Bakan Koca açıkladı: 13 tane aşı çalışmamız var

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, yeni tip koronavirüs tedbirlerine ilişkin açıklamalarda bulundu. Koca aşı çalışmalarına ilişkin "13 tane aşı çalışmamız var. Faz 1 çalışmaları başlamadı" dedi.

Çeşitli temaslarda bulunmak üzere sabah saatlerinde Van’a gelen Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ve beraberindekiler, Van Valiliği ve Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi ziyaretinin ardından Edremit ilçesindeki Güvenlik ve Acil Durumlar Koordinasyon Merkezine (GAMER) geçti. Burada Van Valisi Mehmet Emin Bilmez ve AK Parti Van Milletvekili Abdulahat Arvas’ın da katılımıyla gün boyu Van, Bitlis, Muş ve Hakkari il sağlık müdürleri, saha koordinatörleri, kamu hastaneleri başkanları, halk sağlığı başkanları ve hastane başhekimleriyle değerlendirme toplantıları gerçekleştiren Bakan Koca, toplantının ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu.

“DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ COĞRAFİ AYRIK OFİSİ İSTANBUL'DA AÇILDI”

Bakan Koca, bugün Van’daki incelemeleri ve çalışmaları tamamladıklarını belirterek, “Valimizle, il sağlık müdürlerimizle, başhekimlerimizle bölgedeki son durumu masaya yatırdık. Van’ı merkez alarak, devamında Muş, Bitlis ve Hakkari illerimizdeki mevcut durumu ve sağlık hizmetlerini detaylarıyla değerlendirdik. Bu değerlendirmeler kapsamında aldığımız kararları ve bu illerimiz hakkındaki önemli haberleri sizlerle paylaşacağım. Öncesinde, bugün ülkemiz adına sağlık alanında gerçekleştirdiğimiz önemli bir açılışa kısaca değinmek istiyorum. Dünya Sağlık Örgütü Coğrafi Ayrık Ofisi İstanbul'da açıldı. Açılış törenine değerli dostum DSÖ Avrupa Bölge Direktörü Dr. Hans Kluge Kopenhag’tan, bizler de Van’dan video konferans yöntemiyle katılmış olduk. İstanbul Ofisi, Covid-19 başta olmak üzere sağlık alanında insanlığın karşılaştığı tüm krizlere hem hazırlık hem de yanıt verebilme konusunda Avrupa ve dünya için bir rehber ve referans merkezi olacak. Türkiye’nin sağlıkta geldiği seviyenin en önemli göstergelerinden biri uluslararası kuruluşlarda temsilimizi artırıyor olmamız; bir diğeri ise uluslararası sağlık politikalarının ve standartların oluşturulmasında giderek daha etkin rol almamız” dedi.

“KORONAVİRÜSÜN YOL AÇTIĞI HASTALIĞIN KESİN TEDAVİSİ HENÜZ BULUNAMAMIŞTIR”

Türkiye bu süreçte güçlü sağlık altyapısı, tecrübeli ve özverili sağlık çalışanlarıyla başarılı bir sınav verdiğini dile getiren Bakan Koca, “Türkiye yerli üretim kapasitesiyle, tüm dünyanın malzeme ve ilaca erişimde zorluklar yaşadığı bir dönemde, 150’den fazla ülkeye tıbbi malzeme, ilaç ve hatta solunum cihazı yardımında bulunabildi. Bu imkanlarla gurur duymak tüm vatandaşlarımızın hakkı. Sizlerin de bildiği gibi korona virüsün yol açtığı hastalığın kesin tedavisi henüz bulunamamıştır. Ancak ülkemiz erken başlanan etkili ilaç tedavileri ve etkili hastane bakımları sayesinde tedavi açısından en başarılı ülkeler arasına girmiştir. Bu sayede vefat oranımızı düşük seviyelerde tutmayı başardık. Pandeminin başladığı aylarda alınan sıkı önlemler sayesinde vaka sayısını azaltmaya başlamıştık. Kısıtlamaların tamamını katı bir şekilde sürdürmek hiçbir ülke için mümkün olmamıştır. Bizde de haziran ayında ‘Kontrollü Sosyal Hayat’ diyerek toplumsal ve çalışma hayatını sürdürmemize izin veren bir tedbir dönemi başlatılmıştır. Burada önemli olan kontrollü bir hayat tarzı ile ağır hastalık ve can kayıplarını asgari seviyede tutmaktı. Ancak alışkanlıklarımız, geleneklerimiz ve sosyokültürel yapımız, toplumsal ilişki ve sorumluluklarımızın bizleri ‘kontrollü olmayan’ bir sosyal hayatla yüz yüze getirdi. Bunun yansımalarını da hemen gördük” ifadelerini kullandı.

