TÜSİAD'dan enflasyon ve asgari ücret açıklaması
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, enflasyonla mücadelede kamu kesiminin de sürece dahil olması gerektiğini belirtti. TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras ise düşük verimlilikle baş edilemezse asgari ücret tartışmasının hiç bitmeyeceğini söyledi.
Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD), Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan enflasyonla mücadelenin getirdiği fedakarlık ihtiyacının reel kesim ve hanehalkının dayanma gücünü zorlamaya başladığını, kamunun da sürece dahil olması gerektiğini söyledi.
Turan, yüksek istişare konseyi toplantısının açılış konuşmasında, "Rasyonel para politikası neticesinde enflasyonla mücadelede yol katetmeye başladık ancak enflasyon hala yüksek. Gelecek yıl yapılan tahminler de esenliğe çıkmamız için daha zamana ihtiyaç olduğumuzu gösteriyor" dedi ve ekledi:
"Bu süreçte sıkı para politikasının ve ekonomideki soğumanın devam etmesi enflasyonla mücadelenin parçası fakat enflasyonla mücadelenin gerektirdiği fedakarlıkların hem reel kesimin hem de hanehalkının dayanma gücünü zorlamaya başlamış olduğunu görüyoruz. Bu nedenle enflasyonla mücadelenin kamu kesimini de içine alacak şekilde sürdürülmesi gerektiğini düşünüyoruz."
Turan sadece para politikasına dayanan bir yaklaşım ile enflasyonla hızlı ve sonuç alıcı bir mücadelenin zor olduğu da belirtti.
"ENFLASYON DÜŞME EĞİLİMİNE GİRDİ"
TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras, açılış konuşmasında uygulanan ekonomik programın verdiği olumlu sonuçlardan ve eksiklerden bahsetti. Aras çalışanların hakkaniyetli bir gelir elde etmesinin önündeki en büyük engeli "şirketlerin verimliliği artıramaması" olarak özetledi.
Aras verimlilikle büyümeye en büyük katkıyı yapacak olan doğrudan sermaye yatırımları girişinin ise çok sınırlı olduğuna dikkat çekerek, "Doğrudan sermaye yatırımları için makroekonomik istikrarla beraber güçlü bir hukuk devleti, adil, hızlı ve efektif işleyen bir adalet sisteminin de tesis edilmiş olması gerekiyor. Para politikasında doğru yönde atılmış olan adımlar yapısal reformlarla desteklenmezse eksik kalıyor" dedi.
Enflasyonun düşme eğilimine girdiğini ve cari açığın "hızla" daraldığını belirten Aras, "Ekonomideki düzelme uluslararası piyasalar tarafından da teyit edildi" dedi, ancak uygulanan enflasyonla mücadele programının orta gelir tuzağından çıkmak için önemli olsa da yeterli olmadığını belirtti.
Aras, "Türkiye'nin orta gelir tuzağında olmasının ana nedeni toplam faktör verimliliğini yükseltemiyor olması. Daha anlaşılır dille, aynı miktar sermaye ve çalışanla daha fazla ve daha değerli üretim yapamıyor olması" dedi.
ASGARİ ÜCRETTEKİ TIKANMA...
Ekonomide 2006'dan sonra toplam faktör verimliliği artışının durduğuna dikkat çeken Aras, "Verimlilik artışının olmaması, asgari ücret konusunda da tıkanmaya neden oluyor. Çalışanların hakkaniyetli bir gelir elde etmesinin önündeki en büyük engel şirketlerin verimliliği arttıramaması" dedi ve ekledi:
"Eğer bir ekonomide enflasyonla mücadele açısından uygun görülen asgari ücret artışı çalışanları tatmin etmiyorsa bu ülkede çözülmesi gereken ciddi bir verimlilik sorunu var demektir. Asıl sorun olan düşük verimlilikle baş edilemezse asgari ücret tartışması hiç bitmez."
Aras bu nedenle asgari ücret artışıyla beraber verimlilik artışı için de politikaları hiç vakit kaybetmeden gündeme alınması gerektiğini söyledi.
Büyümenin verimlilik olmadan hızlanmayacağını belirten Aras verimliliğin ise yüksek teknoloji kullanımı olmadan artmayacağını söyledi.
"Yüksek teknolojili ürünlerin imalat sanayi ihracatımız içindeki payı son 10 yıldır %3 seviyelerinde. Buna karşılık üst orta gelirli ülkelerin ortalaması ise %23. Bu payı arttırmamız şart. Yüksek teknolojiye dayanan mal ve hizmet ihracatına odaklanmalıyız."