Canını dişine taktı, 10 yılda 20 binden fazla fidanı toprakla buluşturdu: Mustafa öğretmenin örnek hikayesi...
Erzincan'ın Kemaliye ilçesine bağlı Yuva köyünde yaşayan 3 çocuk babası emekli öğretmen Mustafa Özer (74), 10 yılda çam, ıhlamur, dut ve bademden oluşan 20 binden fazla fidanı toprakla buluşturdu. Özer, bir yandan da 5 ve 8'inci sınıf öğrencilerine ücretsiz deneme sınav soruları hazırlıyor.
Kemaliye ilçesine bağlı Yuva köyünde 1950 yılında dünyaya gelen Mustafa Özer, 1970'li yıllarda öğretmenliğe başladı. Erzincan'ın Kemaliye ve Kemah ilçelerinin yanı sıra birçok ilde görev alarak öğrenci yetiştiren Özer, tarımla da uğraşmaya başladı. Amasya'da görev yaparken üretim çiftliğinde öğrendiklerini köylülerle paylaşan Mustafa Özer, modern arıcılık denemeleri de yaptı.
Yaklaşık 26 yıllık öğretmenlik hayatından sonra emekli olarak İstanbul'a yerleşen Özer, doğduğu toprakları ve öğrencilerini unutmadı. Öğrenciler için kurduğu 'Garantici Mustafa Hoca' internet sitesinde ücretsiz deneme sınav soruları hazırlayan Mustafa Özer, doğup büyüdüğü Kemaliye'nin Yuva köyüne yerleşti ve çevresini yeşillendirmek için çalışmalara başladı. Başta Yuva köyü olmak üzere çevre köylerdeki kırsal arazilere 10 yıl boyunca çam ve ıhlamur fidanları diken Özer, daha sonra bölge için önemini bildiği dut ve badem ağacına yöneldi.
Coğrafi işaretli dut ağaçlarını Yuva ve Toybelen köylerine diken Özer Öğretmen, bir taraftan da çevre illerden getirdiği badem fidanlarını toprakla buluşturdu. Kemaliye'nin kendine özgü dutunun üretiminin artırılması için çalışan, Fırat Nehri kenarındaki boş alanları adeta dut bahçelerine dönüştüren ve kurduğu bahçelerin etrafını çevirerek korumaya alan Özer, onların bakımını da ihmal etmiyor.
Kemaliye'nin Apçağa ve Sırakonak köylerinde eğimli arazilere de badem fidanları diken Mustafa Özer’in çabası yöre halkının takdirini topluyor. Dağların başına sulama tankları kurarak her gün traktörün arkasına taktığı tankerle ağaçlara su taşıyan Özer, "Anadolu'nun dağ köylerinde öğretmenlik yaptım. Çok güzel günlerim oldu. Doğayla bütünleştim, çiftçilerle yoldaş oldum, öğrendim. Amasya üretme çiftliğine gidip öğrendiklerimi onlarla paylaştım. Modern aracılık yaptım. Sonraki yıllarımda tamamen eğitime yöneldim. Aşağı yukarı 60 yıla yakın eğitimle iç içe yaşadım. Öğrencilerim için sorular yazmaya çalıştım, kendimi geliştirdim. İstanbul'a yerleştiğimde doğduğum toprakları unutmadım. Buraya bir diyet borcum vardı. Babam, dedem bir avuç dut sattıklarında yüzlerindeki gülümsemeyi hiç unutamam.