Tekstil ihracatı ilk sekiz ayda yüzde 12 daraldı
İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı Ahmet Öksüz, tekstil ihracatının 2023 yılının ilk 8 ayında yüzde 12 daraldığını belirterek istihdam kayıpları yaşanmaması için önlemler alınması gerektiğini söyledi.
İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı Ahmet Öksüz, küresel talepteki daralmanın da etkisiyle sektör ihracatının yılın ilk sekiz ayında yüzde 12 daraldığını, istihdam kayıpları yaşanmaması için iplik ithalatında ilave gümrük vergileri başta olmak üzere bir dizi tedbir alınması gerektiğini söyledi.
Dahilde İşleme Rejimi'nde de sınırlamaya gidilmesi gerektiğini belirten Öksüz, piyasa dengesinin bozulmaması için uygulamanın Türkiye'de üretimi olmayan ürün grupları için kullanılması gerektiğine işaret etti.
Texhibition İstanbul Kumaş ve Tekstil Aksesuarları Fuarı’nda sektörle ilgili değerlendirmelerde bulunan Öksüz, tekstil sektörünün uzun yıllar sonra 2022'de dış ticaret açığı vererek ithalatçı konuma düştüğünü; bu durumun üretim üzerinde risk oluşturduğunu söyledi.
Tekstil sektörünün özellikle pamuk ipliği ürün grubunda ithalat baskısı ile karşı karşıya olduğunu vurgulayan Öksüz, "Türkiye’de pamuk ipliği ve kesik elyaf ipliği ilave gümrük vergilerinde en düşük korumaya sahip sektörler. Dolayısıyla pamuk ipliği ve kesik elyaf ipliğinde ilave gümrük vergilerinin en az yüzde 20 olacak şekilde yeniden güncellenmesi gerekiyor” dedi.
Öksüz'ün verdiği bilgiye göre, iplik sektöründe tesislerin kapasite kullanım oranları yüzde 50 seviyelerine düşmüş durumda. Tekstil sektörü genelinde ise kapasite kullanım oranları yüzde 70 seviyelerinde olup dünyanın en büyük beşinci ihracatçısı konumundaki Türk tekstil sektörü, yılın ilk sekiz ayında küresel talepteki daralmanın da etkisiyle ihracatta yüzde 12 küçülme yaşadı. Tekstil ve hazırgiyim sektörleri toplamında ise daralma yüzde 8 olarak gerçekleşti.
Sektördeki daralmada küresel talepteki düşüşün yanı sıra, pandemi sonrası navlun fiyatlarının sert şekilde gerilemesi nedeniyle Türk üreticilerin rekabet avantajını yitrmesi ve Avrupalı alıcıların daha düşük fiyatlı Asyalı üreticilere yönelmesi etkili oldu.
Hazır giyim sektörüyle birlikte 2022 itibarıyla toplam 31.2 mi̇lyar dolarlık i̇hracatla Türki̇ye'ni̇n en büyük 2. i̇hracatçı sektörü olduklarını belirten Öksüz şöyle devam etti:
"Uzakdoğu Asya ülkelerinden ya da menşe sapması ile ülkemize gelen ithalat baskısı, üretim dengelerini olumsuz etkiliyor. Türkiye’ye ihraç edilen dampingli ürünler sektörümüzün üretim dengesini bozuyor ve sektörün üretim kapasitesinin âtıl kalmasına sebebiyet veriyor. Bu çerçevede sektörün üretim maliyetlerinin, daha rekabetçi düzeye gelmesi en önemli öncelikler arasında yer alıyor. Bakanlıklarımızdan beklentimiz ithalata yönelik acil bir önlem alınarak istihdamımızın ve milyarlarca dolar yatırımla kurulan üretim kapasitemizin korunması."
Öksüz'ün verdiği bilgiye göre, tekstil ve hazır giyim sektörü yıllık 82.5 milyar dolarlık toplam üretim değerine ve 1.1 milyon istihdama sahip.
DAHİLDE İŞLEME REJİMİ'NE SINIRLAMA TALEBİ
Küresel çapta daralan talebin üreticileri ve ihracatçıları zorladığını belirten Öksüz, bu kapsamda Orta Vadeli Program’da da yer alan Dahilde İşleme Rejimi’nin yeniden değerlendirilmesi adımını önemli bulduklarını söyledi.
Öksüz, "Dahilde İşleme Rejimi Türkiye’de üretimi olmayan ürün grupları için kullanılmalı. Piyasa dengelerini bozacak şekilde kullanılmaması için Türkiye’de üretimi olan ürün gruplarında Dahilde İşleme Rejimi uygulamasına sınırlama getirilmesi gerektiğini düşünüyoruz” diye konuştu.
Öksüz, Ticaret Bakanlığı’ndan özellikle Gümrük Birliği ve Türkiye’nin Serbest Ticaret Anlaşmaları (STA) üzerinden gerçekleştirilen ticaret sapmalarını da iyi incelemelerini talep ettiklerini söyledi.
Kaynak: Reuters