CHP'den maske fiyatı eleştirisi

koronavirüs

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, partisinin genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Öztrak, maske fiyatı konusunda eleştirilerde bulundu.

CHP Sözcüsü Faik Öztrak, maskede tavan fiyatın 1 lira olarak belirlenmesine eleştiri getirerek, "Şimdi maskeye bir de tavan fiyat getirmişler. 1 lira. Bir aileye yılda bir defaya mahsus olmak üzere 1000 TL para verdiler. Ailenin 2 bireyi her gün dışarı çıkmak zorunda kalsa, ailenin yıllık maske gideri 730 lira eder. Bin liradan geriye 270 lira kalır. Bu 270 lira ile millet karnını mı doyuracak, kirasını mı ödeyecek, elektrik faturasını mı ödeyecek? Bizim belediyelerimiz bedava maske dağıtmayı becerdi ama saray hükümeti beceremedi. Çıplak gerçek bu. Ama bir şey daha yaptılar, belediyelerimizin maske dağıtmasını da engellemeye kalkıştılar." dedi. 

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, Türkiye Futbol Federasyonu'nun (TFF) ligleri başlatma kararına ilişkin, "TFF devlet içinde ayrı bir devlet de bizim mi haberimiz yok. Yarın restoran, eğlence mekanları ve kafe sahipleri kendi özgür iradeleriyle işe başlamak isterse ne diyeceksiniz?" dedi.

Öztrak, CHP Genel Merkezinde basın toplantısı düzenledi. Sözlerine hafta sonu Anneler Günü'nün kutlanacağını anımsatarak başlayan Öztrak, başta şehit anneleri olmak üzere tüm annelerin Anneler Günü'nü kutladı.

Öztrak, hükümetin Kovid-19 salgınından çıkışa yönelik bazı kararları kamuoyuyla paylaştığını belirtti.

Türkiye'nin hala dünyada en yüksek vaka sayısına sahip dokuzuncu ülke olduğunu ifade eden Öztrak, sağlık çalışanlarının gayretleriyle salgının kontrolde olduğunu ve hastaların tedavisinde belirli bir aşamaya gelindiğini söyledi. Öztrak, bunda toplumun kurallara uyum konusundaki özeninin de büyük katkısı olduğunu belirtti.

Öztrak, gelen öncü verilerin, daha önce ifade ettikleri kaygı ve uyarılarında haklı olduklarını gösterdiğini söyleyerek, "Salgınla mücadelede ikinci raunda iyi başlamadık. Beş gün aranın ardından günlük hasta sayısı 6 Mayıs'ta yeniden iki binli rakamların üzerine çıktı. Dün de bunun etrafında seyrediyordu." diye konuştu.

Salgından çıkışta ikinci dalgaya neden olmamak için bilimsel gerçeklere riayet ve karar sürecinde şeffaflık gerektiğini kaydeden Öztrak, Bilim Kurulu'nun yeni uzmanlık ve yetkinliklerle takviye edilmesi gerektiğini dile getirerek, "Kurul, çıkış stratejisini artık sektör bazında belirlemelidir. Hatta il bazında belirlemelidir. Ancak son açıklamalara göre bu konuda bir başıbozukluk var." ifadelerini kullandı.

LİGLERİN YENİDEN BAŞLAMASI

Öztrak, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın, TFF'nin ligleri yeniden başlatma kararında bakanlığının ya da Bilim Kurulu'nun katkısı olmadığını, sorumluluğun federasyonda olduğunu söylediğini aktararak, şunları kaydetti:

"TFF devlet içinde ayrı bir devlet de bizim mi haberimiz yok? Eğer salgından çıkış böyle yönetilecekse, isteyen istediği gibi kendi özgür iradesine göre hareket edecekse, Bilim Kurulu neden var, Sağlık Bakanlığı neden var, bakan olarak siz neden varsınız? Yarın restoran, eğlence mekanları ve kafe sahipleri kendi özgür iradeleriyle işe başlamak isterse ne diyeceksiniz? AVM'ler 11 Mayıs'ta açılacak. Sağlık Bakanı'nın 'Bunları biz kapatmadık ki, biz açalım' gibi muğlak ifadelerinden kararın, kurulun yaptığı tavsiyeler arasında olmadığı ortaya çıktı. AVM'lerin açılması kararının bilimsel değil, siyasi olduğunu anladık."

