Çorlu tren faciasının ardından adalet arayışı süren aileler, mahkemede isyan etti: "5 yıldır ölüp ölüp diriliyorum"
Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 25 kişinin hayatını kaybettiği, 328 kişinin yaralandığı tren kazasıyla ilgili, 13 sanıklı davada 12. duruşma görüldü. Faciada 9 yaşındaki oğlu Oğuz Arda Sel'i yitiren anne, "Bizler burada 5 yıldır adalet arıyoruz. 5 yıldır ölüp, ölüp diriliyorum." diyerek isyan etti.
8 Temmuz 2018 günü Edirne'nin Uzunköprü ilçesinden İstanbul Halkalı'ya gitmek için hareket eden, içinde 362 yolcu ve 6 personelin bulunduğu, Tekirdağ'ın Çorlu ilçesi Sarılar Mahallesi yakınlarında raydan çıkan ve 7'si çocuk 25 kişiye mezar olan tren faciasına, adalet arayışı devam ediyor.
Bugün, kazaya ilişkin 12. duruşma görüldü.
Kazanın yaşanmasında kusurlu bulunan TCDD 1'inci Bölge Müdürlüğü Halkalı 14'üncü Demiryolu Bakım Müdürlüğü'nde müdür olarak görev yapan Turgut Kurt, Çerkezköy Yol Bakım Şefliği'nde çalışan Yol Bakım ve Onarım Şefi Özkan Polat, Yol Bakım Şefliği'nde Hat Bakım ve Onarım Memuru Celaleddin Çabuk ile TCDD bünyesinde çalışan ve mayıs ayındaki yıllık umumi muayene raporunda imzası bulunan Köprüler Şefi Çetin Yıldırım hakkında 'taksirli ölüme ve yaralanmaya neden olmak' suçundan 2'şer yıldan 15'er yıla kadar hapis cesabı istemiyle Çorlu 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı.
9 GÖREVLİYE DAHA DAVA AÇILDI
Sanıkların tutuksuz yargılandığı dava sürürken, Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı alınan yeni bilirkişi raporunun ardından soruşturmanın genişletilmesine karar verdi. Savcılık, kazanın meydana gelmesinde hava durumunun takip edilmemesi, hava durumunun takip edilememesi nedeniyle olumsuz hava koşullarında demir yolu hattının özel olarak muayene edilememesi, menfezin ve çevresindeki hat kesimin gerekli bakımlarının, temizliğinin, yabani otla mücadelesinin yapılmaması, kaza yeri menfezinin İstanbul istikametindeki büzün tıkalı olması nedeniyle, büze gelen yağmur suyunun aradaki kanal vasıtasıyla kaza menfezine yönelmesi sebeplerinin etkili olduğunu değerlendirdi.
Değerlendirmenin ardından savcılık; kazada sorumlulukları bulunduğunu anlaşılan, TCDD 1'inci Bölge Müdürlüğü'ndeki 9 görevli hakkında da 'taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve neden olmak' ve 'bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak' suçlarından Çorlu 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 3 yıldan 15 yıla kadar hapis istemiyle dava açtı.
TUTUKLANIP, TAHLİYE EDİLDİ
Haklarında kamu davası açılan TCDD görevlileri, olay tarihinde TCDD 1'inci Bölge Müdürü Nihat Aslan, bölge müdürlüğünde bakım servis alanlarından sorumlu müdür yardımcısı L.M., TCDD 1'inci Bölge Demiryolu Bakım Müdürü Mümin Karasu, üstyapıdan sorumlu bakım servis müdür yardımcısı L.K., altyapıdan sorumlu bakım servis müdür yardımcısı N.A., yol kontrolü olarak görev yapan B.O., inşaat mühendisi T.B.Ö., mühendis olarak görev yapan D.P. ve K.B.'nin de yargılanmasına başlandı. Bir önceki duruşmada, Mümin Karasu'nun tutuklanmaya yönelik yakalama kararı verildi. Karasu, 10 Ekim 2022 günü adliyeye giderek teslim olduktan sonra tutuklandı. Avukatlarının itiraz ile Karasu, 24 Aralık 2022'de yurt dışına çıkış yasağı tedbiriyle tahliye edildi.