“Orta Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerimiz, sıkı aile bağları ve sosyal ilişkileriyle öne çıkarken; tedbirlerin gözardı edildiği ve dolayısıyla vaka artışının yüksek seyretmeye başladığı bölgeler olarak öne çıktı” diyen Bakan Koca, şöyle devam etti:

“Hasta artışının yaşandığı illerimiz arasında Van, Muş, Bitlis ve Hakkari illeri de vardı. Bazı illerimizde yer yer hızlı hasta artışından kaynaklanan sorunlar gördük. Bu dönemde sıkıntı yaşanan illerimizle bizzat ilgilendim. Valilerimiz ve sağlık yöneticilerimizle sık sık görüşerek, artışta etkili olan nedenleri ve alınması gereken tedbirleri gözden geçirdik. Sıkıntı gördüğümüz illerin sağlık alt yapı ihtiyaçlarına da hızla müdahale ettik. Yatak, cihaz, malzeme ve personel takviyesi yaparak kapasite artımı sağladık. Öncelikle illerde alınan tedbirlerin etkisinin değerlendirilmesi sonucu bazı tedbirlerin, hasta sayısını azaltmadaki rolünü yakından müşahede ettik. Bu gibi tedbirleri yurt çapında yaygın olarak uygulama kararı alındı.”

“SON AY VAN’DA VAKA SAYIMIZDA YÜZDE 100’E VARAN, SON HAFTA İSE YÜZDE 17 ORANINDA ARTIŞ YAŞANDI”

Bugün burada Van’ı merkeze alarak Bitlis, Muş ve Hakkari illerini de değerlendirdiklerini dile getiren Bakan Koca, “Yaptığımız değerlendirmeler neticesinde bu 4 ilimizle ilgili detaylı bilgileri sizlerle paylaşmak istiyorum. Son ay Van’da vaka sayımızda yüzde 100’e varan, son hafta ise yüzde 17 oranında artış yaşandı. Muş’ta son 1 ayda yüzde 15 olan artış, son haftada ise yüzde 8 azalma görüldü. Hakkari’de son 1 ayda yüzde 38 olan vaka artışı, son haftada sabit kaldı. Bitlis’te ise son 1 aya baktığımızda yüzde 9 düşen vaka sayımız, son hafta sabit kaldı. Bu dört ilimizde 65 yaş üstü vatandaşlarımızda görülen vaka oranının, bu yaş grubunun nüfusa göre oranına baktığımızda Van’da 4 kat, Bitlis, Hakkari ve Muş’ta ise 3 kat olduğunu gördük. Yani büyüklerimizi koruma konusunda çok daha fazla çaba göstermeliyiz. Onların virüse daha fazla maruz kalmasına izin vermemeliyiz. Hasta yatak kapasitelerimiz ve yoğun bakım yataklarımızı değerlendirdiğimizde; Van’da 128 olan erişkin yoğun bakım yatak sayımıza 93 yatak ilave ederek 221’e çıkarıyoruz. Van’da yatak doluluk oranı yüzde 53, yoğun bakım doluluk oranı yüzde 74, solunum cihazı doluluk oranı ise yüzde 25. Bitlis’te 55 olan erişkin yoğun bakım yatak sayımızı, 25 ilaveyle 80’e çıkarıyoruz. Bitlis’te yatak doluluk oranımız yüzde 43, yoğun bakım doluluk oranı yüzde 51, solunum cihazı doluluk oranı yüzde 47. Muş’taki yoğun bakım yatak sayımızı 38’den 10 yatak ilavesi ile 48 yatağa çıkarmış olacağız. Muş’ta yatak doluluk oranımız yüzde 35, yoğun bakım doluluk oranımız yüzde 59, solunum cihazı doluluk oranımız yüzde 37. Hakkari ilimizde yoğun bakım yatak sayımız mart ayında 25 idi. Bu süreçte 19 ilaveyle yoğun bakım kapasitemizi 44’e çıkarmış olacağız. Hakkari’de yatak doluluk oranımız yüzde 51, yoğun bakım doluluk oranı yüzde 47, solunum cihazı doluluk oranı yüzde 25” diye konuştu

