AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik: Tedbirler hayatın akışını felç etmeden alındı
Yayınlanma:
Son Güncelleme
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, MYK toplantısının ardından açıklamalarda bulundu. Çelik, "Tedbirler hayatın akışını felç etmeden alındı. Belli bir denge içinde götürülüyor" dedi.
AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK), Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına karşı alınan tedbirler kapsamında video konferans ile yapılan toplantı sonrası AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik açıklamalarda bulundu.
Ömer Çelik'in açıklamaları:
Toplantıda koronavirüsle mücadele bağlamında meseleler tartışılıyor. Milli eğitimdeki gelişmeler, tedbirler kapsamlı şekilde ele alınıyor. Arkadaşlarımızın temaslarından ortaya koydukları tespitlerle ilgili kapsamlı değerlendirme yapıldı. Hepimiz açısından zorlu bir süreç. Küresel afete bütün dünya kendi imkanlarıyla cevaplar vermeye çalışıyor.
Çeşitli zamanlarda önümüze çıkmış, 2002'de SARS, 2011'de MERS, 2009'da domuz gribi gibi meydan okumalarla dünya karşı karşıya kaldı. Geçmişte sadece Afrika'yı vurduğu zaman insanlık bu mesele ile büyük bir hassasiyetle ilgilenmiyordu. Şimdi çok tehlikeli bir salgın söz konusu. Yeni düşünceler geliştirmemiz de gereken bir döneme işaret ediyor bu.
Bu afet karşısında tüm tedbirleri yürürlüğe koyuyoruz. Maalesef çok kafa karıştıran başka meselelere odaklanan yaklaşımlar karşısında hafızamızı tazelememizde fayda var. Avrupa'da ilk olarak 27 Ocak'ta Fransa'da tespit edildi. Ülkeler çeşitli tedbirler getirdiler. Şubatın 3. haftasından itibaren İran ve İtalya üzerinden hızla yayıldı. Mart ayının ilk haftasından itibaren İran ve İtalya'dan ciddi sayıda ölüm haberleri alınmaya başlandı. 11 Mart'ta Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) 'Koronavirüs Pandemisi' ilan etti. Şimdi vaka sayısı 1 milyonu, hayatını kaybeden sayısı 50 bini geçmiş durumda.
Türkiye süreci baştan itibaren ciddiye almıştır. Dünya ciddiye almazken Türkiye, Çin'de gözüktükten sonra Ocak ayında Sağlık Bakanlığı merkezinde bir operasyon merkezi kurmuştur ve 10 Ocak'ta Bilim Kurulu oluşturmuştur. Ocak'ta Covid-19'la ilgili Rehber hazırlandı. Tüm süreç burada anlatıldı. 20 Ocak'tan itibaren tüm yolcular Türkiye'de taramadan geçirilmeye başladı. 1 Şubat'ta Wuhan'daki vatandaşlarımızı getirilip karantinaya alındı. Dünyanın neresinde olursa olsun vatandaşlarımızın sağlığını düşündüğümüz bu hızlı hareket tarzı ile ortaya çıkmıştır.
2 Mart'ta umreden dönen vatandaşlarımıza karantina tedbirleri uygulanmaya başlandı. 10 Mart'ta maalesef Bakanımız ülkemizde ilk defa bir vatandaşımızda testin pozitif çıktığını açıkladı. Sürecin şeffaf yürütülmediğine dair spekülasyonlar son derece spekülatif bir biçimde yürürlüğe koyulmaya çalışılıyor. Baştan beri söyledik resmi açıklamalara riayet edilsin diye. 12 Mart'ta önemli tedbirler paketi bir üst basamağa çıkarılmış oldu. 13 Mart'ta vaka sayısı 5'e çıktığında bir toplantıda derhal Almanya, Fransa, İspanya dahil 9 Avrupa ülkesine havayolu ulaşımı durduruldu.
