5 soru 5 cevap: Afganistan'da şimdi ne olacak?
Afganistan'da 20 yıl süren ABD işgali 11 Eylül 2021'de sona eriyor. Peki ABD Irak'tan çekildikten sonra yaşananlar hala ortadayken yeni Afganistan neye benzeyecek?
Derleme: Haberglobal.com.tr
Tıpkı İkinci Dünya Savaşı sonlarına doğru Almanya gibi Afganistan da tarihte hem Sovyetler Birliği hem ABD işgaline uğramış bir ülke. 11 Eylül saldırıları sonrası ABD hükümeti El-Kaide’nin kökünü kazımak üzere dünyanın dört bir yanında operasyon hazırlıkları yaparken ilk durakları Afganistan olmuştu. Saldırılardan bir ay sonra ABD kuvvetleri Afganistan’ı işgal ederken bu askeri harekatı Vietnam ile birlikte ABD tarihinin en tartışmalı savaşlarından olan Irak’ın işgali izleyecekti.
2001-2005 yılları arasında Bush kabinesinde Dışişleri Bakanı olarak görev yapan Colin Powell’ın Irak savaşına perde arkasında karşı olduğu ve ‘Bir kez girersek oradan çıkamayız’ dediği rivayet edilir.
Amerika Birleşik Devletleri gerçekten de hızla işgal ettiği Irak'tan girdiği hızda çıkamadı. ABD, Irak’ı işgalin gerekçesi olan kitle imha silahlarından bir tane bile bulamadan ve çok ağır bedeller ödedikten sonra kademeli olarak terk edebildi. Binlerce Iraklı sivil işgal sonucu hayatlarını kaybederken yüzlerce ABD askeri de yaşamını yitirdi.
ABD’nin Irak’tan çıkması bölgede büyük bir istikrar ve güven sorunu yarattı. IŞİD gibi örgütler için uygun zemin oluşurken dünya kamuoyunun şu an en dikkat çektiği noktalardan biri ABD’nin Afganistan’dan çıkmasından sonra ülkede ne olacağı… Çünkü o vakit geldi! Başkan Biden'ın açıklamasına göre ABD 11 Eylül 2021 tarihinde Afganistan'daki askerlerini çekiyor.
1- IRAK GİBİ TERÖR YUVASI OLUR MU?
ABD Ekim 2001’de Afganistan’ı işgal etti. İşgalin askeri amacı El Kaide’nin varlığını bitirmek ve örgütün Afganistan’ı üs olarak kullanmasını ortadan kaldırmaktı ve bu görev büyük ölçüde başarı ile tamamlandı. Şu an ABD yönetimi bölgede ülkelerine tehdit olabilecek bir El Kaide varlığı kalmadığını ifade ediyorlar. Buna rağmen Kongre’ye bağlı Afgan Çalışma Grubu’nun bu yılın başında hazırladığı bir rapora göre, “Bölgeden çekilme 18-36 ay içinde ABD’ye yönelik yeni bir terörist tehdidin oluşmasını sağlayabilir”
2019’un sonlarına doğru ülkede IŞİD’in silahlı varlığı neredeyse bitirilmişti. Yine de irili ufaklı grupların başkent Kabil'de de olmak üzere ABD’nin bölgeden ayrılmasına lehlerine çevirmek istedikleri biliniyor.
Afgan ordusu Taliban'a karşı savaşında ABD'den hava desteği alıyor. Fotoğraf: Reuters
2- KADINLAR VE ÇOCUKLAR NE OLACAK?
Taliban yetkilileri kadın haklarını yalnızca katı İslami kurallar altında destekleyeceklerini belirtiyor. Örgütün iki numarası olarak bilinen Mullah Abdül Ghani Baradar geçen yılın sonlarında yaptığı bir konuşmada, “ABD işgali gölgesinde kadın hakları adına yapılabilecek tek şey ahlaksızlığı ve İslam karşıtı kültürü yaymaktır” değerlendirmesinde bulunuyor.