“TÜRKİYE GENELİNDE YATAK DOLULUK ORANIMIZ YÜZDE 52”

Türkiye genelinde yatak doluluk oranının yüzde 52, yoğun bakım doluluk oranının yüzde 67, solunum cihazı doluluk oranının ise yüzde 32 olduğunu söyleyen Bakan Koca, “Aldığımız tedbirlerden öncelikli hedefimiz hasta sayısının artışını durdurmaktır. Aksi durumda sadece kapasite artırımına yönelik bu tedbirlerin de bir süre sonra çözüm konusunda yetersiz kalma ihtimali vardır. Temaslı taraması, yani filyasyon çalışması, salgınla mücadelemizde hayati öneme sahip. Van’da salgın başında 80 olan filyasyon ekip sayımızı 128’ye yükselttik. Bugün verdiğimiz talimatla filyasyon ekip sayımız bir kaç gün içinde 150 ekibe ulaşacak. Bitlis ilimizde salgının başında 72 olan filyasyon ekip sayımızı 90’a çıkardık. Hakkari ilimizde salgının başında 44 olan ekip sayımız şu an 65 oldu. Muş’ta 37 ekibimiz vardı, şu an 50 ekiple filyasyon çalışması yapıyoruz. Van’da temaslılara ulaşma süremiz 26 saatten 17 saate kadar düştü. Ancak bu bölgede hasta sayılarında artış hala devam etmektedir. Bugün incelemelerde bulunduğumuz illerimizde filyasyon için adresinde bulunamayanların oranı yüzde 9,2. Bir kez daha temaslı ve şüphelilerin kendilerini mutlaka izole etmesi gerektiğinin altını çiziyorum. Alacağımız tedbirlerle, bir tek hasta kalmayıncaya kadar birlikte mücadelemize devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

4 ŞEHİRDEKİ SAĞLIK YATIRIMLARI

“Bugün burada değerlendirmelerini yaptığımız 4 şehirdeki sağlık yatırımlarına yönelik planlamalarımızı aktarmak istiyorum” diyen Koca, şöyle devam etti:

“50 yataklı Amatem-Çamatem sağlık tesisimizi bu yıl tamamlayacağız. 75 yataklı Çaldıran Hastanemizin inşaatında yüzde 95 seviyelerine geldik. Hızlı tamamlanması için valiliğimiz ve il müdürlüğümüze gerekli talimatları verdik. Erciş Ağız Diş Sağlığı Merkezimizin inşaatına başladık. Bahçesaray hastanemizin arsa sorunu çözüldü. Projelerini hazırlatarak 20 yataklı hastanemizin inşaatına başlayacağız. 75 yataklı Başkale Devlet Hastanesi projeleri bu yıl içinde tamamlanacak ve 2021 yılında inşaatına başlanacak. Muş Malazgirt ilçemizde 24 Ağustos’ta 100 yataklı Devlet Hastanemizin inşaatına başlandı. Hasköy Devlet Hastanemizin ihalesini yaptık. Ayrıca Muş merkezde 500 yataklı bir eğitim araştırma hastanemizi yatırım programına aldık ve projelerine başladık. Hakkari’de Derecik ilçe hastanemizi bu yıl içinde hizmete alacağız. Yüksekova ilçemize 100 yataklı bir ek bina ve 20 ünitelik Ağız-Diş Sağlığı Merkezini yatırım programımıza aldık. Şu an projeleri hazırlanıyor. Hakkari merkezde ise 100 yataklı ek bina için arsa tahsis süreci tamamlandı. Bu ay içerisinde proje ihalesine çıkmış olacağız. Bitlis’te 50 yataklı Amatem-Çamatem tesisimizi yıl sonuna kadar açmış olacağız. 50 yataklı Ahlat Devlet Hastanemizin ek binasının inşaatı devam ediyor. 50 yataklı Tatvan Devlet Hastanemizin yenileme çalışmaları yıl sonunda tamamlanacak.”

