Anne ve babasını boğmuştu, cezası bozuldu

Anne ve babasını boğmuştu, cezası bozuldu

Yargıtay 1. Ceza Dairesi, Mersin'de anne ve babasını öldüren hemşire Seher Dadak'a "canavarca hisle veya eziyet çektirerek kasten öldürme" ve "yağma" suçlarından verilen iki kez müebbet ile 25 yıl hapis cezasını bozdu.

Dadak, 6 Aralık 2015'te altınlarını vermedikleri gerekçesiyle evlerine gittiği babası Fethi ile annesi Aile Korkmaz ile tartıştı. Tartışmanın ardından Dadak, başlarına sarımsak ezici ile vurduğu anne ve babasını boğarak öldürdü.

Tutuklanan Dadak, yargılandığı Mersin 5. Ağır Ceza Mahkemesince 21 Haziran 2016'daki karar duruşmasında, "canavarca hisle veya eziyet çektirerek kasten öldürme" suçundan iki kez müebbet, nitelik yağma suçundan ise 25 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 

Temyiz üzerine dosyayı görüşen Yargıtay 1. Ceza Dairesi, sanık Seher Dadak hakkındaki yerel mahkeme kararını bozdu. 

Daire, kasten öldürme suçunun canavarca hisle veya eziyet çektirerek işlenmesi halinin varlığını gösteren kesin ve yeterli kanıt bulunmadığına, bunun da bozmayı gerektirdiğine hükmetti. 

Yargıtay 1. Ceza Dairesi, yağmadan kurulan hükümde ise eylemin maktullerin evinde gerçekleştirildiği gözetilmeden silahla yapıldığı kabul edilerek, karar verilmesini bozma nedeni saydı. 

Mersin 5. Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtay 1. Ceza Dairesi'nin bozma kararı üzerine davayı yeniden ele alacak.

'BOĞARKEN GÖZ GÖZE GELDİK'

Seher Dadak, olay günü kahvaltı sırasında babasına maddi problemlerinden bahsettiğini ifade ederek cinayeti nasıl işlediğini daha önceki savunmalarında şöyle anlattı:

"Babama maddi sıkıntılarımdan bahsedince, bana ait birikimleri bozdurduklarını söyleyerek, olumsuz yanıt verdi. Ağza alınmayacak hakaretlerde bulundu. Benim çocuğum otizm hastası. Babam, 'Namazsız, abdestsiz yaparsınız tabi çocuğunuz özürlü olur' dedi. Bir anda gözüm dumanlandı, özürlü kelimesi kafamda döndü, durdu. Benim oğlum özürlü değil, sadece otizm hastası. Cinnet getirerek, mutfaktan aldığım tahta sarımsak ezicisiyle babamın ensesine vurdum. Yere düştükten sonra kustu, ellerimle boğdum. Televizyonun sesi açıktı, içerideki annem duymadı. Oğlum özürlü olabilir ama ben bir anneyim, onu birikimlerimle otizm okuluna götürecektim. Sonra yatak odasına giderek altınları aramaya başladım çünkü bozdurduklarına inanamıyordum. Altınların bir kısmını buldum."

ANNEM 'HAKKINI HELAL ET' DEDİ 

"Sonra annem yanıma gelerek 'Ne yapıyorsun?' deyip boğazıma sarıldı. Babamla sözleşmişler gibi hakaretler etti, çocuğuma 'Özürlü' deyip durdu. Sonra içeri gidip babamın kafasına vurduğum sarımsak eziciyi alıp, anneme vurdum. Tülbendini alıp boğazına doladım. Sonra göz göze geldik, 'Allah'ım ben ne yapıyorum?' dedim ama cinnet getiriyordum. Annem o esnada bana 'Hakkını helal et' dedi. İkisini de çok seviyordum, böyle bir şey olmasını istemezdim. Olaydan sonra başlarına oturup ağladım."

cinayet