'ADALET BİR GÜN HERKESE LAZIM OLACAK'
1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek 12'nci duruşma, öncesinde kazada hayatını kaybedenlerin aileleri ile bazı yaralılar, duruşmanın yapıldığı Halk Eğitim Merkezi önüne yürüdü. Kazada oğlu Oğuz Arda Sel ile eşi Hakan Sel'i kaybeden Mısra Öz, kazanın üzerinden 5 yıl geçtiğini belirterek, "Bugün, Çorlu tren kazasının 12'nci duruşmasına giriyoruz. 5 yıl geçti, 5 yılda sadece 1 tutukluyu 45 gün içeride tuttular, biz evlatlarımızı toprağın altında seviyoruz. Her duruşmada katillerin pankartlarını, isimlerini resimlerini ellerimizde taşıyoruz. Gerçek sorumluların sorumluluğunu bilmeyerek, iş yapanların neticesinde evlatlarımızı kaybettik. Davamızdan vazgeçmeyeceğiz, adalet bir gün herkese lazım olacak. Hatta bu kararları da vermeyip, 5 yıldır adalet peşinde bizleri koşturanların da ihtiyacı olacak. Eğer bugün buradaysak, yarın sizin evlatlarınız mezarda olmasın diye tüm çabamız. Katiller hesap vermedikçe biz sevdiklerimizi, sizler de sevdiklerinizi kaybetmeye devam edeceksiniz. Bugün Mümin Karasu, içeride bütün sanıkların işaret ettiği asıl kişi. Mümin Karasu, 5 yılın sonunda ilk defa yargının karşısında hesap verecek. Gerçek sorumluları korumaktan vazgeçene kadar burada olacağız" dedi.
Kazada kızı Bihter Bilgin'i, 2 kız kardeşini ve yeğenini kaybeden Zeliha Bilgin, "Adalet uyumaya devam ediyor. Ama bizler burada olduğumuz sürece adaleti uyandıracağız. Bir gün bu haklı davamızda haklı çıkacağız" diye konuştu.
KIZININ PANTOLONUNU GÖSTERDİ
Basın açıklamasının ardından aileler, duruşma salonuna polis arama noktasından aranarak alındı. Zeliha Bilgin, duruşmada kaza günü kızı Bihter Bilgin'in üzerindeki kanlı pantolonunu göstererek, "Ben, bunun için mücadele veriyorum. 5 sene oldu. Aynı acıları yaşamadan ölmeyin inşallah. Ne bana hesap verebileceksiniz ne adalete ne de Allah'a. Allah aynısını size de yaşatsın. 5 yıldır dua ediyorum" dedi.
KARASU: UYARILARIM DİKKATE ALINMADI
Tutuklu kaldıktan sora itiraz üzerine tahliye edilen TCDD 1'inci Bölge Demiryolu Bakım Müdürü Mümin Karasu, ilk kez hakim karşısına çıkarak savunma yaptı. Karasu yaklaşık 3 saat süren savunmasında iddianamede kendisine yöneltilen suçlamaları kabul etmediğini belirterek, şunları söyledi:
"Ben yol müdürü değilim, servis müdürüyüm. Bana istinat edilen suçlar benim görevim dahilimde olan işler değil. Benim hakkımda iddianamede bulunan suçları kabul etmiyorum. İddianamede ben hedef gösterilmek istendim. Kazada bölge müdürü, demir yolu bakım müdürleri, alt yapı, üst yapı şube müdürleri ve alt yapı ekipleri bu kaza da taraf olması gerekiyor. Ben yaptığım turne denetimlerinde gördüğüm olumsuzlukları görevlilere bildirdim. Ama benim uyarılarım dikkate alınmadı. Senede iki tane turne denetim görevim vardı. Bunları hiç aksatmıyordum. Bunları özellikle yazdan çıkarken ve kışa girerken yapıyordum. Olayın yaşandığı günden 10 gün önce de turne görevimi yerine getirmiştim. Alt yapı, üst yapı denetimleri daire başkanlığının yetkisindeydi. Bölgenin inisiyatif alarak çalışma yapması mümkün değildi. Olaydan sonra menfezde bazı çalışmalar yapılmış, bunlar herhangi bir mühendislik çalışması değil. Bu çalışmaların neden yapıldığını bilmiyorum. Bölge müdürleri gece bölgede nöbetçi ekipleri bırakması gerekiyordu. Kazanın olduğu gün nöbetçi bir ekip bırakılmamış. Kaza ile ilgili olarak TCDD daire başkanlığı olaya gerekli hassasiyeti göstermemiştir. Ben üzerime atılan suçlamaları kabul etmiyorum."