“VATANDAŞLARIMIZIN TEDBİRLERE UYMADAKİ İHMALLERİ, BİZLERİ ÇOK ÜZÜYOR”

Salgının başından beri en fazla riske maruz kalanların sağlık personeli olduğunu söyleyen Koca, “Bu büyük riske karşı ön cephede mücadele esnasında, çok sayıda hastalananımız oldu, kayıplarımız oldu. Evet. Sağlıkçılarımız fedakardır. Ancak bu fedakarlığın dikkatsizliklere, sorumsuzluklara feda edilmesini onlardan bekleyemeyiz. Vatandaşlarımızın tedbirlere uymadaki ihmalleri, bizleri çok üzüyor. Lütfen tedbirler noktasında çok daha dikkatli olalım. Bugün burada çok verimli bir saha çalışması yaptığımız kanaatindeyim. İllerimizin sağlık yöneticilerimiz talimatlarımızı aldılar, görevlerinin başına dönerek gereğini hızla hayata geçirecekler. Biz de bu çalışmaları destekleyecek imkanları onlara sağlamak üzere üzerimize düşenleri yapacağız. Bu fırsattan istifade ederek tekrar söylemek istiyorum, asıl görev vatandaşlarımıza düşmektedir. Temizlik, maske, mesafe tedbirlerine uyduğumuz ölçüde virüs o ölçüde etkisiz kalacak, o kadar çabuk tehdit olmaktan çıkacaktır” şeklinde konuştu.
Bakan Koca, gazetecilerin yönelttiği soruları cevapladıktan sonra İstanbul’a gitmek üzere Van Ferit Melen Havalimanına geçti.

AŞI ÇALIŞMALARI

Bakan Koca, Güvenlik ve Acil Durumlar Koordinasyon Merkezinde düzenlenen bölge değerlendirme toplantısının ardından gazetecilerin sorularını cevapladı. Grip aşısına olan taleple ilgili yöneltilen bir soruyu cevaplayan Bakan Koca, bu yıl dünya genelinde grup aşısına ilgi ve talebin olduğunu gördüklerini, üretim yapan firmaların sayısının da arttığını söyledi. Tüm dünyada bu kapasitede toplamda yüzde 20 oranında bu yıl artışın yaşandığını ancak talebin bundan daha fazla olduğunu söyleyen Koca, Türkiye’de ise bu anlamda geçen yıl talep ettikleri aşıdan daha fazlasını tedarik etmek üzere yoğun bir çaba içinde olduklarını dile getirdi. Geçen yılların 3-4 katı oranında bu tedariği sağlama noktasında bir sonuç elde etmiş olacaklarını aktaran Koca, "Önemli olan herkesin grip aşısını yapmak zorunluluğu içinde olmadığını bilebilir olmamız. Bununla ilgili bilim kurulumuz 'grip aşısı kimlere yapılmalı’ şeklinde bir çalışma yapıyor. Bunu önümüzdeki günlerde ya da bir iki hafta içerisinde açıklamış oluruz. Özellikle riskli olan, mutlak yapmasını düşündüğümüz hastalarımıza yapma noktasında bir sorun olmadığını söyleyebilirim. Bölge için de yaşlı nüfusun çok yüksek olmadığını, yüzde 4.8 oranında olduğunu biliyoruz. Bölgede de bu anlamda riskli hastalarımıza grip aşısını verme noktasında sorun yaşamayacağımızı rahatlıkla söyleyebiliriz. Bunun dışında geçen hafta 6 ille ilgili yapılan değerlendirme sonrası yüzde 30 ile 70 arası değişken oranda hasta sayısının azaldığını ifade etmiştim. Bu hafta boyunca yine bütün illerimizde bu azalışın kısmen de olsa devam ettiğini, kimisinde sabit kaldığını ama yükselen biri ilimizin olmadığını söyleyebilir. Altı için söylüyorum" dedi.