Şu an için istatistiklere göre 18 yaşın altındaki Afgan kızlarının yüzde 40’ı okula gidiyor. Ülkenin kuzeyinde kız çocuklarının gittiği okullar var. Güneyde kızlar için okullar yok gibi bir şey. Taliban hükümetle yeni okullar kurulması noktasında anlaşıyor ama bu okullarda kız öğrencilere fen ve İngilizce dersi verilmesini yasaklıyor.
3- TALİBAN AFGAN HÜKÜMETİ İLE ÇALIŞACAK MI?
Taliban’ın bugüne kadar ABD yönetimi dışındaki unsurlarla yaptığı anlaşmalar hep belirsiz hükümler içeriyordu.
Örgütün sözcüsü ABD askeri varlığı topraklarından çekilmeden İstanbul’da 24 Nisan’da yapılması planlanan görüşmelere katılmayacaklarını söylüyor. Taliban yetkilileri Afgan hükümetini ‘ABD’nin kuklası’ olmak ile itham ederken Afgan hükümeti ABD askeri varlığı bölgeden çekilir çekilmez Taliban’ın 1990’lı yıllardaki katı İslami uygulamalarına döneceğini savunuyor.
Afgan ordusunun maaşlarının büyük bir kısmı ABD tarafından ödeniyor. Fotoğraf: Reuters
4- AFGAN HÜKÜMETİ İÇİN DURUM NE OLACAK?
ABD’nin bölgeden çekilmesinin ardından Afgan hükümetinin ayakta kalıp kalmayacağı tamamen Afganistan ordusuna bağlı. Taliban hali hazırda kendini Afgan ordusu ile girdiği savaştan galip ayrılmış gibi görüyor. Afganistan Devlet Başkanı Eşref Ghani sayıları 20 bin-30 bin arasında değişen özel kuvvetlere ABD’nin yardımı ile maaş ödemeye devam edebilirse bir süre daha görevde kalabilir. Afgan ordusu için ABD yönetimi yılda 4 milyar dolar harcıyor. Ülkeden çekildikten sonra Kongre bu parayı ödemek istemezse ülkede işler daha da karışabilir.
ABD’li ve Afgan güvenlik yetkilileri, Afgan ordusunun Taliban karşısındaki zayıflığının farkında. ABD’nin ülkeden çıkma planları olduğundan bu yana Taliban ordunun elindeki kontrol noktalarını ele geçirmek için pazarlık yapıyor.
Eğer Taliban önümüzdeki aylarda bu kontrol noktalarına saldırmaya başlarsa maaşları ödemeleri aksayan ve ABD hava desteğinden yoksun Afgan ordusunun ne yapacağı bilinmiyor.
Siyasi gelişmelerinin yanı sıra Afganistan ve Irak savaşları bu ülkelerde olduğu kadar olmasa da ABD için de büyük bir siyasi ve psikolojik travma içeriyor.
Afganistan Devlet Başkanı Eşref El-Ghani/Fotoğraf: Reuters
BUNA DEĞDİ Mİ?
Afganistan ve Irak’ta sahada savaşan yüzbaşı Timothy Kudo’yu duyalım: Buna değdi mi? Yaşanmış her şeyden sonra bu soruya ‘evet’ demek isterdim. Peki ya cevap ‘hayırsa’. Afganistan’dan döndükten birkaç hafta sonra televizyonu açmamı söyleyen bir cep telefonu mesajı aldım. Başkan Barack Obama sonunda Usame bin Ladin’i öldürdüğümüzü ilan ediyordu ve haberler Dünya Ticaret Merkezi ve Beyaz Saray’ın dışındaki kutlamaları gösteriyordu. Neredeyse 10 yıllık bir savaş bitebilirdi.
Bir keresinde köyde yaşayan bir yaşlıya neden burada olduğumu bilip bilmediğini sormuştum. ‘Hep buradasınız’ diye cevap vermişti. Şaşırdım ve ona ABD’ye gerçekleştirilen saldırıları anlattım. Bana ‘Sen Rus değil misin?’ diye sordu. 30 yılın ardından kiminle savaştıkları önemli değildi, ortada savaş olması önemliydi.
