Bağımlılığı azaltmak elinizde. Sırf beğeni alabilmek için

Sosyal medya, son yıllarda hayatımızın her alanında yer almaya başladı. Bazıları sosyal medyayı ihtiyacı kadar kullanmayı başarabilirken bazıları da attığı her adımı paylaşmadan duramıyor. Öyle ki, beğeni sayısı düşük olunca üzülüyorlar. Peki, kim bu sosyal medya bağımlıları? Nasıl düzelebilirler, uzmanları anlattı. 

Psikolog Özge Öztaşçı, sosyal medyanın bağımlılık yapıcı etkisinin araştırmalarca da kanıtlandığını söylüyor. Öztaşçı, “Sosyal medya, beyinde dopamin salgısını arttırarak insanların tekrar tekrar sosyal medya platformlarını kullanmasını sağlıyor. Paylaşımlar, beğeniler, yorumlar beyinde ödül merkezini tetikleyerek, madde ve kumar ve bağımlılarında da gözlemlediğimiz etkileri beynin üzerinde yaratıyor. Beyin bu dopamin salgısını deneyimledikçe karşı koymak bir o kadar güç haline geliyor ve bu davranışlar bağımlılığa dönüşüyor” diyor.

YENMEK İÇİN NELER YAPILMALI?

Uzmanlar, bu bağımlılığı yenmek için kararlı olmanın ve bu durumun aşırıya kaçtığının kabullenilmesi gerektiğini belirtiyor. Öztaşçı, bu bağımlılığı azaltmak için yapılması gerekenleri de şöyle sıralıyor:

“Telefonlardan sosyal medya uygulamalarını silip sadece bilgisayar gibi ortamlarda erişimi açık bırakmaları geçirecekleri zamanda düşüşe neden olacaktır. Telefonu, iş, okul, yemekler ve sosyal aktiviteler sırasında kapalı bırakmak ya da sosyal medya ekiplerinin uyarılarını sessize almak ya da sosyal medya kısıtlayıcı zaman uygulamalar da bağımlılığı azaltmada işe yarar."

Öztaşçı, sosyal medyayı çocukların kullanmalarına yönelik, “Çocuklarda endişe, içe kapanıklık, güvensizlik, stres gibi olumsuz duygulanımlara yol açmakta; ayrıca çocukların yüz yüze öğrenmesi gereken ve deneyimlemesi gereken sosyal becerileri deneyimlenmesini engellemekte, bu yeteneklerin hiç gelişmemesine neden olmaktadır” ifadelerini kullanıyor.

'BEYNİN HAZ BÖLGESİNİ ETKİLEYEREK...'

Uzman Klinik Psikolog Solin Çekin, neredeyse özel hayatımızın kalmadığını ve sosyal medya platformlarında her an her bilginin paylaşılmasının psikolojik bir zeminin tetiklenmesine sebep olduğunu belirterek şunları ifade ediyor:

“Yaptığımız paylaşımların önemli bir kısmı, beynimizin haz bölgesini tetikliyor ve bu durum bizi sürekli paylaşım yapmaya sevk ediyor. Haz, beynin ödül mekanizmasını tetikleyerek dopamin salgılanmasına sebep olurken dopamin de beynin içerisinde ödüllendirme duygusunu aktive ediyor. Dolayısıyla kişi her paylaşım yaptığında yaşadığı anlık tatmin hissiyle birlikte ‘paylaşım yapmaya devam et’ algısını oluşturuyor. Sürekli ve hızlı şekilde salgılanan dopamin miktarıyla beyin içerisinde yeni bir normal algısı oluşuyor ve eski yaşanmışlıklar kişiye yeterince haz vermemeye başlıyor. Böylece paylaşım yapma arzusu giderek artıyor. Bu durum da beynimizdeki ‘bağımlılık’ kavramına denk düşüyor.

'SÜREKLİ TÜKETİM, MUTSUZLUĞU GETİRİYOR'

Gönderilerin ikinci şahıslar tarafından birçok kez paylaşılabilmesi, takipçi ve beğeni sayılarının artması gibi sebepler, kişide yoğun bir tatmin olma duygusu oluştururken bireyin bu unsurlar üzerine koyduğu hedeflere ulaşabilme oranları ve sosyal medya platformlarında vakit geçirme isteğini de pekiştiriyor. Sürekli tüketim bir süre sonra mutsuzluğu beraberinde getirirken kişi  sorunlar yaşayabiliyor." 

'SIRF BEĞENİ ALABİLMEK İÇİN...'

Çoğu kez dış dünyaya karşı sergilediğimiz sahte bir imaj ile öz değer duygusu, narsisizm, hayranlık uyandırma ihtiyacı, düşük benlik saygısı gibi birçok noktanın tatmin edilmeye çalışıldığını söyleyen Çekin, “Beğenilmeyi önemseyen bir birey, sırf beğeni alabilmek için paylaşım yaparken; partnerinden ayrılan bir birey sadece o kişi görsün mantığıyla bile sürekli paylaşım yapar hale gelebiliyor. Özellikle çocuklarla ilgili yapılan paylaşımların kötü niyetli bazı insanlar tarafından farklı amaçlarla kullanılabileceği göz önünde bulundurulması gereken en önemli noktalardan biri" değerlendirmesini noktalıyor.

[email protected]

Kaynak: Web Özel