HEYBELİADA’DAKİ SANATORYUM

Bakan Koca, Diyanet İşleri Başkanlığının Heybeli Ada’daki sanatoryumun devredilmesine ilişkin yöneltilen soruya ise "Burası 2005’e kadar hastane olarak kullanılan bir yerdi. 2005’ten sonra tüberküloz hastalarının oraya gönderilmesiyle ilgili bir ihtiyaç ortadan kalkmıştı ve o dönemde hastane olarak kullanımının devam etmemesine karar verildiğini biliyoruz. 2005 yılından bu yana yani 15 yıllık zaman diliminde bu binalar kullanılmıyor. Dolayısıyla kullanılabilir durumda da değil. Bu dönemde pandemi hastanesi için gündeme geldi. İstanbul’da toplam 2 bin 16 yatak kapasitesi olan iki tane pandemi hastanesini açmış olduk bu süreçte. Dolayısıyla bu hastanelerden sonra İstanbul’da şu an ilave pandemi hastanesine ihtiyacımızın olmadığını söyleyebilirim. Bu arsanın yeri, mülkiyeti Sağlık Bakanlığı’na ait değil. Milli Emlak’ta. İki yıldan fazla zaman önce Milli Emlak tarafından Diyanet İşleri Başkanlığımıza tahsis edildiğini biliyoruz. Bizim şu dönemde pandemi hastanesine ihtiyacımız yok. İki yıl zaman diliminde Diyanet İşleri Başkanlığımızın bu yere herhangi bir yatırım yapmadığını ve bir inşaat faaliyetinin olmadığını biliyoruz. Eğer bu süreçte tahsis edilen amaç doğrultusunda Diyanet İşleri Başkanlığı değerlendirmeme noktasına bir irade beyanında bulunursa biz de bu süreçte pandemi hastanesine ihtiyacımızın olmadığını söylüyoruz ama buna rağmen böyle bir irade ortaya konulursa sağlık amaçlı değerlendirmeyi gündemimize alabileceğimizi söylemek istiyorum" cevabını verdi.
Yeni açılan hastanelere personel alımıyla ilgili de konuşan Bakan Koca, "Bu yeni hastanelerimizle birlikte personel alımı gündemimize gelebilir. Bununla ilgili çalışıyoruz. Bu dönemde de personel alımı yer yer yaptığımızı da söylemek istiyorum" dedi.

“HİÇ KİMSENİN PANDEMİYLE MÜCADELEDE DIŞARIDA KALMAYA HAKKI OLAMAZ”

Yapılan kalabalık düğünlerle ilgili yöneltilen soruya ise Bakan Koca, şöyle cevap verdi:

“Özellikle pandeminin yaşandığı olduğu bu dönemde 83 milyon herkes tedbirlere uymak zorunluluğu hissediyor olmalı. Çünkü hiç kimsenin pandemiyle mücadelede dışarıda kalmaya hakkı olamaz. Ve özellikle sorumluluk sahibi olan kişilerin, bu milletvekili de olabilir, bürokrat da olabilir, yönetici de olabilir, sorumluluk sahibi olan kişilerin daha ciddi anlamda sorumluluğun gereğini yapabiliyor olması gerektiğini düşünüyorum. Yani insandan insana geçen salgını giderek daha da artırabilecek olan mekanların, ortamların oluşturulmaması, bu noktada vatandaşımıza sorumluluk sahibi olan kişilerin daha çok örnek olması gerektiği kanaatindeyim. Dolayısıyla bu anlamda herkesin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirerek bu salgınla mücadelede yer alması gerektiği kanaatindeyim.”

