynayacaktır. Bunun için en küçük bir eksikliğe, boşluğa, hataya meydan vermeden süreci tamamlamalıyız.
"ELDE ETTİĞİMİZ SONUÇLAR, BAŞLI BAŞINA BİR BAŞARI HİKAYESİ"
Gerçekten de sadece son birkaç yılda Suriye’de, Irak’ta, Doğu Akdeniz’de, sığınmacı meselesinde ve diğer pek çok konuda elde ettiğimiz sonuçlar, başlı başına bir başarı hikayesidir. Bu sorunlar üzerinden Türkiye’ye diz çöktürmeyi planlayanlar, ülkemizin elde ettiği kazanımlar karşısında şaşkınlıklarını da gizleyemiyorlar. Ülkemize ve milletimize husumet besleyenleri şaşırtmak bizim için en büyük şereftir. Yürüttüğümüz mücadelede en büyük güç ve moral kaynağımız, milletimizin desteğidir.
"YALANDA VE İFTİRADA ADETA SINIR TANIMIYORLAR"
Yurt içinde ve yurt dışında, gittiğimiz her yerde karşılaştığımız samimi sevgi seli, bunun en büyük ispatıdır. Ancak, beka mücadelemizde durum böyleyken, iç siyasette bambaşka bir fotoğrafla karşı karşıyayız. Cumhur İttifakı içinde birlikte olduğumuz MHP ve diğer arkadaşlarımız, sağ olsunlar, bugüne kadar attığımız her adımda bize destek verdiler. Buna karşılık CHP ve HDP ile onlarla birlikte hareket eden marjinal çevreler, yalanda ve iftirada adeta sınır tanımıyorlar.
Özellikle CHP Genel Başkanı, Türkiye’nin tüm milli meselelerinde, sinsi, hasmane ve yıkıcı bir tavır içindedir. Dünkü grup toplantımızda Sakarya’daki tank palet fabrikası, istihdam, emeklilik konularındaki yalanlarına cevaplarımızı verdik. Buna rağmen aynı yalanların bir kısmını, bizden hemen sonra geçtiği kameralar karşısında yenilerini ekleyerek tekrarlamaktan hicap duymadı.
"İspatla" diyoruz, onu yapamıyor. "Yalan söyleme" diyoruz, tıyneti icabı, bundan da kendini alamıyor. Madem hakkı söyleyemiyorsun, öyleyse hiç olmazsa "sus" diyoruz, onu hiç beceremiyor. Ağzını her açtığında, dünyanın en büyük devletlerini kurmuş ve medeniyetini inşa etmiş ecdadımıza hakaret etmeyi maharet sanıyor.
''BU ZATI KÜRESEL SERMAYE DE CİDDİYE ALMIYOR''
Bu zatın kendi geçmişinden, kendi köklerinden utanması bizi ilgilendirmez. Ama hiç kimsenin milletimizin tarihine, ecdadın aziz hatırasına haksızlık etmesine rıza gösteremeyiz. Bu kişinin çocuklarımızın geleceğine de saygısı yok. Can ve mal güvenliği olmayan ülkeye yabancı sermaye gelmezmiş. Yabancılara Türkiye'ye yatırım yapmayın diyor. Kendi ülkesini küresel sermayeye kötülemenin adı ihanetin dik alasıdır. Bu zatı küresel sermaye de ciddiye almıyor. Şu an itibariyle borsamız 107 bini yakalamış vaziyette. Ekonomimize saldırılar yaşanırken kendisini hiç ortada görmedik. Teröristlere bunlar teröristtir dediğini hiç ağzından duymadık.
''CEZA İSE CEZA, KURU ÖZÜRLE GEÇİŞTİRİLECEK İŞLER DEĞİL''
İşte dün parlamentoda, bizim Grup Başkan Vekilimiz bir hanımefendiye bunlar saldırdılar. Aynen geçmişte olduğu gibi. Geçmişte de malum Ecevit, o zaman yine bir bayan milletvekilimize, şimdi Malezya Büyükelçimiz, ona "susturun bu kadını" diye hakaret etmişti. Şimdi dün de oradan ilhamla Grup Başkanvekilimiz Özlem Hanım'a 'susturun bu kadını' diyecek kadar ahlaksız, edepsizce davranan CHP yetkililerine prim verecek değiliz. Kimse kusura bakmasın. Biz bu ahlaksızlara, bu edepsizlere prim verecek durumda değiliz. Tüm grubumuz, hele hele bir bayan milletvekilimize bu şekilde saldıracak olan ahlaksız, edepsizlere bu parlamento içinde parlamento içinde gereken cevabı vermesi lazım.
Ceza ise ceza. Özür diledi, bıraksınlar bu işi. Bunlar öyle kuru özürle geçiştirilecek işler değil. Bu zatların yaptıkları ilk defa değil. Sürekli yaptıkları şeyler bunlar. Zaten bunların başkanları şahsıma, bir diğeri yine bir konuşmasında şahsıma yine bu parlamentonun çatısı altında her türlü hakareti, edepsizce yaptılar. Bunların edepsizlikleri karşısında artık susmak yok. Gereği neyse bunlara artık cevabını vereceğiz.
Müslüman bir sokulduğu yerden bir daha sokulmaz. Bunu bileceğiz. Onun için de Grup Başkan Vekilimizin hukukunu tüm grup olarak orada en yüksek seviyede koruma altına almamız hepimizin görevidir. Tüm oradaki milletvekili arkadaşlarımın görevidir. Burası yolgeçen hanı değil, bir parlamentodur. Dolayısıyla bu parlamentonun içerisinde özellikle Grup Başkanvekili bir hanım kardeşimizin hukukunu sonuna kadar korumak bizim görevimizdir.