Spekülasyon yapılan umreden dönen vatandaşlarımızla ilgili olarak zaten onlar karantinaya alınmış oldu. Namazların cemaatle kılınmaması yönünde tedbirler alındı. Önemli olanlardan bir tanesi de illerde pandemi kurullarının kurulmasıdır. Pandemi kurulları merkezi hükümetin tedbirleri kadar yerel uyarlamaları da yapacaktır. Bu noktada söz konusu olup da krize müdahale etmek için belli bir takibin çerçevesinde yürürlüğe koyulmayan bir tedbir yoktur. Herkes oturduğu yerden tedbirler olmalıydı gibi yaklaşımlar yürütüyor.
"TEDBİRLER HAYATIN AKIŞINI FELÇ ETMEDEN ALINDI"
Bütün bu yasakların getirilmesinin ekonomik hayatı olumsuz etkilememesi için pek çok tedbirler alındı. Bir köye karantina uygulanması gerekiyorsa uygulanıyor. Hayatın akışını kolaylaştıracak tedbirler alıyoruz. Tedbirler hayatın akışını felç etmeden alındı. Belli bir denge içinde götürülüyor. Vatandaşlarımız da dayanışmak için ellerinden gelen gayreti göstermişlerdir.
Tedbirlere ne kadar uyulursa zaman o kadar kısalır. Tedbirlere uyulmadığı sürece daha acı verici neticeler ortaya çıkıyor. Vatandaşlarımızdan gelen şikayetleri de ayrıntılı bir biçimde inceliyoruz. Vatandaşlarımız kriz fırsatçılarını şikayet etmeliler.
MİLLİ DAYANIŞMA KAMPANYASI TARTIŞMALARI
Milli Dayanışma Kampanyası söz konusu olduğunda vatandaşımızın dayanışma arzusu en üst seviyededir. Bu tip konularda bir zaaf söz konusu değildir. Vatandaşlarımızın birbiriyle dayanışması zaaf anlamına gelmez. Oralardan örnek gösterecekseniz bakın insanların birbiri ile nasıl yarıştığını, güçlü ülkelerin birbirlerinin yardım malzemelerine el koyduğunu görüyoruz. Bugün AB Komisyonu Başkanı, İtalya'dan özür diliyor, 'Sizi yalnız bıraktık' diye.
Cumhurbaşkanlığı makamı Türk Milleti'ni ve devletini temsil ediyor. Her zaman olduğu gibi devletimizin ve milletimizin yardımı olarak kayda geçecektir.
KORONAVİRÜS YAYINLARI
Yayınlarla vatandaşları bilgilendirmeye çalışıyorlar. Fakat son zamanlardaki yayınlarda çok fazla bilim adamlarının kendi arasındaki teknik konuların vatandaşların gündemine getirilmeye çalışıldığını görüyoruz. Bütün bilim adamlarımız kıymetli. Salgın meselesinde bir takım teknik tartışmalara dönüyor. Anlaşılamayan konuların vatandaşlarımızın en çok TV izlediği zamanlarda gündeme getirildiğini görüyoruz. Uzmanların kendi gündeminin vatandaşın gündemi olmadığını hatırlamak gerekiyor. Bu süreçte tedbirler alındıktan sonra moralin nasıl yüksek tutulması gerektiğine dair görüşleri daha çok dinlemek istiyoruz. Bugünlerde birbirimize çeşitli konularda yardımcı olduğumuz gibi en çok yardımcı olmamız gereken konu umudun yüksek tutulması. Tedbirleri almayı bir travmaya dönüştürmemek lazım.
SORU-CEVAP
BAĞIŞ TARTIŞMALARI
Buna 'hamaset' denilmesi son derece ayıptır. Devletin bugün meseleye karşı hazırlıkları konusunda herhangi bir eksiklikleri yoktur. Belki de bu şekilde siyasi bir tartışma bir tek Türkiye'de oluyor. Pek çok ülke başarısız kalıyor. O ülkenin basınında eleştirileri çok net bir şekilde görüyorsunuz. Kronolojiyi vermemin sebebi oydu. Devletimiz bütün tedbirleri alarak bunun yanında vatandaşlarımızın dayanışma duygusunu ifade etmesi ile Cumhurbaşkanımızın dayanışma kampanyasını başlatmasından daha doğal ne olabilir. Bugünler temel siyasi değerleri de hatırlayacağımız günlerdir.