Bilim Kurulu'nun onayından geçmeyen hiçbir kararın alınmaması gerektiğini belirten Öztrak, bu süreçte şeffaflığa da uyulması gerektiğini kaydetti.

Öztrak, şöyle devam etti:

"4 Mayıs'ta açıklanan kararlardan önce yapılan toplantıda, kurulun hükümete neler önerdiği, nasıl bir tedbir listesi hazırladığı mutlaka açıklanmalıdır. Bundan sonra Bilim Kurulu toplantılarında konuşulanlar düzenli olarak kamuoyuyla paylaşılmalıdır. Bilim Kurulu'nun hazırladığı tedbir listelerinin, kapalı zarf içinde saraya gönderilmesinden vazgeçilmelidir."

Öztrak, hükümetin kurulun onayından geçen stratejiyi uygulayıp uygulamadığının TBMM tarafından denetlenmesi, siyasi hesap ve çıkar uğruna milletin canının riske atılmaması gerektiğini ifade etti.

Hükümetin fabrikalarda çalışan işçileri, sokağa çıkmama tedbirleri kapsamı dışında tuttuğunu anlatan Öztrak, "Şimdi bu siyasi tercihin insani maliyeti netleşmektedir. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisinin tespitlerine göre, sadece nisanda en az 103 işçimiz virüs nedeniyle yaşamını yitirmiştir. Korona maalesef işçi sınıfımız için ölümcül bir meslek hastalığına dönüşmektedir. Bu hastalığın iş cinayetlerine dönüşmemesi için tedbirler mutlaka sıkılaştırılmalıdır." diye konuştu.

Salgından çıkış sürecinde başta yüz maskesi olmak üzere koruyucu malzemeye erişimin kolaylaştırılması gerektiğini ifade eden Öztrak, hükümetin millete beş maskeyi dağıtamadığını, sonunda başa dönerek 55 ülkeye bedava gönderdikleri maskelerin satışına karar verdiğini söyledi.

Öztrak, millete bedava maske dağıtan CHP'li belediyelerin ise engellenmeye çalışıldığını öne sürdü.

Ataların "El iyisi olacağına ev iyisi ol" diye bir öğüdü bulunduğunu hatırlatan Öztrak, "Bu hükümet el iyisi bir hükümet. Kendi vatandaşı maske beklerken, ABD'ye, İngiltere'ye, İspanya'ya, İtalya'ya uçak dolusu maskeyi bedavaya gönderiyor." değerlendirmesinde bulundu.

Sadece salgın için değil, ekonomi için de bir çıkış stratejisine ihtiyaç bulunduğunu, doların dün 7 lira 27 kuruşu görerek rekor kırdığını belirten Öztrak, hükümetin "Başkanlık sistemi ekonomimizi uçuracak" diye göreve geldiğini ancak ekonominin değil, doların uçtuğunu ifade etti.

Milletin gelirinin, parasının, satın alma gücünün, dolar karşısında eridiğini kaydeden Öztrak, şimdi de Londra merkezli finans kuruluşlarının Türk lirasına saldırısından bahsedildiğine işaret etti.

Liranın sadece dolar, avro, sterlin karşısında değil, Güney Afrika, Endonezya, Meksika, Malezya ve Rusya para birimlerine karşı da değer kaybettiğini söyleyen Öztrak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Tüm dünya başkentleri işi, gücü bıraktı Türk lirasına mı saldırıyor? Ülkemiz maalesef devlet aklıyla değil, trol aklıyla yönetiliyor. Sormazlar mı 'Arkadaş sen bu ekonomiye ne yaptın, ekonominin bünyesini nasıl bu kadar zayıf düşürdün?' diye. Devlet ciddiyetle yönetilir. Devlet yönetimi gayrı ciddiliği kaldırmaz. Ellerine almışlar bir kılıç, oraya buraya savuruyorlar. Maç devam ederken sürekli kural değiştiriyorlar, günü kurtarmaya dönük bölük pörçük işler yapıyorlar. Aspirin tedavisi, pansuman. Bu da mücadelede atılacak elde kalan barutun boşa gitmesine yol açıyor. Öz güvenini yitirmiş bir yönetim algısını her gün biraz daha pekiştiriyorlar. Napolyon'a atfedilen meşhur bir sözdür: Kılıçla pek çok şey yapabilirsiniz ama üzerine oturamazsınız. Tehditle, kavgayla, sopayla yapılan hiçbir işten hayır gelmez. Piyasaları daha da gerersiniz, panik ve korkuyu beslersiniz. Bunun yaratacağı ekonomik çöküntünün altında da 83 milyon hep beraber kalırız."