BÖLGE MÜDÜRÜ ASLAN: KAZANIN OLDUĞU YERLE İLGİLİ BANA SORUN İLETİLMEDİ
Duruşmada, sanıkların savunmaları alındı. TCDD 1’inci Bölge Müdürü Nihat Aslan, savunmasında kurumdaki görevinin servisler arasındaki koordinasyonu sağlamak olduğunu söyledi. Aslan, "Meteoroloji ile herhangi bir protokol yapmak benim yetkimde değildi bunu genel müdürlük yapabilir. Ben bununla suçlanıyorum ama bu benim görevim değil. Benim servislere veya denetimlerine müdahale etmem mümkün değil. Kazanın olduğu yerle ilgili bana önceden iletilen bir sorun yoktu. Onay için bana gelen evrakların hepsini okuyamıyordum, bazılarını hızlıca göz atıp imzalıyordum" dedi.
Bakım servis alanlarından sorumlu müdür yardımcısı Levent Meriçli de hakkındaki suçlamaları kabul etmeyerek beraatını talep etti. Meriçli, üzerine atılı olan suç isnadının, görev yetkisi dışında olduğunu savunarak, "Kazadan sonra kazanın olduğu hatta doğrudan temin yoluyla bakım çalışması yapıldı. 3 ay içerisinde de meteoroloji ile protokol yapıldı. Yağış durumuna göre bizlere bildirim geliyordu. Herhangi bir yağış uyarısına göre ekipler hat üzerinde kontrol yapıyordu. Hat üzerinde kazadan önce 2017 yılında yapılan turne de herhangi bir soruna rastlanmamıştı" ifadelerini kullandı.
MISRA ÖZ: 5 YILDIR ÖLÜP ÖLÜP DİRİLİYORUM
Sanıkların savunmasının ardından kazada ölen Oğuz Arda Sel’in annesi Mısra Öz, söz alarak, iki gün önce oğlunun doğum günü olduğunu ve onun soğuk mezarına sarıldığını anlattı. Öz, şöyle devam etti:
"Sayın heyet, karşınızda ve bizim karşımızda sanıklar şunu söyledi, 'Ben aileleri anlıyorum.' Bizi anlayamaz, anlasaydı 5 yıl susmazdı. Çıkarlardı bütün savunmalarını daha önce de yaparlardı. 'Onu bilmiyorum, bunu bilmiyorum, hatırlamıyorum' diyorlar, bunun hakkında yorum yapmak benim haddime değil. Savcılığın yazdığı iddianamenin üzerinden Devlet Demir Yolları gün gelecek hesap soracaktır diyebiliyorlar. İşlerine geldiklerinde her şeyi çok güzel eleştiriyorlar, savcılığa kafa tutuyorlar, heyetinize kafa tutuyorlar. Bizim acılarımız üzerinden ahkam kesiyorlar. Bizi anladıklarını düşünmüyoruz bile. Bizler burada 5 yıldır adalet arıyoruz. 5 yıldır ölüp, ölüp diriliyorum. Ben buraya serumla geliyorum. Kaç tane operasyon geçirdim, kaç tane operasyon geçireceğim. Buradaki insanların sağlık sorunlarının hiçbirini bilmiyorsunuz. Bu kadar basit değil, bu kadar kolay değil. Gördüğünüz bir şey varsa söyleyeceksiniz, size ahkam kesin demiyoruz. Suçlu atfında bulunun demiyoruz, mahkeme heyetinin işine de karışın demiyoruz. Ama gördüklerinizi anlatın diyoruz. Çok güzel bir şekilde savcılığa da tehdit savurdunuz. Hakimlerin işlerine de karıştınız. Acılarımızı da anladınız. İşinize geldi hatırlamıyorum da dediniz. Zaten birisi hatırlamıyorum dedi. Siz bizi anlayamazsınız. Siz insan öldürdüğünüzün bile farkında değilsiniz. Evladımın katillerisiniz, ortaklarısınız. Bu acıları çekmek reva mı? 40 gün içeride kalamadınız. Heyet karar veriyor, her zaman için Türk milleti adına gereğini düşünülüyor ne yazık ki gereği yapılmıyor. Bir gün sakladığınız, isimlerini söyleyemediğiniz kişiler yargı karşısına çıkacak."
GERGİNLİK YAŞANDI
Mahkeme heyetinin karar vermek için ara verdiği sırada arbede yaşandı. İddiaya göre, bir sanık avukat ile aileler arasında tartışma yaşandı. Ailelerin sert tepki göstermesi üzerine yaşanan gerginlik, polis ekiplerinin müdahalesiyle sona erdi.
Mahkeme heyeti, kaza sonrası TCDD ve Meteoroloji Genel Müdürlüğü arasında yapılan protokol ile TCDD'nin kazadan önce bölgede teknik inceleme yapılıp yapılmadığını öğrenmek için müzekkere yazısı yazılmasına karar verip, duruşmayı 21 Mart'a ertelenmesine karar verdi.
Kaynak: DHA