Biz ayrıldıktan sonra savaşta kalacak olan Afganlara ne olacak? Devriye gezerken bizi takip eden, inşa ettiğimiz okullarda okuyan çocuklar ne olacak? Taliban üyesi olmak için mi büyüyecekler tıpkı bizim çocuklarımızın bu savaşta savaşacak kadar büyüdükleri gibi?
5-ZAFER KAZANILDI MI?
ABD ordusunun askeri gücü düşünüldüğünde tabii ki Afganistan’da bulunan her yaşam formundan kuvvetli oldukları düşünülebilir. Fakat verilen kayıplar göz önünde bulundurulduğunda pek çok kişi bu zaferin tanımını tartışıyor.
2003 yılında Savunma Bakanı Donald Rumsfeld, Pentagon’daki üst düzey yetkililere gönderdiği gizli bir notta, “Koalisyon olarak Afganistan ve Irak’ta öyle ya da böyle kazanacağımız açık fakat bu uzun ve zor olacak” diyordu.
2006 yılında Taliban hafifçe de olsa güç kazanmaya yeniden başlayınca ‘zafer’e ilişkin soru işaretleri biraz daha artmaya başlamıştı. 29 Ağustos 2006 tarihinde Washington’a diplomatik bir mesaj gönderen Afganistan Büyükelçisi Roland E. Neumann, “Afganistan’da kazanmıyoruz. Afgan perspektifine göre zafer elimizden kayıp gidiyor” ifadelerini kullanmıştı.
Diplomatik yollarda konuşulan bu olsa da yetkililer kameralar önünde pembe bir tablo çizmeye devam etti. Büyükelçi’nin gönderdiği nottan iki hafta sonra kameralar karşısına geçen ABD’nin Afganistan kuvvetlerinin başındaki Korgeneral Karl Eikenberry, “Kazanıyoruz. Afganistan’da kaybetmek bir seçenek değil” demişti.
Bu açıklamadan iki yıl sonra bölgedeki ABD subayları Pentagon’dan daha fazla asker için talepte bulundular ama defalarca ‘zafer’ sözü verdikleri için bu talepleri tam olarak kabul edilmedi.
Tarihler Eylül 2008’i gösterdiğinde ise Doğu Afganistan’daki ABD kuvvetlerinden sorumlu Tümgeneral Jeffrey Schloesser, “Bu savaşı kaybetmediğimizi söylememe izin verin. Ama sanırım yavaş bir şekilde kazanıyoruz” açıklamasında bulunmuştu.
Obama yönetimi iş başına geldikten sonra iç politikada söylemler ‘Savaşı kazanamıyoruz ama politik bir çözüm sağlayabiliriz’ şeklinde oldu. Bu arada Obama döneminde Afganistan’daki ABD askeri varlığının 100 bin kişiye çıktığını anımsatmakta fayda var.
Şubat 2013’te açıklama yapan General John Allen, Afgan ordusunun artık görevi devralmaya hazır olduğunu ifade ederek, “Zafer budur. Kazanmak buna benzer” demişti.
Editörün notu: 20 yılın ardından Afganistan’ın bir istikrar ülkesi olduğunu söylemek zor. ABD’nin bölgeden çekilmesinin neye benzeyeceği merak ediliyor. Durum Irak’a benzerse bu dünya için iyi olmayacak…
*Yukarıdaki derlemede yer alan bilgiler The New York Times’ta Adam Nossiter imzasıyla yayımlanan, “The Crucial Questions for Afghanistan” (Afganistan için kritik sorular), The Washington Post’ta Craig Whitlock imzasıyla yayımlanan ‘The war in Afghanistan: Promises to win, but no vision for victory’ (Afganistan savaşı: Kazanma sözü var ama zafer için vizyon yok) ve The New York Times’ta Timothy Kudo imzasıyla yayımlanan I Fought in Afghanistan. I Still Wonder, Was It Worth It? (Afganistan’da savaştım. Hala merak ediyorum, buna değmiş miydi?) isimli makalelerden alınmıştır.