"13 TANE AŞI ÇALIŞMASI VAR"

"Almanya'da yapılan çalışma çalışmayla ilgili biliyorsunuz şu an faz-3 çalışmasına kadar gelmiş bulunuyoruz. Bu faz-3 çalışmasına Türkiye'de de başlandı. Yani dosyasının yeterli olduğu, hayvan, fare ve maymun çalışmalarının yapıldığını, faz-1, faz-2 dediğimiz insan çalışmalarının da yapıldığını ve buralarda başarılı sonuçlar elde edildiğini, faz-3'ün daha geniş insan topluluğu ve birden fazla ülkede yapılması gereken bir dönem. Onunla ilgili de Türkiye'de biliyorsunuz 10'a yakın üniversitemiz bu anlamda bu çalışmayı bakanlığımızın izin vermesiyle başlatmış oldu. Bir diğer çalışma, bahsettiğiniz Oxford'un çalışması. Onunla ilgili bir reaksiyon geliştiği için şimdilik durduruldu. Ama önümüzdeki dönemde bununla ilgili daha net bilgiler elde etmiş olacağız. Bir diğer Türkiye'de yapılan çalışma ise Çin'de Sinovac dediğimiz aşıyla ilgili yine dosyası bizim Aşı Bilim Kurulu tarafından yeterli görülen, hayvan çalışmaları, faz-1, faz-2 dediğimiz insan çalışmaları yapılıp uygun görülen, faz-3 çalışması için de bize müracaat edildi. Bakanlık olarak faz-3 çalışmasına izin verildi. Hacettepe Üniversitesi sorumluluğunda 10 merkezde faz-3 çalışması başlamış oldu. Bu faz-3 çalışmalarına Türkiye'de biz niye veriyoruz. Burada izin vermemizdeki temel amaç şu, faz-1, faz-2 insan çalışmaları yapılmış olan, toksik etkisi olmayan, daha geniş insan topluluğuna ve birden fazla ülkede yapılma zorunluluğu olduğu için biz burada özellikle insanımızın, Türkiye'de genetik farklılıkları dahil olmak üzere bu aşıların etkisini ayrıca bilmek istiyoruz. Çünkü ona göre reaksiyon almak istiyoruz."

Rusya'da yapılan aşıyla ilgili faz-3 çalışması için kendilerine müracaat edildiğini söyleyen Bakan Koca, "Faz-3 çalışmasıyla ilgili müracaat edilen dosyanın yeterli olduğunu, hem fare hem maymun hem faz-1, faz-2 çalışmalarının yapıldığını gördük. Bunu bize sundular. Aşı Bilim Kurulu önümüzdeki günlerde bu konuyla ilgili değerlendirmesini yapmış olur. Muhtemelen önümüzdeki hafta Rusya'daki aşının faz-3 çalışmasına da izin verebiliriz. Ayrıca bizim Türkiye'de yaptığımız çalışmalarımız var. Toplam 13 tane aşı çalışması var. Bu aşı çalışmalarını faz-1 çalışmasına kadar gelmiş oldu ama faz-1 çalışması daha başlamadı. Önümüzdeki haftalar faz-1 çalışması başlayabilir. Ama aşının ortaya çıkması sanırım 2021'in başlarında olur. Yani nisan, mayıs ya da haziran aylarında olabilir. Hem Pfizer, hem Çin Sinovac, hem Rusya'nın aşılarının yıl bitmeden de piyasaya verileceği kanaati taşıyorum. Bununla ilgili de ayrıca bağlantılarımızın, iş birliğimizin olduğunu da söylemek istiyorum" ifadelerini kullandı.

 

 

 

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca koronavirüs