Hükümetin yeni bir programı milletin önüne koyması gerektiğini savunan Öztrak, kaynakların milletin aşının ve işinin korunması için kullanılması gerektiğini vurguladı.

"ŞOFÖR ESNAFINDAN MTV ALINMASIN"

Salgının ilk evresinde işe giderken ya da zaruri ihtiyaçlarını karşılamak için sokağa çıkmak zorunda kalan vatandaşlara verilen para cezalarının affedilmesini, iş yapamayan şoför esnafından da Motorlu Taşıtlar Vergisi'nin alınmamasını isteyen Öztrak, bütçenin imkanlarının toplumun kırılgan kesimlerini ayakta tutacak şekilde kullanılması gerektiğini anlattı.

CHP'li milletvekillerinin milletin sorunlarını sahada takip etmeye çalıştıklarını, partisinin belediyelerinin tüm imkan ve araçlarını toplumun en kırılgan kesimlerine desteğe kullandıklarını dile getiren Öztrak, bunların, partisinin iktidara ne kadar hazır olduğunu gösterdiğini söyledi.

Öztrak, Yükseköğrenim Kurumları Sınavı'nın (YKS) tarihinin 25-26 Temmuz olarak kalması gerektiğini belirterek, zaten zor bir dönemden geçen gençlerde yeni travmalara neden olunmamasını istedi.

Antalya'nın Serik Belediyesinde iki bakanın huzurunda bir rüşvet skandalı yaşandığını ileri süren Öztrak, "Savcılar ve İçişleri Bakanlığı bu konuda devreye girecek mi?" diye sordu.

Daha önce hükümete sordukları bazı sorulara cevap alamadıklarını kaydeden Öztrak, şu soruları yöneltti:

"Bu yılın başından beri topladığınız, borç aldığınız, bastığınız, döviz satarak elde ettiği toplam 537 milyar lira ve İşsizlik Sigortası Fonu'ndaki 132 milyar lira nerelere kullanıldı? S-400 füzelerini ne zaman aktive edeceksiniz? Sakarya Tank Palet Fabrikası'na yapılacak dediğiniz 50 milyon dolarlık yatırım yapıldı mı, yapılmadı mı? Nisan'da Osmangazi ve Yavuz Sultan Selim Köprüleri için bütçeden 2 milyar 720 milyon liralık garanti ödemesi yapılması gerekiyordu, bu ödemeler yapıldı mı, yapılmadı mı?"

DANIŞTAY BAŞKANLIĞI'NA ZEKİ YİĞİT'İN SEÇİLMESİ

Öztrak, bir gazetecinin, Danıştay Başkanlığına Zeki Yiğit'in seçilmesine ilişkin yorumunu sorması üzerine, "Yiğit'in 2018 referandumunda mühürsüz oylarla ilgili kararın altında imzası var. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinden sonra milli iradenin haksız, hukuksuz şekilde iptaline yol açan kararda da imzası var. Bu yiğidin kimin yiğidi olduğunu görüyoruz. Anlaşılan sarayın yiğidi Danıştay Başkanlığına seçilmiş durumda." diye konuştu.

Bir gazetecinin İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un eviyle ilgili iddiaları nedeniyle CHP Grup Başkanvekilleri Özgür Özel ve Engin Özkoç hakkında soruşturma başlatıldığını hatırlatması üzerine Öztrak, şu değerlendirmede bulundu:

"Bu soruşturmaları anlamakta büyük güçlük çekiyorum. Üst düzey bir devlet memurunun Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait araziyi kiralaması hususudur. Tabii ki bununla ilgili millet adına Grup Başkanvekillerimiz her türlü soruyu soracaklar, bununla ilgili yayınları takip edeceklerdir. Bundan hiçbir şey çıkmaz."

maske satışı CHP koronavirüs