Simit zammından sonra kahvaltının maliyeti ne oldu?
Un ve susam fiyatları başta olmak üzere maliyetlerin sürekli artması, kahvaltının maliyetini de artırıyor. Süt ürünlerine de neredeyse her ay gelen zamlarla bir simit ve bir adet üçgen beyaz peynirle yapılacak kahvaltının maliyeti son bir yılda önemli şekilde arttı.
Simite gelen son zamlar ile özellikle beyaz peynir fiyatlarında yaşanan artışlar, basit bir kahvaltının maliyetini gündeme getirdi.
Türkiye Fırıncılar Federasyonu'ndan aldığımız bilgiye göre, ülke genelinde 2021 Temmuz itibarıyla bir simit 1.25-3 TL arasında satılıyor. Bazı illerde 80 gram bir simit 1.25 TL'ye satılırken bazı illerde ise aynı gramaja sahip bir simitin fiyatı 2 TL'ye çıkıyor. Gaziantep'te ise 150 gramı 3 TL.
Un ve susam fiyatları başta olmak üzere maliyetlerin sürekli artıyor olması, simitin dört tanesinin 1 liradan alındığı günleri de mazide bırakmış oldu. Bir simit ve bir adet üçgen beyaz peynirle yapılacak kahvaltının maliyeti geçen sene 2.75 TL iken 2021 Temmuz itibarıyla 4 TL.
TULUM PEYNİR, DANA ETİNE YAKLAŞTI
TÜİK'in madde sepetindeki verilere göre daha kapsamlı bir kahvaltı sofrası hazırlanırsa da durum şöyle: Sucuk, yumurta, zeytin, peynir ve tereyağından oluşan bir kahvaltı sofrasının maliyeti son bir yılda yüzde 20-44 aralığında zamlandı. Peynir ise kahvaltı sofrasının 'şampiyonlarından'. Özellikle kilosu 2021 Haziran itibarıyla ortalama 61 TL'den satılan tulum peyniri, aynı dönemde kilosu 64 TL'ye satılan dana etiyle yarışıyor.
Süt ürünleri fiyatlarında yaşanan artışları Türkiye Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği (SETBİR) Başkanı Tarık Tezel ile, simite gelen zamları ise 30 yıllık Simit imalatçısı Orhan Uysal ile konuştuk.
SANAYİCİDEN YENİ ZAM SİNYALİ
Salgının süt ve süt ürünleri sektörünü her bakımdan olumsuz etkilediğini belirten SETBİR Başkanı Tarık Tezel, 2020 boyunca yüzde 30'u aşan girdi maliyetlerindeki artışa rağmen süt ve süt ürünleri fiyatlarının ortalama yüzde 16 artabildiğini söyledi. TÜİK'in açıkladığı ÜFE ve TÜFE verileri de, üretici maliyetlerindeki artışın henüz tam olarak tüketici fiyatlarına yansımadığını, dolayısıyla bu durumun yeni zamların işaretçisi olduğu belirtiliyor.
Tezel, girdi maliyetlerindeki son bir yıllık artışı (2020 Haziran-2021 Haziran) şöyle anlatıyor:
"Çiğ süt fiyatı yüzde 39.13, ambalaj hammaddeleri fiyatları yüzde 80, elektrik yüzde 30, doğalgaz yüzde 26.4, işçilik bedelleri yüzde 21.56, endüstriyel işletme giderleri yüzde 17, akaryakıt fiyatı yüzde 23 ve pazarlama ile dağıtım hariç maliyetlerdeki toplam artış yüzde 40.65 oldu."
80 KURUŞA MAL EDİLİP, 2.5 TL'YE SATILIYOR
Simit İmalatçısı Orhan Uysal ise, son zamlarla birlikte bir simitin 80 kuruşa mal edildiğini, un ve susamdan sonra elektrik ve doğalgaz maliyetlerinin belirleyici olduğunu, buna işçilik maliyetlerinin de eklenmesiyle toptancılara 1.25 TL'den satıldığını anlattı. İstanbul'da bir simitin halihazırda 2.5 TL'den satıldığını anımsatan Uysal, "Asıl kârı toptancılar kazanıyor" diyor.
Simit fiyatlarındaki artışların nedeninin, girdi maliyetlerinin bir yıl içinde yüzde 80-90 zamlanması olarak belirtiliyor. Bir yıl içinde simitlik un çuvalı 110 TL'den 220 TL'ye, susamın kilosu da 12 TL'den 23 TL'ye çıktı.
Özellikle un fiyatlarında hiçbir dönem bu şekilde bir artış görmediklerinin altını çizen Uysal, "Bizi en çok zorlayan un fiyatları oldu. Buğday alım fiyatları arttığı için una yeni zamlar da beklendiğinin bilgisini aldık. Kazandığımızı una yatırıyoruz" diye konuştu.
"EKMEKTEN PAHALI DİYE ŞİKÂYET ALIYORUZ"
Simitin her yıl 25 kuruş zamlanırken bu yıl 50 kuruş birden arttığını hatırlatan Uysal, şöyle devam etti:
"Vatandaş 'ekmekten pahalı' diyerek şikâyet ediyor ama gerçekten elden gelen hiçbir şey yok. Maliyetler bu şekilde artmaya devam ederse simit fiyatlarının artmaması kaçınılmaz. Zam yapsak satışlar düşüyor, yapmasak zarar ediyoruz. İmalatçı için de vatandaş için de zor bir durum. Zaten pandemi öncesinde günde 500-600 simitten aşağı düşmezken şimdi 300-400 simit satabiliyoruz."
İÇ PİYASADA TALEP DÜŞTÜ
SETBİR Başkanı Tarık Tezel, hem iç piyasada talebin düşmesi hem de ihracattaki daralmanın stoklanabilecek ürünlerdeki üretim artışını, dolayısıyla stok maliyetlerini de artırdığı bilgisini vererek şu taleplerde bulundu:
"Belli bir süre uygulanmak üzere, süt ve süt ürünlerinde KDV’nin sıfırlanmasını, sektörde sürekli bir üretim istikrarının sağlanabilmesi için arz ve talep düzenlemesi ve stok maliyetlerinin azaltılabilmesi amacıyla depolama desteği verilmesini öneriyoruz."
Kaynak: Web Özel